gülgüzeli
|
Cevap : =>İslami Sözlük
LA'B:
Oyun, boş şey Oyun ile boş yere vakit geçirme
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Biliniz ki, dünyâ hayâtı elbette la'b ve lehv (eğlence) ve zînet yâni süslenmek ve tefâhür yâni öğünme ve malı, parayı ve evlâdı çoğaltmaktır (Hadîd sûresi: 20)
Dünyâ hayâtı la'b ve lehvdir Allah'tan korkanlar için âhiret hayâtı elbette hayırlıdır Böyle olduğunu niçin anlamıyorsunuz (En'âm sûresi: 32)
Kıyâmet günü makbûl olanlardan, kurtulanlardan olmak istiyorsanız, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iyi işleri yapınız Sünnet-i seniyyeye yâni Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin yoluna sarılınız! Bu yola uymayan hiçbir şeyi yapmayınız E shâb-ı kehf, (rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmâin) her tarafı fitne kapladığı zaman, bir hicret yapmakla yüksek dereceye kavuştular Siz, Muhammed aleyhisselâmın ümmetisiniz Ömrünüzü lehv ve la'b ile ziyân etmeyiniz! Çocuklar gibi top oynamakla vaktinizi elden kaçırmayınız (İmâm-ı Rabbânî)
LAĞV YEMİNİ:
Geçmiş birşey için zan ile boş yere yapılan yemîn (Bkz Yemîn)
LAHD (Lahid):
Kabir kazıldıktan sonra, kabrin taban sathından kıble cihetine kabir boyunca, içine ölü sığacak kadar genişlik ve derinlikte kazılan yer
Beşikten lahd'a kadar ilim öğreniniz (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)
Meyyit (ölü), lahd içine, sağ yanı üzere konur Şak yapılmaz, yâni kabir kazıldıktan sonra ortasına çukur açıp; meyyit buraya konulmaz Toprak çürük, nemli ise, erkeği lahdin veya doğruca kabrin içine tabut ile koymak câiz olur Toprak kuru ve sağlam ise, erkeği tabut ile gömmek mekrûh olur Kadınları her zaman tabut ile gömmek efdaldir (daha iyidir) (İmâm-ı Rabbânî) Götürüp lahde koysalar, arkaya bakmadan dönseler Süâllerimi sorsalar, bilmem hâlim nice olur
(Ahmed Yesevî)
LÂHİK:
1 Namaza imâm ile berâber başladığı hâlde, kendisine uyku, gaflet veya benzeri bir sebebden dolayı abdest bozulması hâli ârız olup da (meydana gelip de) namazın tamâmını veya bir kısmını imâm ile kılamayan kimse
Lâhik, imâma uyan cemâat gibi hareket eder Kaçırdığı rek'atleri kendi başına kılarken imâma uymuş gibi davranır Bunun için kendi başına kıldığı rek'atlerde, üzerine sehv secdesi (yanılma, unutma secdesi) gerekecek bir yanılma olsa, bundan dolayı se hv secdesi yapmaz (İbn-i Âbidîn)
Lâhik olan kimse, cemâati terk ettikten sonra eğer dünyâ kelâmı söylememiş ise, imâmın ardında gibidir Lâkin, câmiden çıktıktan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır Çok ileriye giderse, namazı bozulur diyen âlimler vardır (Kutbüddîn-i İznikî)
Namazda imâma uyanlar dört çeşittir Bunlar; müdrik (iftitah yâni başlama tekbirini imâm ile birlikte alan), muktedî (iftitâh tekbîrine yetişemiyen), mesbûk (imâm, rek'atlerin birini veya ikisini kıldıktan sonra uymuş olan) ve lâhiktir (Kutbüddîn-i İznikî)
2 Kavuşan, ulaşan, yetişen
Peygamber efendimiz, bir kabir yanında hazır oldukları vakit; "Dünyâ ve âhiret selâmeti, müslümanlardan ve mü'minlerden bu kabirde bulunanların üzerine olsun Biz inşâallah size lâhik oluruz Siz bizden evvel göçtünüz Biz de, size tâbi olup, sonradan varırız Yâ Rabbî! Bizi ve bunları mağfiret et ve günâhlarımızı affet" buyururdu (Hadîs-i şerîf-Müslim)
LAHN:
Hatâ etmek, doğrudan sapmak Çoğulu elhândır
1 Tecvîd ilminde, tecvîd kâidelerine uymamaktan doğan okuyuş hatâsı Fıkıh kitablarında namaz kılanın namazın farzlarından olan kırâette yaptığı hatâ zelletül-kârî adı altında incelenmiştir (Bkz Zelletül-Kârî)
Lahn, dört şekilde olabilir: Birinci şekil i'râbda hatâdır Yâni harekelerde ve sükünde olabilir Meselâ, şeddeyi hafif okur veya medleri (uzunları) kısa okur veya bunların aksini yapar İkinci şekilde, harflerde olur; harfin yerini değiştirir veya h arf ilâve eder, yâhut azaltır Veyâhut harfi ileri geri alır Üçüncü hatâ, kelimelerde ve cümlelerde olur Nihâyet, vakf ve vaslde hatâ olur Yâni duracak yerde durmaz, geçer Geçecek yerde durur Bu dördüncü şekil hatâda, mânâ değişse de bozulmaz İlk üç şekilde, mânâyı değiştirip, küfre sebeb olacak mânâ hâsıl olursa, namazı bozar (İbn-i Âbidîn)
Lahn; bir hafi, başka harf okumak şeklinde olursa, harfler çok farklı ise, bozar Meselâ, sat yerine ta söylemek, sâlihât yerine tâlihât okumak İhlâs sûresinde Ehad yerine ehat demek gibi Harflerin farkı az ise, çok âlimler, mânâ değişirse, eğer bi lerek okudu ise, bozulur; ağzından kaçtı ise, bozulmaz dediler Dat yerine zı demek, sin yerine sat, te yerine tı demek gibi Fetvâ böyle ise de, ihtiyâtlı olmak lâzımdır Dâllîn yerine zâllîn böyledir Kelimeyi değiştirince, mânâ bozulursa, Kur'ân-ı kerîmde benzeri bulunsa da bozar Mânâ değişmezse, bozmaz (İbn-i Âbidîn)
2 Tegannî, sesi mûsikî perdelerine uydurmak için, mânâ bozulacak şekilde, harfleri ve kelimeleri değiştirerek, sesi alçaltıp, yükselterek, çeneyi oynatarak okumak
Lahn ve nağme (vezinli ses) bulunmayan güzel sesi dinlemek mutlaka mubahtır, mahzuru yoktur Sıkıntı gidermek için nağme ile kendi kendine okumak câiz diyenler vardır Fakat başkalarını eğlendirmek veya para kazanmak için okumak haramdır (Mazhâr-ı Cân-ı Cânân)
Lahn yaparak, tecvîdi, Kur'ân-ı kerîmi, şartlarına, usûlüne uygun olarak okumayı bozmak bid'at, dinde sonradan çıkan bir şey olup, dinlenmesi de büyük günahtır (Abdülganî Nablüsî)
Kur'ân-ı kerîmi, zikri, duâyı lahn ile okumak icmâ ile yâni müctehid âlimlerin sözbirliği ile haramdır (Seâdet-i Ebediyye)
Lahn ile tegannî ederek okuyan imâmın arkasında kılınan namazı iâde etmek lâzımdır (İbrâhim Halebî)
Namaz vakitlerini bilmeyen, tegannî, elhan ederek okuyan kimse, ezan okumaya ehil değildir Böyle kimseyi müezzin yapmak câiz değildir (Bezzâziyye)
Lahn-ı Celî:
Açık ve herkesin bildiği tecvîd hatâsı
Lahn-ı celî harflerde veya harekede yâhut sükunda olur Meselâ tı harfini dal, sad'ı sin okumak lahn-ı celîdir (İbn-i Âbidîn)
Lahn-ı Hafî:
Gizli hatâ olup, ancak tecvîd ilmi ile uğraşanlar bilir
Lahn-i hafîde mânâ bozulmaz İhfâyı, iklâbı vb yapmamak, kalın okunacak yerde ince, ince okunacak yerde kalın okumak, uzatılacak yerde kısa okumak, kısa okunacak yerde uzatarak okumak gibi (İbn-i Âbidîn)
__________________
|