Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-02-2008   #23
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük



PAPA:
Katolik mezhebine mensûb hıristiyanların en yüksek rûhânî (dînî) lideri Atalar atası mânâsına gelen papa, Roma'da bulunur Îsâ aleyhisselâmın dînini yaymak için seçtiği on iki havârîden mürted olan (dinden çıkan) Yehûda (Judas) ilk papa olarak kabûl edilir Aynı zamanda Roma piskoposu olan papanın aldığı kararlarda yanılmaz olduğuna inanılır Papa, kardinaller meclisi tarafından seçilir
Bugün papa, Vatikan sarayında bir hükümdâr gibi hareket etmektedir Papaya bu hakkın tanınması, 1870'de İtalya birliğinin kurulup Roma'nın ele geçirilmesinden sonra olmuştur Papaların hıristiyan devletleri üzerindeki siyâsî otoriteleri kalkmakla ber âber, halka te'sir etmede ve kilise adına vergi toplamadaki te'sirleri devâm etmektedir Lüks bir hayat yaşayan papanın ve papalığın masrafları hıristiyan halkından toplanan kilise vergisi ile karşılanmaktadır (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
Orta çağda hıristiyanlık dîni, papaların oyuncağı hâline geldi Papalar istemediği her kişiyi dinden aforoz ediyor, istediğini affediyor, para karşılığı Cennet'ten arsa satıyorlardı Engizisyon mahkemelerinde binlerce insanı aforoz ettikten sonra işk enceyle öldürtüyorlardı Papalar, makamlarını kuvvetlendirmek ve servetlerini artırmak için akıl almaz yollara baş vurdular Galile, Kopernik, Newton dünyânın döndüğünü İslâm âlimlerinin yazdığı kitablardan öğrenip söyleyince, bu sözleri suç sayıldı Galile, papa tarafından aforoz edildi (Harputlu İshâk Efendi)
Hıristiyanlar Îsevîlik (Nasrâniyyet) dîninin esâsını değiştirdiler Papayı günâhsız kabûl ettiler Papazlara günâh çıkarmak gibi yetki verdiler İnsanların günahkâr olarak doğduklarını iddiâ ettiler Teslis yâni üçlü tanrı sistemini kabûl ettiler Üç lü tanrı inanışına karşı çıkan papalar oldu Meselâ Papa Honorius hiçbir zaman üçlü tanrı sistemi olan teslisi kabûl etmediği için, öldükten kırk sekiz sene sonra İstanbul'da toplanan Sinod (rûhânî meclis) tarafından resmen lânetlenmiştir (El-Hâc Abdullah bin Destan Mustafa)
Papaların arasından çok korkunç câniler çıktı Bunlardan biri olan papa Borjiya (Borgia), düşmanlarını ve bunların arasında bulunan din adamlarını türlü türlü zehirlerle öldürdü, mallarını gasb etti Her türlü rezâleti işledi Kız kardeşi ile karı ko ca hayâtı yaşadı Bütün bunlara rağmen, mukaddes ve günahsız sayıldı (Şemseddîn Sâmi, Yeni Rehber Ansiklopedisi)

PAPAZ (Papas):
Hıristiyan din adamlarına verilen ad
Akıldan ve ilimden mahrûm olan papazlar, İslâm dînine ve onun yüce peygamberine karşı korkunç iftirâ yapıp yalanlar uydurdular İslâm âlimleri, papazlarla yaptıkları çeşitli münâzaralarda onları cevap veremez hâle getirdiler Hıristiyanlar içinde de papazların zulümlerine, akıl ve mantıktan uzak inanışlarına isyân edenler çıktı Luther ismindeki papaz, papaya isyân etti İncîl'i Almanca'ya tercüme etti İncîl'de bulunmayan; papazların evlenmesi, evlenenlerin bir daha ayrılmaması, günâh çıkarmak ve haça tapmak gibi hususları hıristiyanlık dîninden çıkardı Böylece protestan denilen başka bir hıristiyan mezhebi ortaya çıktı (Rahmetullah Efendi)
Roma kilisesi diğer din mensublarını ve vahşi kavimleri hıristiyanlaştırarak nüfûzunu artırmak için dünyânın her tarafında husûsî katolik mektebleri kurdu Hıristiyanlığı duyurmak ve yaymak için misyoner ismini verdikleri çok müteassıb (yanlış inanış larında ısrâr eden) papazlar yetiştirdi Bu papazlar gittikleri yerlerde câhilleri aldattılar Anayı kızının, oğulu babasının aleyhine kışkırtarak birbirlerine düşman ettiler (Harputlu İshâk Efendi)

PARA:
Alış-veriş aracı olarak kullanılan, biriktirme ve tasarruf etmeye yarayan, çeşitli mâdenlerden veya kağıttan îmâl edilmiş değer ölçüsü Belli ağırlıkta basılmış olan altın ve gümüş paralara sikke veya meskûkât, altın paralara dînâr, gümüş paralara di rhem denir
Geçen ümmetlerin herbirine fitneler verildi Benim ümmetimin fitnesi mal ve para toplamak olacaktır (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Bir kimse helâl para ile binâ yaparsa, insanlar bundan faydalandığı müddetçe kendisine sevâb verilir (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Bir zaman gelecek ki, insanlar yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp helâlini haramını düşünmeyecekler (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Malı, parayı İslâm dîninin izin vermediği yerlere sarf etmemeli, izin verilen yere de israf etmemelidir Parayı oyunlara, haramlara, çalgılara, süslenmeye, gösteriş yapmaya, öğünmeye, mal toplamaya kullanmamalıdır Bunlara dikkat edince mal, para zar ardan kurtulur ve dünyâlıklar âhiretlik hâlini alır Belki de bunlara dünyâ denmez (Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî)
Haram olarak ele geçen bir kuruş parayı sâhibine geri vermek, yüz kuruş sadaka vermekten daha sevâbdır (Abdullah bin Mübârek)
Eshâb-ı kirâm (Peygamber efendimizin arkadaşları) ve Tâbiîn-i ızâm (Sahâbe-i kirâmı gören büyükler) zamanlarında paralar üzerine mübârek kelimeler yazılmadı Çünkü para alış-veriş vâsıtası olduğundan muhterem (saygıya değer) değildir Ehl-i sünnet (P eygamber efendimizin ve Eshâbının yolunda) olmayan hükûmetler meselâ Fâtımîler, Resûlîler gibi müslüman ismini taşıyan ve İslâmiyet'e uymayan devletler, para üzerine âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf yazmışlar, milleti kandırmışlardır (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

PASKALYA:
Hıristiyanların inanışlarına göre, Îsâ aleyhisselâmın haça gerildikten sonra dirilerek göğe yükselmesi ile ilgili olarak her yıl Mart ayının on dördüncü gününden sonra gelen ilk Pazar günü yaptıkları şenlik, âyin
Hindûların bayram günlerine ve ateşe tapınanların Nevrûz günlerine ve hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına hürmet etmek (saygı göstermek) ve o zamanlarda onların âdetlerini onlar gibi yapmak küfre (îmânsızlığa) sebeb olur Kâfirler in bayramlarında, paskalya ve yortularında, müslümanların câhilleri, müslüman olmayanların yaptıklarını yapıyor ve bu günleri müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi birbirlerine hediye gönderiyorlar Eşyâlarını sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar O geceleri başka gecelerden ayırd ediyorlar Bunlar hep şirktir, îmânsızlıktır (Ahmed Fârûkî)

PATRİK:
Ortodoks mezhebine mensûb hıristiyanların, en büyük rûhânî (dînî) lideri
1054 (H 446) yılına kadar Roma'daki papaya bağlı kalan İstanbul patriği Mihâel Kirolarius, papadan ayrılarak şark (doğu) kilisesini kurdu Ortodoks kilisesi adını alan bu kilisenin idâresini eline aldı Bundan sonra ortodoks kiliselerinin merkezi İs tanbul Fener'deki patrikhâne oldu Ortodoksların en büyük dînî lideri olan patrik, İstanbul'da bulunmaktadır (Harputlu İshâk Efendi)
İslâm dîninin herkesi kendi dînî yaşayışında serbest bırakmasından ve müslümanların hoşgörüsünden istifâde eden patrikler, zamanla kendilerine verilen hak ve hürriyetleri kötüye kullandılar Himâyesinde yaşadıkları İslâm devletlerini yıkmak ve hırist iyan tebeayı devlete karşı ayaklanmaya teşvik etmek için çalıştılar Osmanlı Devleti'nin duraklama ve gerileme devirlerinde dînî faâliyetleri bırakıp siyâsî faâliyetlerde bulundular Sultan İkinci Mahmûd Han, Boğdan-Eflâk ve Mora isyânlarını plânlayan ve Osmanlı Devleti'ni parçalayarak yıkmaya çalışan Rum patriği Gregorius'u patrikhânenin kapısında îdâm ettirdi Tanzimattan sonra batılı hıristiyan devletlerin destek ve teşvikiyle daha da rahat hareket eden patrikler, Osmanlı Devleti'nin parçalanmasında ve yıkılmasında önemli rol oynadılar (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
Osmanlı Devletinde Rus sefiri (büyük elçisi) olarak uzun seneler çalışan İgnatiyef, hâtırâlarında Sultan İkinci Mahmûd Han zamânında Fener patrikhânesinin kapısında asılan, 1821 (H1237) Rum isyânının baş plânlayıcısı olan patrik Gregorius'un, Rus Ça rı Aleksandr'a yazdığı mektubu açıklamaktadır Mektûb ibret vericidir:
"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir Çünkü Türkler, müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukâvemetli (dayanıklı) insanlardır Türkler zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda sevk ve idâre edecek reislere sâhib oldukları müddetçe de çalışkandırlar Gâyet kanâatkâr ve an'anelerine (geleneklerine) bağlıdırlar Türklerde evvelâ itâat (bağlılık) duygusunu kırmak, mânevî bağlarını parçalamak, dînî sağlamlıklarını zayıflatmak lâzımdır Bunun da en kısa yolu millî geleneklerine ve mânevî değerlerine uymayan hâricî (yabancı) fikirler ve hareketlere alıştırmaktır (M Sıddîk Gümüş)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla