gülgüzeli
|
Huzur Ve Mutluluk
Aşkın ve sevginin ayrı anlamlar ifade ettiği gibi, huzur ve mutluluk da
ayrı şeylerdir
Huzur; sükûnet, ağız tadı gibi yaşamın aranan birer gerçeği olan
kavramlarla ifade edilebilirken, mutluluk ondan çok daha farklıdır Huzur da mutluluk da hiçbir zaman bir diğeri için garanti vermez insana
Küçük şeylerle mutlu olabildiğini söyleyen insanların yasadığı,
mutluluktan ziyade bir iç huzurudur Gerçek mutluluk; genelde acının kol gezdiği, çilenin, ıstırabın, kederin ve hasretin en uç noktalarda yaşandığı
ilişkilerin bir getirisidir Kolay elde edilemez o  Bedeli ağırdır
Ve her beden, her yürek bu yükü kaldıramaz
Önce, azla yetinmemeyi sonra gizemli ve tehlike dolu bilinmezlere doğru
yelken açacak cesareti üzerinde barındırmayı gerektirir
Bir çok şeyde olduğu gibi, istemekle başlayan bu süreç, insanin, insan
olduğunun farkına varmasıyla gelişme kaydeder Anlayabilme ya da
kavrayabilme kapasitesince anlamlar yüklenir, eşyalara, mekanlara ve
olaylara  
Mevla’nın kuluna lütfu denilebilecek bir yazgıyla, kişi karsısına
çıkarılan ruh eşi ile tanışır Yüreği kıpır kıpırdır artik o insanin
Anlayabilme ya da kavrayabilme kapasitesince anlamlar yüklenir,
eşyalara, mekanlara ve olaylara  Ve her şeye bir kutsaliyet kazandırılır
Birlikte dinlenilen bir şarkı, beraber yenen ilk yemek, sonraki günlerin
detaylarını belirlediği gibi, ölümsüz aşkların, ömür boyu unutulmayan
film karelerini de oluşturur Nedensiz ve niçinsiz bir dünyadır bu hayat
tarzı
Seven, sadece sever  Seksiz, şüphesiz, her şeye rağmen sever  
Bir müddet sonra birinin çektiği acıyı diğeri de hissetmeye baslar O
kederliyse diğeri de kederlenir Kederle birlikte neşede paylaşılır Ve
kimin teselliye ihtiyacı varsa, onu diğerinde arar  
Aradığını bulamadığı zamanlarda çoktur "Beni neden anlamıyor?"; sorusu sık
sık gündeme gelir  Sonrasında seven, görevinin, kendisini değil, sevdiğini mutlu etmek olduğunun farkına varır
Öyle içten davranışlar sergilemeye başlar ki seven insan, beklemedik
anda,beklemedik yerde olmalar, umulmayan zamanlarda aramalar  İlgilisinin
dahi hatırlayamadığı özel günleri hatırlama ve özel bir şeyler yapma çabası
alır başını gider
Lakin sevdiğinden ya azar işitir böyle zamanlarda, ya da aman sende, tarzında ilgisizlik görür Bu kez kendine kahretmeye baslar
Damarlarının ve kaslarının sinirden kaskatı kesildiği günler yasar Sara
nöbetlerinden daha beter nöbetler bekler asığın yüreğini Bağırmak istese sesi çıkmaz, ağlamak istediğinde ağlayamaz  
"Ben neyi yanlış yapıyorum?"sorusu, bazı şeylerin mesafe alabilmesi
için zamana ihtiyacı olduğunu öğrenmesine vesile olur Olduğu gibi
kabullenmekten ve sabretmekten başka çaresi olmadığını görür
Bir müddet sonra , çok alakadar olduğu, her şeyini düşündüğü kişinin
kendisinden uzaklaşma arzusuyla karsılaşır Ve anlar ki, sevdiğini
mutlu etmeye tek başına bir sevgi de yetmemektedir
Bu kez sevginin önüne "saygı”yı da koyması gerektiğini kavrar O'na,
fikirlerine, yasam tarzına, kılık-kıyafetine ve her şeyine saygı 
Sevgi de olduğu gibi, hesapsız kitapsız bir saygı olmalıdır bu  
Bazen de kıskançlık duyguları kabarır seven insanda Sevdiğini bütün
insanlardan kıskanır Ve bu kıskançlığı elinde olmayacak şekilde dışa
vurmaya baslar Sevilen öyle olmadığını anlatmak ister ama, nasıl ifade
edeceğini bilemez ve seveni kendi kafasında kurduklarıyla baş başa
bırakır  
Bu aşamada devreye giren düşünme dönemiyle birlikte seven, sevgi ve
saygısının yanına bir de "güven" duygusunu yerleştirmesi gerektiğinin
farkına varır Güven  En azından kendisine güvenilmesi gerektiği kadar güven  
Sevginin emek verenin olduğu ortaya çıkar bir müddet sonra 
Sahiplenme duygusu yerini hak teslimine bırakır Kimsenin diğerine muhtaç ya da mahkum olmadığı bir anlayış hakim olur ilişkiye
Anlaşmak için konuşmaya bile gerek kalmaz Telefondaki ses bile verir insani ele Ne dert gizlenebilir Ne neşe saklanabilir Her şey ama her şey paylaşılır Gözler karşı karşıya geldiğinde ise sevgi pompalar yüreklere  
Koşulsuz sevgi, sınırsız sabır, sonsuz saygı ve sonuna dek güven
mefhumlarının olgunlaştırdığı ilişki de, karşılıklı iki insanin tüm inanç
ve değerleri birbirlerini beslemeye baslar
Tek beden ve tek ruhta bütünleşmeye doğru yol alırlar Bir elmanın iki yarısı gibidirler Ne birisi bir adım önde, ne diğeri bir adım geridedir
Hep eşit, hep yan yana, can cana  
Mutluluk; karşılık beklemeden yapılan iyilik gibidir Sevilenin, sahip
olunsun olunmasın, her şart altında mutluluğunu isteme ve o yönde çaba
sarf etmektir
Mutluluk; Ateştir Kahırdır  Azaptır  Istıraptır Çiledir  Belki
de ömür boyu sürecek bir hasrettir Kısacası mutluluk zordur Ve ancak
zora talip olanlar mutlu olmak hakkına sahiptirler  
alıntı
__________________
|