12-11-2007
|
#1
|
punisher
|
Kimse Aşk'tan ölmüyor
Çok sıcak bir İstanbul gecesi içindeyim Kızımı uyuttum Bir kahve yaptım
kendime Uyku tutmayan gözlerime iyi bir arkadaş değil biliyorum ama onsuz
olmuyor işte  
Gülden Karaböcek'in eski şarkılarını dinleyerek oturdum balkonda bir
süre  
Anadolu yakasının ışıklarını, gemileri seyrettim  
'Gözümde canlanır koskoca mazi' diyordu Gülden Karaböcek
Yıllar, yıllar öncesine götürdü beni
Yetmişlerin sonuydu  
Ben küçücük bir kız çocuğu, oturduğumuz sokağın genç kızları liseliydi  
Polis radyosundan istekler yapar, akşamüzerleri sevdikleri 'çocuk'la
bakışmak için büyük parka giderlerdi
Tülay abla çok güzeldi Dümdüz, kalın, sarı saçları vardı Yan apartmanda
otururlardı Sokağın başındaki bizimkilere göre daha yeni ve modern olan
Çelik apartmanında oturan Erhan abiye âşıktı Erhan abi de ona elbette
Çocuk aklımla mahallede kim kimi seviyor takip ederdim Gönüllü ulakları
olur, aralarında haber taşırdım Ve büyüdüğüm zaman yaşayacağım aşkların
hayalini kurardım
Tülay abla ve Erhan abi benim için ideal çiftti
Ben de Erhan abi gibi bıyıklı, saçları güzel bir adama aşık olacaktım
Tülay ablanın kız kardeşi Gülay'a görücü geldi bir gün Oysa büyük olan
evlenmeliydi önce Ama Tülay abla Erhan abiyi bekliyordu Erhan abi
üniversiteyi bitirmeden evlenemezlerdi Tülay abla sözde sırasını kardeşi
Gülay'a verdi Gülay abla evlendi
O yıl Erhan abi okulu bitirdi ve askere gitti Tülay abla asker yolu
beklemeye başladı Derken küçük kardeşi Mehmet de evlenmek istediğini
söyledi Tülay abla ikinci düğünü de gördü
Kız kardeşi Gülay bebeğini kucağına aldığında Erhan abi askerden döndü
Artık mahallede en çok konuşulan konu ne zaman evlenecekleri olmuştu
Erhan abi bir işe girmeden evlenemeyeceğini söylemişti Tülay ablaya
Bir gün  
Annemlerle Kızılay'da alışveriş yaparken Erhan abiyi gördüm Denizatı
pastanesinin önünde bir kızın elinden tutuyordu Ve o kız Tülay abla
değildi  
Değil Tülay ablaya, anneme bile söylemedim gördüğümü  
Sonra  
Sonra Tülay abla çok hastalandı Lösemi dediler Biz büyüklerin neden bu
kadar üzüldüklerini anlamadık Tülay abla hastaneye yattı O hastanedeyken
Erhan abi nişanlandı 'Tülay'dan saklıyorlarmış' dedi annem Aylar sonra
Tülay abla sokağımıza döndüğünde ne saçları vardı ne de Erhan abi  İş
bulup
İzmir'e gittiğini söylediler
Bir yaz akşamı Tülay abla'yı balkonda otururken gördüm Hırkasına sarılmış
içerden gelen bir Gülden Karaböcek şarkısı dinliyordu Kolunu balkona
dayamış Erhan ağabeylerin oturduğu apartmana bakıyordu
Sonra öldü Tülay abla
Filmlerdeki gibi öldü
Erhan abinin üç tane oğlu oldu Birinin adını herkese inat Tülay koydu
Hala anlatırlar, Tülay üzüntüden öldü diye Erhan abinin annesi istememiş
evlenmelerini Bir gün komşular toplanmış birinin evinde çay içerken, Tülay
ablanın annesinin yanında 'oğluma el değmemiş kız arıyorum' demiş Çok
üzülmüş Tülay ablanın annesi
Annem hala aynı sokakta oturuyor
Geçen yaz balkonda otururken o günleri anımsadım Uzun uzun anlattı annem
Meğer ne çetrefil, ne acı bir öyküymüş bu  
'Neyse ki' dedi 'şimdi kimse aşktan ölmüyor artık Olmadı mı yenisine
bakıveriyorlar'
Şimdi bu lafı duymalı mı , duymamalı mı?  
Tülay ablanın balkonuna baktım O benim tanıdığım aşktan ölen ilk ve tek
kadındı  
Bu gece Gülden Karaböcek şarkıları dinlemek bana bunları anımsattı işte  
Belki de doğrudur  Kimse 'gerçekten' aşktan ölmüyordur artık  
Sizce kötü müdür peki bu?
__________________
BU VATANIN EKMEĞİNİ YEYİP İHANET EDEN BİR GÜN EKMEĞİ YEDİĞİ YERDEN KURŞUNU DA YER
|
|
|