bukettt
|
Erzurum Türküleri
Sevmirem
Seni daha heeç, vallah heç sevmirem
Diyecahsan ki niye, bennam; işte ele
Seni görende ilani torbada görirem
Önce korhiram, sonra tırsiram, en son ölirem
Sen gendin ne zannedirsen?
Heç aynaya bahmir misan?
Daha beni yahmir misan?
Gab bezi ;suratli, teşi bacahli, herif sesli, lebbik ;ayahli
Seni daha heeç, vallah heç sevmirem
O hozan; tilkisi baban var ya, beni heç begenmemiş
Sağda solda dolanir, deli oğlan diyirmiş, ey helt yiyirmiş,
Hele o dillo gardaşların, laflari çoğ aci,
Seni bene edirlermiş baci
Eee senden bene ne yar olur, ne baci
İş de bu daha da aci
Seni daha heeç vallah heç, mi heç sevmirem
O anan varya o cazi anan,
Bir gün girecahdır senin ganan
Eee ezen gaşdi, bacın gaşdi
Kimdi sebebi, hep o cadaloz anandi tebi!
Zaten ele bir sufati var ki sanki rapata
Oni evinde değil toprahlarda yata
Umaram Mevladan gargışım oni duta
Seni daha heeç, vallah heç mi heç sevmirem
Seslirem
Ey güzel hemşerim, canım cigerim
Arhadaşım, emim, dayım, yegenim
Sene candan selam, gönülden hörmet
Sen içimdeki gurbet, üregimdeki hasret
Sene gurban olim, ögünde ölim
Seslirem ya gah gel, ya gahim gelim
İster herif ol ister esgetek
İster ehtiyar ol, istersen bebek
Sen anam, sen bacım, sen gardaşım
Sen nenem, sen dedem, sen dadaşım
Sene gurban olim, ögünde ölim
Seslirem ya gah gel, ya gahim gelim
Eller bene beg demiş, e nedim?
Senin 'ola' deyişin isdirem
Sen bir yanda, ben bir yanda ey degil
Bir arada olah diye seslirem
Sene gurban olim, ögünde ölim
Seslirem ya gah gel, ya gahim gelim
Sen bensen, ben de senem, biz el olamazıh
Eger uzah galırsah, bize çoh yazıh;
Seni ne gedden sevdiğimi bilirsen
Çünki sen Erzürüm'sen, Erzürümlüsen
Sene gurban olim, ögünde ölim
Seslirem ya gah gel, ya gahim gelim
Seni ele sevirem ki!
Seni ele sevirem ki  Diycahsan ki niye?
Ne bilim, işde ele!
Seni görende bir hoş olir, ölir ölir dirilirem  
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir
Komlar;, ahırlar dolir
Sayiram, sayiram biri esgik
Bi daha sayiram, bi de bahiram ki tamam
Ama üzilirem; çünki sen gelmirsen
Diyacahsan ki niye? Bennam işde ele!
Yassi olir; sekide eyhmek yiyeceğam
Civil lavaşi dürüm edir, tam kıtliram,
Sen ahlıma gelirsen, yiyemirem
Sen ahlıma gelirsen, boğazımda düğümlenir
Gene diyirsen ki niye? İşde ele  
Anam örtüleri sarir  Gendi gendimi yiyirem
O da gidir, külli biçare galiram
Gözlerim süzülir, uyiyacağam, uyiyamiram
Gafam garişir, yüregim sıhışir, yatamiram
Gene diyirsen ki niye? İşde ele
Guşluğa; doğri daliram, hayal, hülya görirem
Sanki yanımdasan  
Sevinir, sevinir bir hoş oliram
Bir de ayıliram ki, yasdığa sarılmışam  
Diyecahsan ki niye? Amaan işde ele!
Sabah olir, horozlar ötir, gün doğir  
Gahiram tavuhlara, culuhlara yem verirem  
Culuhlari dutir dutir öpirem
Onnari bile sene benzedirem  
Sahhın deme niye? Amaan işde ele!
Gün gibi gelir, ay gibi gidirsen
Beni yiye yiye bitirirsen
Hep ömrümden götirirsen
Seni sevdigimi de çoh ey bilirsen
Diyirsen ki niye, bilirsen işde ele!
Babam beni gapiya goymir diyirsen
Ey helt yiyirsen!  
Gomşular, emin, bibin;, ezen; gile gidirsen
Madem ele çıh cama, tırhıca; gel!
Yüzün görim, bu da bene yeter
Sahhın deme niye, işde ele!
Kaside-i der vasf-ı Erzurum
Zaman geçiyor efendi, birkaç milyon liste al
Ankara'dan tahsisatı, gidip deste deste al,
Erzurum'a asfalt yolun girmesi çoktan geçti
Bisikletle, morsiklet beş on otobüs de al
Tranvay, vapur, tünel, taksi hep malumunuz
Helikopter, tayyare, insin olra pist'te al
Elektirik, havagazı, radyo da lazım bize
Televizyon, radar ile hoparlöre ses de al
On sinema, beş gazino, titatro hem opera
Ger sual et Avrupa'ya, Bethofen'den beste al
Yaz geliyor, yeller eser, toz duman arşı çıkar
Sulansın yerler biraz, caddelere terkos da al 
Ara sokaklarda gezer, tavuk, horoz ve cücük
Culukların başı boştur, onlara kümes de al
Yanmıyor gece gündüz şehrin elektiriği
Azlet mühendisleri, bari birkaç usta al
Birikmiş vergileri vermiyor mu tüccarlar
Hepsini toptan almayıp, affet posta posta al
Erzurum'un suyu boldur, her köşeye bir musluk
Havuzlara fıskiyeler, çeşmelere tas da al
Temizlensin cumhuriyet caddesi artık biraz
Kirletmesin yolları, halka biraz heves de al,
Ademe bir şan imiş caddeye heykeller dikmek
Yeşil saha yaptır bize, parka çiçek, süs de al
Yollansın kuzu, koyun, kısrak İstanbul'a
Erzurum'a et lazımsa, mandalardan kes de al
Fırtına, kar, tipi, bora her ne kadar varsa da
Londra'ya benzesin, bir tetkik ettir sis de al
Şu kadar masraf ne kâr ile olur dedik
Anı düşünme fazla, halkın rızkından kes de al
Necmiya bulmak dilersen ol nasib-i acizi
Üçbin beşyüz liracığı böyle değil, sus da al
Lütfuna mazhar buyur, yurdalan artık Burhanı
Cürmünü meccanen affet, koyma bir nefeste al
Necmi Ekesan-Burhan Gürdoğan
Palandöken
Senden beter yanık içim ezelden,
Yaz ortası karlar yağmış özüme,
Ayıramam ne bir dosttan güzelden
Palandöken bakıp durma yüzüme
Burda gece başka, yıldızlar başka
Yıllardır yabanım sevgiye, aşka
İşim ne, yanına gelmesem keşke,
Palandöken bakıp durma yüzüme
En güzel şarkılar dilimde susmuş
Düz yollar önümde oluyor yokuş
Göğsümde ne çiçek, ne öten bir kuş
Palandöken bakıp durma yüzüme
Gün batımı ufukların bir hızı,
Dökülür içime şehrin enkazı,
Olsan da süslenmiş bir dadaş kızı
Palandöken bakıp durma yüzüme
Geldiğim yerlerde hâlâ bahar var,
Her gece sulardan dolunay doğar,
Seninse başında duvağındır kar
Palandöken bakıp durma yüzüme
Üşüdüm, yalnızım, üstelik gece,
Odama anılar doldu sessizce,
Bir sızı kapladı ince mi ince,
Palandöken bakıp durma yüzüme
Ağlattın sonunda haydi gül şimdi,
Seni kamçılayan tipi de dindi
Bu suskunluk sana gökten mi indi?
Palandöken bakıp durma yüzüme
Hasan Akçay
KÖMÜR GÖZLÜM
Kömür gözlüm ne gezersin bu bağda
Bu bağ bizim güzellerin bağıdır
Aklan uyup yuva yapma bu bağda
Felek vurur yurdun yuvan dağıtır
Kömür gözlüm ben bu yerden gidersem
Hoşça geçin yaran ile eşinen
Gurbet elde kem haberin alırsam
Döğünürüm kara bağrın taşınan
HUMA KUŞU
Yavru yavru Huma kuşu yükseklerde seslenir
Ağam, yar goynunda bir çift suna beslenir
Yavru yavru sen ağlama kirpiklerin ıslanır
Ağam ben ağlım ki belki gönül uslanır
Yavru yavru sen bağ olki ben bahçemde gül olim
Ağamlayık mıdır yanim yanim kül olim
Yavru yavru sen efendim, ben kapında gul olim
Goy desinler bu da bununun guludur guludur
AŞAM ANAM
Aşam anam bu dağların kurdu var
Yavru göçmüş ne virane yurdu var
Her yiğidin göne göne derdi var
Benim derdim hiçbirine benzemez
Gider oldum el başına derildi
Gitme dedi yar boynuma sarıldı
Kısmetimiz gurbet ele verildi
Çık salınki boyun görim gidem yar
Çayname
Bir mubarek nesnedir ki övülür,
Erzurum'da herşeyden çok sevilir
Sıra sıra tepsilere dizilir
Yakut renkli, pırıl pırıl demli çay  
Akar gider Akpınar'ın suları,
Yazıcısı, daha birçok pınarı,
Tabakhane, Cennetçeşme suları
İçmezler de 'ille olsun taze çay'
Dilde destan, kışları ve barları,
Yaylasında kısrakları, tayları,
Sularından nefis olur çayları,
Dadaşların tutkusudur, burda çay
Erzurum'un mutfakları düzenli,
Biçim biçim semaverler bezeli,
Eksik olmaz sofrasında ezeli
Lavaş ekmek, civil peynir, bir de çay
Açma çörek, bohça kete yenilir
Yenildikçe, 'daha var mi?' denilir
Tazelenir, tazelenir verilir
Ömürdleri tazeleyen taze çay
Ufak, ufak kırılmakta şekerler,
Dil üstünde kıtlamasın içerler,
Limon, çayın, namusunu lekeler
Bakiresi, bir bardakta taze çay
Düğün dernek, çalgı ahenk kurulur,
Zurna çalar, davullara vurulur,
Çok bar tutar, Dadaşları yorulur
Her molada getirirler demli çay
Gandara'nın söğütleri gövdeli
Gövdesinin altı koyu gölgeli,
Küme ktüme çay içerler neşeli
Her muhabbet aleminde vardır çay
Bir tarafta tarla çayır biçilir,
Bir tarafta buğday saman seçilir,
Şeker yoksa, zazarı yok içilir
Kişmiş ile, tamas ile orda çay
'Mantı ile turşu yedim yanmışam
Otuz içtim, şimdi ancak kanmışam,
Semaverin tükendiğin sanmışan
Tazesinden hele doldur, ver bir çay
Semaverler sıra sıra dizili,
Demlikleri nakış nakış yazılı,
Akşam sabah Erzurum'a hasılı,
Fokur, fokur, buğu buğu hazır çay
Şair değil, aşinadır fırçaya
Neler yazdı, tiryakisi bu çaya,
Gönül ister, düşsem yollara yaya
Orda içsem birkaç bardak doğru çay
|