11-24-2007
|
#1
|
yosun_26
|
İnsan Yürüdüğü Yola Benzer...
Bir büyük ormanda, bunca yürüyüşten sonra yolunu kaybetmiş bir yolcuyum
şimdi Beni tamamen kuşatan kör bir yalnızlık var içimde Çoğu şey gizemini yitirmiş benliğimde, oysa ben hep insan oluşun doruklarından seslendim durmadan Bana göre bu sesleniş, insanın insan oluşuydu, insanın kendine yürümesiydi benim dillendirdiğim İnsanın bunu gerçekleştirememesi halinde
kendisiyle, tarihiyle, çevresiyle asla uyum içinde olamayacağını ve sonrasız bir kaosun içine düşeceğini dile getirmiştim oysa Bu yolun çok zor olduğunu biliyordum Bana göre bu yol isanın kaderiydi, her şeye rağmen bu yolu yürümek zorunda olan bir insan tipolojisi çiziyordum kendimce Ben bu yolu yürümeyi varoluşumun en anlamlı aracı olarak gördüm ve yaşadım Bu yolu yürümek ne güzeldi diyordum Acaba bu yol beni götürecekmiydi düşlediğim yere, bilemiyordum Sanki beni o düşlediğim yere ulaşmaktan çok yürüdüğüm
yol beni heyecanlandırıyordu İnsanın beynindeki yaşam kıvılcımlarını
belleğinde taşımadan geçirdiği zamana acıyordum bazen Her şeye rağmen, her
zorluğa karşın doğru ve anlamlı şeyler yaşamalı ve yaratmalıydı diyordum ve bunun için savaşmalıydı da diyordum
Yürüdüm durmadan, bazen ıssızlıkların kıyısında dağ çiçeklerini gördüm ve
sanki herşey bir benim için bu dağ çiçekleri olmuştu Kalakaldım oracıkta
Ruhumdaki dalgalı deniz dinginleşmişti sanki, ama giderek ruhumun azaldığını
ve acıdığını hissettim birden Yine düştüm yollara ıssızlığın kıyısında
bulduğum dağ çiçeklerini de yanıma alarak yürümeye koyuldum yine  
İnsanın zorluklar, ölümler karşısında kimi zaman dış dünyasıyla birlikte iç
dünyasının da karardığı, sisler içinde kaldığı zamanlar olur İşte böyle
zamanlarda, yalnızca büyük bir boşluğa, anlamsız, uğultulu bir boşluğu yaşar
insan Ben, beni bu denli bunaltan şeyin ne olduğunu, bunun tarihten mi,
toplumsal ve bireysel koşullardan mı ve kendimden mi kaynakladığını
bulamıyordum bir türlü Aslında beni yaşanan bu belirsizlik durumu değil ve
belirsizliği bir türlü tanımlayamamamdı Ruhumu saran bu sisi yine kendimin
dağıtacağını da biliyordum 'en büyük özgürlük, kişinin kendine karşı
kazandığı özgürlüktür ' der nietszche
Ne yapmalıyım? nasıl dağıtmalıyım ruhumu saran bu sisi? bir şey yapamama beni
çıldırtıyor Beynimi ve ruhumu kemiriyor bu durgunluk Ama yine de kutsal
saydığım o yolu yürüyordum Ama bu sisli ruh ve bilinçle yürümeyi bu yola
ihanet sayıyorum durmadan Ben bu yola ihanet etmemeliyim, bu sisi
dağıtmalıyım ve ruhumu saran bu karanlığı en ıssız yerinden tutuşturmalıyım
Bunu yapmalıyım evet o kutsal ve ışıksal yürüyüş için, insanın yürüyeceği
en uzun sahil olan özgürlük için yapmalıyım bunu hem de hiç zaman
kaybetmeden  
|
|
|