11-02-2007
|
#1
|
puslu
|
Atamın Armağanı
**Atatürk'ten Gelen Armağan  **
Amerika Afganistan'ı vurdu ya, gazeteci olan eşim günlerini, hatta
aylarını o bölgede geçirdi Türkiye'ye dönerken bana "armağan" olarak
mavi, ipekli bir "Burka" getirdi
Evet evet, Afganlı kadınların Taliban döneminde giymeye zorlandıkları
Burka'dan söz ediyorum
Burkayı bavulundan çıkarıp bana uzatırken de, "Bunu giydiğin an,
armağanın benden değil, Atatürk'ten geldiğini hissedeceksin Atatürk'ün,
siz kadınlara yaptığı iyiliği daha iyi anlayacaksın" demişti
Doğrusu o an ne söylediğini anlayamamıştım, mavi ipeksi kumaşa uzanırken  
Burkayı ambalajından çıkarıp, bu acayip örtünün neresine kafamı
sokacağımı araştırdım bir süre Bilmece gibiydi İşlemelerle yapılmış
yarım santimlik pencerelerden oluşan kafesi gözlerimin önüne denk
düşürmeye çalıştım
Dünyayı görebilmek için!!!
Kafamı bir çember gibi sıkan dar bölmeye sokuşturdum; daha ilk
saniyelerde kendi nefesimden tiksinmeye başlamıştım Soluk alıp vermek
tam bir işkenceydi Ağzıma yapışan kumaş nefesimle ısınıyor, "içeride"
gitgide ağırlaşan bir koku oluşuyordu
Ellerim de felaket durumdaydı doğrusu Hareket kabiliyetimi tümüyle
kaybetmiştim
Eşime, "Bunun omuz kısmı neresi" diye sormuştum burkayı giymeye
çabalarken O da, "Omuz olursa, burka olmaz Önemli olan kadının, hiçbir
hattının belli olmaması" demişti
Burkayı giydim Aynanın karşısına geçtim ve kendimi aradım! "Ben" yok
olmuştum Gözlerim, yüzüm, mimiklerim, bakışım hatta sesim yok olmuştu
Ezilmiştim Küçülmüştüm Görüş alanım daralmıştı
Görebildiğim dünya minik karelere bölünmüştü Sanki kafamı çevirmek
yetmiyor, vücudumu komple oynatırsam daha fazla bir şeyler görürüm
zannediyordum Ama olmuyordu
Gözler 180 derece görür ya, benimkiler o an ancak 30 dereceye hakimdi
Zannedersem bir dakika kalabildim burkanın içinde Bir ömür böyle
yaşayanları anlayabilmek için, bir dakika zor dayandım, itiraf ediyorum
Bir çırpıda çıkardım
Ama burkayı söküp atarken bedenimden, evime gelen tüm kadınlara burkayı
giydirmeye karar verdim Benim öğrendiğimi, yani "Atatürk'ün
armağanı"nın farkına daha iyi varabilsinler diye
Çünkü ben, bir kadın için çarşafa bürünmenin ne demek olduğunu ancak
burkanın içinde bir dakika kaldığımda tam algılayabilmiştim
Şimdi daha rahat hissediyorum kendimi
Daha güçlüyüm ve daha kendim
Burka, beni hayattan çekip alırken kulağıma bir şeyler de fısıldamış
belli ki  
Ondandır, "Seyahatim esnasında köylerde değil, bilhassa kasabalarda ve
şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif
olarak kapattıklarını gördüm Erkek arkadaşlar bu biraz bizim
bencilliğimizin eseridir Onlar da yüzlerini cihana gösterebilsinler ve
gözleriyle cihanı dikkatle görebilsinler Bunda korkulacak bir şey
yoktur" sözlerini duymam Atatürk'ün
Ondandır, ansiklopedi karıştırıp hatırlamam, Atatürk'ün bu sözlerinden
sonra Türk kadınının önce peçeyi, 25 Kasım 1925'teki Şapka Devrimi'nden
sonra da çarşafı bıraktığını  
Ondandır, gülümseyişim, sessiz şükranlarımla  
*Fügen Ünal Şen  *
|
|
|