Yalnız Mesajı Göster

Çerkes Kültürü

Eski 10-02-2007   #1
Ergenekon
Varsayılan

Çerkes Kültürü



Çerkes Kültürü


Kafdağı´nin Kanatları

Çerkeslerin efsanevi yoldaşıydı at Atcılık da binlerce yıllık geçmişten süzülerek gelen bir uğraş Ancak, yüz yıldan fazla süren yıkıcı Kafkas- Rus Savaşı ve sürgün zamanlarında Çerkes at cinslerinin hemen tamamı kayboldu Bu eşsiz atlardan geriye sadece tek bir cins kaldı
Her Çerkes, ata özel bir bağıllık, sınırsız bir sevgi duyar Onu kardeş sayar, özenle korur Ata duydukları bu yakınlık ona verdikleri isme de yansır Çerkesler, ata " şı " der; ki bu aynı zamanda erkek kardeş anlamındadır Öyle ki Çerkesler, mahmuzu ilk gördüklerinde ne işe yaradığını anlamamışlar ve ata acı vereceği gerekçesiyle benimsememişler Yine aynı nedenle Çerkes, yumuşak deri uçlu kamçısyıla atına nadiren vurur Onlar kamçıyı sadece bir simge olarak taşır Kamçı genç kızın sevgilisine verceceği güzel bir hediye veya atlı oyunlarda ödül olabilir ancak
Nitekin atla ilgili gelenekler Çerkeslerin yaşamında önemli yer tutar Örneğin, misafir olunan bir yerden ayrılırken at, başı eve doğru bakacak şekilde durdurulur ve öyle bilinir Sağdan dönerek avludan çıkmak gerekir, keza at kesinlikle kamçılanmaz Aksi şekilde davranmak ev sahibinin konukseverliğinden memnun kalınmadığını gösterir Çerkes geleneklerine göre bir kadının veya yaşlının önünden atla geçmek büyük ayıptır Atlı 30-40 metre kala atından iner, karşılaştığı kişi yürüyorsa saygılı bir şekilde durur ve sağ tarafından geçmesini bekler Karşılaştığı kişi yerinde duruyorsa atının dizginlerinden tutarak yanından geçmesi gerekir Atlının karşıdan gelen bir kadına veya yaşlı bir adama rastladığında atından inerek gideceği yere kadar ya da izin verilinceye kadar ona eşlik etmesi gerekir Atlıya yaya karşılaştığında önce atlı selam verir Atlı olarak bir yere gidilirken herkesin konumuna göre bulunması gereken yer belidir Yaşça küçük olan, „thamade“ nın (yaşlı) solunda yerini alır Thamadeye birden fazla atlı eşlik ediyorsa büyük olan solunda, daha genç olan sağında yer alır Ölüm haberi getiren atlı atın ters tarafından, yani sağından iner Bunun dışında atın sağından inmek uğursuzluk sayılır
En ünlü Çerkes atı cinsleri Şoloh ve Beçkan´dı Şoloh, Bestav´da ve Zelençuk vadilerinde, Beçkan ise Adigey topraklarında yaygındı bu cinslerin Kirim pazarlarında yerli koşu atlarından 25 kat fazla fiyat verilirdi Şoloh cinsi atların özelliği, toynakların bardak biçiminde olmasi ve arka tırnakların olmamasıydı; bunun için nala ihtiyaç duymuyorlardı Beçkan, özellikleri açısından eşsiz bir binek atıydı Çok sabırlı ve dayanıklı, Çerkeslerin yasamının ayrilmaz parçası olan biniciligin bütün gereklerine son derece uygundu Gerektiğinde yemsiz 3-4 günlük yola dayanabiliyordu Halk arasındaki tarifiyle Beçkan; „Boynu düzgün, sagrısı mantara benzer, geyiğinki gibi dik baldırları vardır Kasığı dardır, genişliği üç parmağı geçmez Bir kaburgası fazladır ve dolaysıyla gücü de fazladır “
Kundeyt cinsi ise 7-9 yaşına kadar genellikle özelliklerini göztermez Bu cinsin kısrağını iki yaşına kadar basit bir cinsten ayırmak zordur; cok tüylü ve gösterişsizdir Ama iki yaşından sonra değişmeye başlar Tüyleri düzelir, karnı toplanır, kulakları sivrilir, asıl görünümünü almaya başlar
Bu cinslerden baska Zelençuk vadilerinde prenslerin adlariyala anilan Alheskir, Hağundoko, Hatohşoko cinsleri ve Yecebukay´da Yivuan cinsi atlar biliniyordu Bu cinsler mükemmel binek atı nitelikleriyle ve prenslerin özel damgalarıyla tanınıyordu Çerkesler atı sadece binmek için yetistirirler ve sadece aygırlara ve iğdiş edilmiş atlara binerlerdi Kisrak süreleri sadece üreme amacıyla tutulurdu
En varlıklı ve nüfuzlu at yetiştiricisi olan Çerkes prenslerinin süreleri hiçbir zaman 150-200 kısrağı geçmezdi Kendi damgası olan her prens kendi at cinsine sahip olabiliyordu Çerkesler ayrıca donlarına göre atların nitelikleri olduğuna inanırlardı Tarihçi ve etnograf A H Zafes´in yazdığına göre tercihleri demir kırı ve doru idi, alacalı at hiç yetiştirmezlerdi
Rus- Kafkas Savaşı ve sürgün zamanlarında Çerkes at cinslerinin hemen tamamı kayboldu Kalan cinsler de Rusya´daki iç savaş yıllarında yok oldu Son Şoloh cinsi atlar da Birinci Süvari Ordusu´nun birlikleri için dağlardaki otlaklarından indirildi ve kaybolup gittiler Kafkasya´da Sovyet iktidarıyla birlikte Çerkes atcılığının da sonu geldi Çerkeslere at sahibi olmaları yasaklandı Zelençuk vadilerinde kalan cins atlar da ilk Sovyet haraları kurulunca diğer cinslerle karıştı Böylece 25-35 Çerkes atı cinsinden bugüne sadece Şağdiy kalabildi Kalan bu tek Çerkes atı cinsi, dünya atçılık literatüründe “ Kaberdey “ (Kabardian) cinsi olarak bilinir En iyi dağ atlarından biri kabul edilir Kaygan dağ patikalarında yürümek, nehir gecmek, derin karda ilerlemek konusunda inanilmaz yetenekleri vardır Dik kayalık patikalarda dengesini çok iyi korur Ani ısı değişikliğinde ve hava basıncına karşı dayanıklıdır Ayrıca karanlıkta ve yoğun siste yollarını bulmalarını sağlayan şaşmaz yön duygularına sahiptir Yüz elli kilogram yükle günde 100 kilometre yol kat edebilirler 1935-36´da Kafkas Dağları´nda yapılan bir trialde Kaberdey atları üç bin kilometrelik mesafeye kötü hava ve arazi koşullarında 37 günde tamamladılar Bu konudaki rekor “ Aza “ adında bir kısrağa ait: Dağ eyeriyle ve tam yüklü olarak 100 kilometreyi dört saat 25 dakikada kat etti
Kaberdey atları genellikle cinslerini doğal olarak sürdürürler, yılkı halinde dolaşırlar Rivayete göre soyu Cengiz Han´ ın en gözde aygırından gelmektedir Son derece sakin ve itaatkâr huylu oldugu icin tercih edilir Kaberdey atından çaprazlama sonucu dört yeni nesil elde edildi Bunlardan İngiliz- Kaberdey atı, cins olarak 1966´da resmen kabul edildi
En iyi Kaberdey atları Karaçay- Çerkes Cumhuriyeti´nde Malokaraçayev ve Malkin, Kaberdey- Balkar Cumhuriyeti´nde Guaran haralarında yetiştiriliyor Bu haralarda atlar yazın yüksek yaylalarda, kışın dağ yamaçlarında tutuluyor İki yaşına geldiklerinde koşu performansları deneniyor Kaberdey atı diğer koşu atları kadar hızlı olmasa da diğer atçılık sporları icin son derece uygun özelliklere sahip


Kafkas Motifleri

Bir toplum anavatanından sürülerek başka coğrafyalarda yaşamak zorunda bırakıldığında şüphesizki bir çok maddi ve manevi değerlerinide kaybetmek zorunda kalır İnsanlığın binlerce yıllık geçmişinde yüzlerce halk bu tür yıkımlarla karşılaşmıştır Kuzey Kafkas toplumu bu yıkıma ugrayan ne ilk ne de son toplumdur
Eğer bir toplum geçmişinin kültürel bütün maddi değerlerini araştırma materyallerine sahip değilse en büyük yıkıma uğramiş demektir Ki vatanlarından koparılmış bütün halkların en büyük sorunlarından biriside budur
Bu konuda en çarpıcı örneklerden birisinin yaşandığı Kuzey Kafkasya'da 1860'lı yıllardan itibaren nufusunun büyük bir kısmı sürülen Çerkes toplulukları gittikleri ülkelerde yaşama ve varlıklarını kimliklerini kaybetmeden sürdürme mücadelesi vermişlerdir Bütün zorluklara rağmen geleneksel el sanatlarını üretmişler, günümüzde yapılan küçük bir araştırmada dahi yüzlerce değişik özgün motifle karşımıza çıkmışlardır
Halkımız açısından bu yıkım, büyük göçten sonra Kuzey Kafkasya'da yaşanmıştır 1944'de Stalin tarafından Sibiya'ya sürülen Çeçen-İnguş'lar yıllar sonra anavatanlarına döndüklerinde geride bırakmak zorunda kaldıkları bir çok kültürel değerin koloni olarak yerleşen Ruslar ve diğer topluluklar tarafından imha edildiğini görmüşlerdir Sürgünden dönen Çeçenler atalarının imha edilem mezar taşlarını ait oldukları yerlere yerleştirmek suretiyle başlattıkları büyük yıkımın yaralarını sarmaya bügün de bütün çabalarıyla devam etmektedirler
Bugün Çeçen-İnguş Cumhuriyetinde Çeçen halkının kültürel değerlerini yansıtan maddi materyaller daha çok müzelerde mevcuttur Halkın kendisinde geçmişten kalan kültür değeri el sanatı örnekleri fazla mevcut değildir Bir örnek verecek olursak; bugün Türkiye'de yaşayan Çeçenler'de mevcut olan yüzden fazla motifli renkli büyük duvar istingleri Kuzey Kafkasya'daki istinglerin toplamından daha fazla olduğu tahmin edilmektedir
Binlerce yıllık geçmişiyle Kuzey Kafkasya, günümüz sanat tarihçileri için de gizemi henüz çözülememiş yerlerden birisidir Kuban havzasında yapılan kazılarda (Myuekuape yakınlarındaki kurganlarda) tarih öncesine ait bir çok eser ortaya çıkartılmıştır Kafkas motiflerinin primitif örneklerinede ilk kez bu eserlerde rastlanmaktadır
Kafkasya'da erken metal çağı MÖ3000 yıllarında başlamıştır Kuban havzasında çıkan arkeolojik buluntulardan Meot sanatına ait parçaların üzerindeki motifler ile günümüz Kafkas motiflerinin bir çok ortak noktası vardır Özellikle avadanlıklar üzerinde tesadüf edilen motiflerde günümüz Kafkas motiflerinin bir çok özelliği mevcut bulunmaktadır Tarih öncesi dönemşerden günümüze kadar üretilen bütün el sanatı eserler üzerinde tür ayrımı yapılmaksızın Kafkas motiflerinin genel özelliklerini saptamamıza imkan vermektedir Kafkas motiflerinin temel çıkış noktası bir çok toplumda olduğu gibi tabiat ve görsel çevredir Özellikle ilkel ilkel dönemlerde bir çok tabiat olayı çeşitli anlamlarla yüklü mitolojik semboller halinde motiflere donüştürülmüştür

Mitolojik semboller halindeki motifler tek tanrılı dine geçişle birlikte eski mana ve önemini yitirerek görsel bir beğeni sonucu yapılan süsleme unsurlarına dönüşmüştür Ayrıca eski çağlardan beri Kafkasya'lılarda gelenek halinde günümüze ulaşan aile armaları bu tür motifler içinde sayılmaktadır
Kafkas Aile armalarından örnekler

Ayrıca bu tür arma veya motiflerin eskiden kullanılan bir tür alfabenin günümüze ulaşan kalıntıları olduğu görüşü bazı tarihçiler tarafından ileri sürülmektedir Bazı motiflere verilen dini veya totemik manaların sonucunda bu motifler boy veya kabile damgaları olan psiktogramlara (Basitleştirilmiş resimler) dönüşmüş olduğu düşünülmektedir (Psiktogramlaşmış şekillerin daha sonra fonogram hatta yazı harfi şekline girebildiği bilinmektedir)



KAFKAS MOTİFLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
1 Kafkas motifleri tabiat çıkışldır Bunun sonucu bazı özellikler bütün motiflerde ortak noktalar olarak karşımıza çıkar Bazı motifler hayvansal, bazı motifler bitkisel, bazı motifler ise insan simgeleri halinde ve daha çok nonfigüratif anlayışla yapılmıştır
Kafkas "Adıge" Motifleri

Ünlü araştırmacı ROSTOVZEFF'in ilk kez " hayvan uslubu " olarak adlandırdığı simetrik karakterli hayvan figürleri Kafkas motiflerinde karşımıza çıkar
2 Motifler olarak simetrik çeşitlemelerle yapılmıştır Simetrik uygulamalar tarih öncesi çağlardan itibaren bir çok uygarlıkça motiflerde kullanılan bir özelliktir
3 Bütün Kafkas motifleri kıvrak ve yumuşak eğrilerden oluşur Köşeli motiflere rastlanmaz Geçmişi bir cok acı mücadelelerle geçen Kafkas insanının motiflerinin yumuşak, kıvrak çizgilerden oluşması, sert ve kesin hatlardan sakınılması çelişki gibi görünsede Kafkas insanının ince beğeni ve ruhunu yansıtır
Keçe motifi Uzunyayla YHüyük 19YY

4 Renkli motiflerde kontrast (zıt) renkler bir arada kullanılarak yüzeylere canlı bir ifade kazandırılır Tarih öncesinden günümüze bu saydığımız ortak özellikleri koruyarak ulaşan kafkas motifleri bazı kültürel etkileşimlerle konularını daha çeşitli halegetirmiştirörnek verecek olursak 8yy'dan 18yy'a uzanan bin yıllık islamlaşma süreci ile birlikte hilal-yıldız motifi yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır
Hayvan motifli kemer motifleri
(Kuzey Kafkasya, Dusheti: MÖ5-6yy)
Keçe motifi
(Türkiye: 19yy sonları)

Kuzey Kafkas metal sanatında görülen üç temel süs unsuru olan; Markhari türü karışık dalgalı dalgalardan oluşan bitkisel bezemelerde, Tutta türü simetrik aralıklı dallardan oluşan bitkisel bezemelerde ve Tavga Türü bezemelerde de simetrik düzenlemeler temel unsur olarak karşımıza çıkar Kubaçi'deki bir çok ev ve mabet kapılarında pencere üzerlerinde taşa oyulmuş çeşitli figür ve motifleri Kubaçi'liler Albanlar'ın Kafkasya'yı idare ettiği devirlerden beri süre geldiğini belirtirler
Anadolu'da yapılan araştırmalarda hala bazı evlerin duvarlarında geleneksel Kafkas motiflerinin çizilmiş olduğu görülür (Göksun'un Korkmaz köyündeve Çardak nahiyesinde, Kangal'ın Yukarı Hüyük köyünde olduğu gibi) Ayrıca Mezar taşları ve ahşap oyma işlerindeki bu motifler günümüz araştırmacılarının ilgi alanına girmeyi beklemektedir
Kafkas motiflerinin günümüz Anadolusunda özellikle Uzunyayla ve Göksun yöresindeki hemşehrilerimizce yoğun olarak el sanatlarında kullanılmaya devam edildiği gözlemlenmiştir Çardak'ta bazı Çeçen evlerinde duvarlar ve peş (ocak) ler üzerinde görülen BUSTUM deilen duvar motiferi geleneksel kafkas motiflerinin eşsiz örneklerindendir
KAFKAS MOTİFLERİNE ÖRNEKLER


Çeçen Bustum örnekleri



Kafkas Keçe Motifleri ve Kayseri Pınarbaşı Dikilitaş
Köyünden derlenmiş Kabardey Vupcha motifleri




Kafkas seccade keçe motifi
(Uzunyayla)
Kabardey keçe motifleri
(Pınarbaşı-Dikilitaş Köyü)


Kafkas keçe motiflerinden
Göksun yöresi Çeçen motifi (üstte)
Uzunyayla yöresi Kabardey motifi (altta)


Kafkas ahşap oyma motifleri:
Çardak'tan Çeçen bustumları - camii ve minber balkonundan


Çeçen keçe motifleri (Çardak Bucağı)


Çeçen bustumlari -ahşap oyma ve keçe motifi (Gücüksu Köyü)


Kafkas keçe motifi
(Göksun yöresi-Gücüksu Köyü)


Çeçen keçe motifleri -Bitkisel bezemeli
(Çardak Bucağı)


Çeçen Bustumları ahşap oyma ve keçe motifleri
(Çardak Bucağı)


Kafkas yastık kılıfı işleme motifi(Ma'arul - Avar)

Alıntı Yaparak Cevapla