02-06-2025
			
							
		 | 
		
			 
			#1
			
		 | 
	
	| 
			
 
Mountain
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Şehzade Osman - Serdar Yıldırım
			 
			 
			
		
		
		
		
            ŞEHZADE OSMAN 
Yemen padişahının oğlu Şehzade Osman hayır işlerine pek meraklıymış  Yıllık kazancının kırkta birini fakirlere dağıtırmış  Kimsesiz çocukları mekteplerde, medreselerde okutur, onların ilim, irfan öğrenerek memlekete yararlı birer insan olmalarını sağlamaya çalışırmış  Beyaz atına atladığı gibi dağlara, tepelere tırmanır, çölde günlerce at sürer, köylere, şehirlere gider, yardıma muhtaç insan ararmış, çünkü Şehzade Osman yaptığı her iyiliğin kendisine bolca sevap kazandırdığını bilirmiş   
Günlerden bir gün Şehzade Osman’ın yolu bir köye düşmüş  Şehzade’yi yakından tanıyan köylüler hemen çevresini sarmışlar  Şehzade köylülerle konuşurken elbiseleri eski, yırtık pırtık, yalınayak on yaşlarında bir çocuğun az ileriden bakmakta olduğunu görmüş  Şehzade: “ Bu çocuk da kim? “ diye sormuş   
Köylülerden birisi: “ Şehzadem, sen ona aldırma  Onun babası da, anası da hırsızdı  Yakın köylere, kasabalara giderler, ne bulurlarsa çalarlar, köye getirirlerdi  Çaldıklarını köy meydanında gösterirler, işte şu köyden şunu, şu kasabadan bunu çaldık diye bize anlatırlardı  İş bu kadarla kalsa neyse  Bizi de hırsızlık yapmaya teşvik ederler, çalışan değil, çalan kazanıyor  Siz de çalın, siz de kazanın var mı hırsızlık gibisi derlerdi  Kötüler er geç cezasını bulurmuş  Onlar da geçen yıl hırsızlık yaparken yakalanıp zindana atıldılar  Bir ay sonra ikisi de ölmüş  O günden bu yana çocuk sokakta kaldı  Sokakta yatar kalkar, yaprak, toprak yer, dereden su içer, geçinir gider  Ölsün diye bakarız ama ölmedi işte  Ne yapalım kaderi böyleymiş  “  
 
Bunun üzerine Şehzade Osman: “ Peki çocuğa neden yardım etmediniz? Onun günahı ne? “ diye sormuş  “  
Köylü: “ Şehzadem, soy çeker, baba hırsız, ana hırsız olunca çocuk da hırsız olur  Büyüyünce çok kimsenin canını yakar “ deyince Şehzade Osman atından inmiş  Çocuğun yanına gitmiş  “ Canım, senin adın ne? “ diye sormuş   
Çocuk: “ Abi, benim adım Ömer  Sen iyi bir abisin  Beni başka köye götürsene  Burayı hiç sevmiyorum  Bu amcalar beni dövüyorlar  Neden bilmem ama kabahat falan yapmıyorum  Hem kabahat bile yapsam dövmemeleri lazım değil mi? Sadece yaptığımın yanlış olduğunu söyleyip beni uyarabilirler “ demiş   
Şehzade Osman: “ Haklısın Ömercik, her sözünde haklısın  Keşke herkes senin gibi düşünse  Onların seni dövmeleri zavallı olmalarından dolayıdır  Seni başkente götürüp medresede okutacağım  Gelecek senin olacak, Ömercik “ demiş   
Hindistan’dan beş yıl önce gelerek Yemen’e yerleşen ve Müslümanları birbirine düşman etmek için çalışan Kasandra büyü ve simya ile uğraşırmış  Kasandra bir gün ateş topunda Şehzade Osman’ı görmüş  Daha sonra Şehzade’yi ilgiyle izleyen Kasandra onun  zararsız hale getirilmesi gereken zehirli bir yılan olduğunda karar kılmış  Kasandra renkli taşları masanın üstüne çizdiği dairenin içine simetrik bir şekilde yerleştirdikten sonra büyüyü tamamlamış  Şehzade Osman her gün bir santimetre kısalarak gittikçe küçülmeye başlamış ve sonunda parmak kadar kalmış   
 
Aradan on iki yıl geçmiş  Ömer ilim tahsil ederek  kadı olmuş  Bir gece evinde uyurken rüyasında parmak boyundaki Şehzade’yi görmüş  Şehzade devamlı olarak, Ömercik, kurtar beni, der dururmuş  Sonraki günlerde aynı rüyayı gören Ömer görevini bir arkadaşına bırakarak yıllardır kayıp olan Şehzade’yi aramaya çıkmış  Aylarca köy, kasaba, şehir demeden dolaşmış durmuş  Hiçbir zaman umudunu kaybetmemiş, çünkü Şehzade’yi bulacağına inancı tammış  Bu arada büyücü Kasandra’yı tanımış  Kasandra’nın insanı iliklerine kadar titreten bakışlarıyla karşılaşmış  Onun evindeki toplantılara katılmış  Bu toplantılarda en çok da Kasandra’nın yanlışı doğru diye anlatırken Müslüman halkın anlatılanları ağzı açık dinlemesi canını sıkmış   
 
Aden şehrine gelen  Ömer öğle vakti handa otururken,  yanındaki adamın cebinden incecik bir öksürük sesi geldiğini duymuş  Ömer “ Galiba Şehzade’yi buldum “ diye düşünerek sevinmiş  Gizlice adamın cebinden Şehzade’yi alarak  cebine koymuş ve oradan uzaklaşmış   Tenha bir yerde Şehzade’ye durumu anlatmış ve kendisinin Ömercik olduğunu söylemiş  Şehzade bunun üzerine  çok duygulanmış ve ağlamaya başlamış  Daha sonraki günlerde Ömer ile Şehzade olanları  konuşmuşlar  Ömer bu arada büyücü Kasandra’dan söz etmiş  Kasandra hayranlığının hızla yayıldığını, uzak yerlerden bile Kasandra’nın yanına gelenlerin olduğunu belirtmiş  Şehzade: “ Şu Kasandra’yı bir de ben göreyim  Beni onun evine götür Ömer “ demiş   
Kasandra’nın evinde Ömer’in cebinden çıkan Şehzade parmaklarının ucuna basa basa odaları dolaşmaya başlamış  Büyü odasında Kasandra’nın tuttuğu notları okuyan Şehzade yıllardır çektiği çilenin sebebinin Kasandra olduğunu anlamış  Masanın üstündeki renkli taşları bahçeye atarak büyüyü bozmuş  Kasandra aynı büyüyü tekrar yapamazmış, çünkü bozulan büyü bir daha tutmazmış  Şehzade ateş topunu da kırmış ve sessizce gelerek Ömer’in cebine girmiş  Kasandra’nın evinden ayrıldıktan sonra Şehzade, Ömer’e büyüyü bozduğunu söylemiş ve bir ata binerek son hızla şehirden kaçmışlar  Şehzade her gün bir santimetre büyüyerek altı ay sonra normal boyuna ulaşmış   
Birkaç ay sonra Şehzade’nin evleneceği haberi ülkenin her yanında duyulmuş  Kasandra da Şehzade’yle aynı gün evlenmeye karar vermiş ve düğün sırasında Şehzade’ye verilmek üzere içi yılan dolu sepet hazırlamış  Düğün günü bu sepet  hediye sepetleriyle karışmış  Şehzade’ye içi gül dolu sepet gönderilmiş  Kasandra düğün sırasında kendisine gönderilen sepetleri açarken yılanların sokmasıyla ölmüş  Sonraki yıllarda Şehzade Osman padişah, Ömer de vezir olmuş  Birlikte ülkeyi dirlik, düzenlik içinde yönetmişler   
 
SON 
 
Yazan: Serdar Yıldırım
         
		
	
		
		
		
        
		
		
		
		
		
	
	
	 | 
	| 
						
		
		
	 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 |