Yalnız Mesajı Göster

Selamlar. Ben Serdar Yıldırım.

Eski 06-25-2024   #1
Mountain
Varsayılan

Selamlar. Ben Serdar Yıldırım.



1959 yılında İnegöl' de doğdum İlk, orta ve lise 2’yi İnegöl' de okudum Lise 1 e giderken okulda düzenlenen şiir yarışmasında ilk 10 a giremedim ama edebiyat dünyasına giriş yapmış oldum Şiir yazmaya devam ettim Yazarların şiirlerini inceledim Kelime dağarcığım gelişsin diye sözlük ve imla kılavuzu kitaplarını okudum 1975 yılında Bursa’ya taşındık Lise 3 ü Bursa Atatürk Lisesi’nde okudum
Liseden sonra, İstanbul Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ni kazandım 1978 yılı çok olaylar oluyordu Evden gidersen, para göndermeyiz, dediler 1980 yılı eylül ayında ben askerdeydim
Askerden geldikten sonra Bursa'ya bağlı Demirtaş Kasabası yolunda Yeyma Çiftliği vardı Ben orada tek tekerlekli el arabasıyla kütük taşırdım Daha sonra bir yılı aşkın bir süre iş aradım ve 1982 yılı mart ayında kırtasiye dükkanı açtım

Aradan bir yıl geçmişti Bir gün dükkanıma mal almak için, Dünya Dağıtım'a gitmiştim Dünya Dağıtım'ın üst katı çeşitli kırtasiye malzemeleriyle doluydu Buradan kutuyla silgiler, kalemler, boyalar aldım Daha sonra alt kattaki kitap bölümüne indim Sağa bakındım, sola bakındım, her yer kitap doluydu Yeni taşındığım dükkanda hangi kitapların satışı daha uygun olur diye düşünüyor ve bir türlü karar veremiyordum Dünya Dağıtım'ın dört ortağı vardı Bu ortaklardan birisi, üstü kitaplarla dolu bir masanın yanındaki sandalyede oturuyordu Ben yanından geçerken: Serdar, biraz gelir misin? dedi Ben yanına gidince ayağa kalktı ve masanın üstünden bir takım kitaplar seçmeye başladı Daha sonra bana verdiği dört kitap şunlardı:

Linç ( Roman ) Kerim Korcan
Başlayan Kavga ( Roman ) Hasan Kıyafet
Radar ( Hikaye ) Hasan Kıyafet
Köydeki Keklikler ( Hikaye ) Nusret Ertürk
O adam, şu unutulmaz sözleri de söyledi:
" Bak Serdar, bu kitapları sana parasız veriyorum Bunlarda yazılanları iyice oku, öğren Hem sana hem de başkalarına çok faydası olacaktır "
Ben Linç romanını yıllar içinde dokuz kere okudum Diğerlerini dörder kere okudum
Çocukluğumda bizim evin oldukça büyük bahçesinde tek katlı bir evimiz daha vardı Bu evin bir odası ve yanında odunluk vardı O odadaki dolabın içinde tahtadan bir sandık vardı Bu sandıkta çocuklar için, eskiden kalmış hikaye ve masal kitapları bulunuyordu Bazılarının isimlerini hatırlıyorum Para Buldum Yaşasın, Sinema Dağıldı, Akkavak Kızı Ayrıca Pedagoji kitabı vardı Ben o pedagoji kitabını sekiz yaşımdan on altı yaşıma, biz Bursa'ya taşınana kadar, pek çok defa okudum

1984 yılında kendimi anlattığım Simitçi Çocuk isimli ilk hikayemi yazdım Daha sonraki 4 yıl sadece şiir yazdım Aslında hikaye yazmak istiyordum ama pek çok defa denememe karşın, bu mümkün olmadı Önünde kağıt, elinde kalem 1 saat, 2 saat öylece beklemek ve hiç bir şey yazamamak korkunç zordur 1988 yılında gerçek anlamda hikayeler ve masallar yazmaya başladım O yıl ağustos ayında Korkak Tavşan' ı yazdım Sonra Ot Yiyen Kaplan, Zavallı Çoban, Keloğlan İle Nasreddin Hoca

1994-95-96 yıllarında İstanbul'a gittim Yayınevleriyle konuştum Hikayelerimi okudular Çok beğenenler çıktı Yayınevleri hikayeleri kaderine terk etti İstanbul Cağaloğlu'ndaki bir yayınevi sahibi, hikayelerimi okuyup, çok beğendi ve bunları sen mi yazdın, diye sordu
Evet, ben yazdım, deyince, senin adın ne, diye sordu Ben de, benim adım Serdar Yıldırım, dedim
Yayınevi sahibi, Türk'sün değil mi? deyince, ben de, evet Türk'üm, dedim
Adın George veya Mark olsaydı, İngiliz veya Fransız olsaydın, ben bu hikayeleri basardım Adın Serdar Yıldırım ve ne yazık ki Türk'sün Ben bu hikayeleri basmam, arkadaş, dedi ve hikayelerimi bana geri verdi

1997 yılında Ayla ile evlendim İki yıl sonra oğlum Serkan dünyaya geldi Radyo Press'te 15 yıl ve Radyo Sözde 4 ay Mini Mini Büyüklere isimli çocuk programını hazırlayıp sundum Söz Gazetesi'nde çocuk sayfası hazırladım Cumartesi ve pazar sabahları 9-11 arası program yapardım Radyo Söz'e giriş için sözleşme yaparken, istenen ücret bölümünü boş bırakmıştım Paraya benim de ihtiyacım vardı ama bu işten para kazanmak istemiyordum Radyonun sahibi Şükrü Bey, nasıl para istemez, böyle insanlar kaldı mı ya dünyada? diye bağırmış Ertesi gün benimle tanıştı Para istememişsin, dedi Ne yapayım, ben böyleyim, dedim Radyo Press'te de para almazdım, deyince cumartesi sabahı gel başla, dedi

14 Haziran 2006 tarihinde İnternet'te hikaye, masal ve şiirlerim okunmaya başladı

Alıntı Yaparak Cevapla