Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Keloğlan Masalları

Eski 12-06-2021   #3
Mountain
Varsayılan

Cevap : Keloğlan Masalları



KELOĞLAN SERDAR YILDIRIM'A KARŞI
Bir adım, iki adım, üç adım Dört yanına dört eder kırk dört adım
Keloğlan, İnegöl ile Yenice arasındaki göl kıyısında balık tutuyormuş Tutuyormuş da kovası boşmuş Sabah erkenden göl kıyısına geldiğinde öğle yemeği derdindeymiş Öğlene kadar boş geçmiş, akşam yemeği için, dertlenmiş Eli boş gidersem, anam bırakmaz eve gireyim Ormanda yatılmaz ya kurt, kuş dolu Hiç olmazsa bir balık yakalasaydım Oltanın ucuna yem takarım, balık gelir, yemi yer ama oltaya yakalanmaz Göl balık dolu Millet gelir, kovayı doldurur ve gider Bu balık tutma işi etti beni heder

Zaman gezgini Serdar Yıldırım Keloğlan'ı görünce yanına gelmiş Bu ikisinin daha önce yaşadığı maceralar varmış
Serdar: " Selam Keloğlan Bakıyorum kovan dolu Göldeki bütün balıkları tutmuşsun "
Keloğlan: " Serdar, selam da sen eskiden benimle alay etmezdin Bana daima yardımcı olurdun Benim de sana çok yardımım oldu "
Serdar: " Alınma be Keloğlan Şakacıktan öyle dedim Söz seninle bir daha bu tarz konuşmam İlk ve son olsun "
Keloğlan: " Özürünü kabul ettim, gitti Sen benim öyle dediğime aldırma Sabahın adı var, bir balık tutamadım Üzüntüden çakıl taşı kadar küçüldüm, kaldım "
Serdar: " Demek üzüntün bundandı Ben de seni buraya yeni geldin sandım Bak sana nasıl balık tutulur, göstereyim Kovayı alır, suyun içine girersin Kovayı uzatırsın ve haydi bakalım balıklar, atlayın kovanın içine dersin Balıklar kovaya dolunca eve gidersin "

Serdar dediğini aynen yapmış Biraz sonra bir kova dolusu balıkla Keloğlan'ın yanına gelmiş Balıkları gören Keloğlan çok sevinmiş Şimdi hedef Keloğlan'ın eviymiş Keloğlan balıkların hepsini ben tuttum deyince anası, bravo benim balıkçı oğluma demiş ve balıkları pişirmek için, ocağın yanına gitmiş
Keloğlan: " Daha daha nasılsın? " diye sormuş
Serdar: " İyiyim, hoşum, doluyum, boşum Haberler sende Birkaç ay önce taşındığın bu yeni evine alışabildin mi? "
Keloğlan: " Buraya alıştım alışmasına ama bir de aşk durumları oldu Hayır, sorma, hiç anlatmam "
Serdar: " Aşk durumları ha? Aşık oldun yani Belliydi balık tutamadığından Aşık adamın oltasına balık takılmazmış Ben sormadım sen de anlatma Kime aşık oldun bakalım? Kim bu şanslı kız? "
Keloğlan: " Angelacoma ( İnegöl ) Tekfuru Nicola'nın kızı Bu eve taşındığımızın ertesi günüydü Göl kıyısında karşılaştık Bir an gözgöze geldik Kalbim davul gibi gümledi, burnum zurna gibi öttü Aşık olmuştum Kız da bana karşı ilgi duymuş Yanıma geldi Adımı sordu Keloğlan dedim Meğer o beni eskiden beri tanıyormuş Adımı biliyormuş Elele tutuştuk, geleceği konuştuk Serdar senin geleceğe ait tahminlerin tutuyordu Hani diyordun ya: Bin yıl sonra insanlar ne seni ne beni unutmazlar Bu düşüncen ilk anda bana olamaz gibi gelmişti ama öncesinden benim adım hatırlanır Sen de benim masallarımı yazdığın için ve o masallardan bazılarında olduğun için, senin adın da unutulmaz Senin şu an itibarıyla yaşadığın tarih nedir? "
Serdar: " Bence bugün 22-Ağustos-2016 yılındayım "
Keloğlan: " Gelecek yıllara, yüz yıllara, bin yıllara benden kucak dolusu selam "
Serdar: " Benden de selam Önce şiir yazmaya başladım Sonra masal ve hikaye yazmaya İnternete 2006 yılında girdim Eserlerimi yayınlamaya başladım Çok ilgi gördü Okurlar, yazdıklarımı beğendiler 2011 yılında Ankara'dan Sıradışı Yayınları benimle irtibata geçerek on tane masalımı ayrı ayrı kitaplar halinde, büyük boy ve resimli olarak yayınladı Sonradan pek çok yayınevi haberim olmadan internetten masallarımı alarak masal kitaplarında ve yardımcı ders kitaplarında yayınladı 155 tane kitap ve dergide eserlerimi bulup satın aldım Kimbilir daha kaç tane var? "
Keloğlan: " Benim masallarımı da yazıyordun Kaç tane oldu? "
Serdar: " 58 tane oldu Tüm yazdıklarım 280 tane oldu "
Keloğlan: " 58 tane Keloğlan masalı mı? 28 yılda 58 tane Var git sen 1000 yıl daha yaşa 2000 tane olmazsa hakkımı helal etmem "
Bunun üzerine Serdar gülümsemiş Hani dediğin olmaz diyemem ama ben 10000 yılda 20000 tane yazsam ne dersin diyecekmiş ki
Keloğlan'ın anası: " Haydi çocuklar, balıklar pişti, sofraya düştü Soğumadan karnınızı doyurun da sonra atmaya, tutmaya devam edersiniz, " deyince iki aç insan sofraya oturmuş Dakikalar sonra sofrada balıktan eser kalmamış

Serdar bir ay Keloğlan'ın evinde misafir kalmış Sonrasında köye gelen bir tellal Angelacoma'nın Turgut Alp tarafından alındığını söylemiş ( MS1299 ) Bundan dolayı Osman Gazi, Burussa ( Bursa ) kapısına dayanmış

Keloğlan: " Duydun mu Serdar, Angelacoma'da savaş olmuş da bizim haberimiz olmamış Orası kaç adımlık yer? "
Serdar: " Tekfurun kızı kimbilir şimdi ne haldedir? Belki de babasıyla birlikte esir düşmüştür "
Keloğlan: " Ne? Esir mi düşmüştür? Kalk Serdar, kalk Gidelim Angelacoma'ya, varalım Turgut Alp'in huzuruna Ettiyse esir tekfuru, istesin tekfurdan kızını "

Keloğlan ile Serdar, hızla yürüyerek gitmişler ve Turgut Alp'in huzuruna çıkmışlar Turgut Alp'in işi başından aşmış Keloğlan'ı dinleyince vezirine dönerek, kıza sorun, istiyorsa varın gidin evlendirin Keloğlan'la, demiş Kız evet deyince Keloğlan ile tekfurun kızı evlenmiş Birlikte köye dönmüşler Anası Keloğlan'ı ve kızı güleryüzle karşılamış Eve buyur etmiş

Serdar bakmış ilgilenen yok oradan ayrılmış Zaman gezgini olarak geçmişin ve geleceğin labirentlerine doğru yola çıkmış O labirentler ki, bazen çok soğukmuş, bazen sıcakmış Çok soğuk olunca beyni buz tutarmış, bir cümle bile yazmak istemezmiş Bazen sıcak olurmuş, yazdıkça yazacağı gelirmiş Serdar, yazdıklarımı okuyan oldukça yazmaya devam edeceğim, demiş

Orhan Gazi Bursa'yı almış
Turgut Alp İnegöl'e yerleşmiş
Keloğlan, tekfurun kızı ile mutlu olmuş
Serdar Yıldırım bu masalı yazmış

Keloğlan bahçeden dört gül koparmış
Birini Orhan Gazi'ye, birini Turgut Alp'e
Birini tekfurun kızına, birini anasına vermiş
Serdar olayı duyup geri gelmiş, hani bana demiş
Keloğlan sana yok demiş ve eve girip kapıyı kilitlemiş

SON

Alıntı Yaparak Cevapla