07-14-2016
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Işyerinde Geçen çalışmaların Sigorta Primine Esas ücretlerinin Tespiti Usulü
İŞYERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN SİGORTA PRİMİNE ESAS ÜCRETLERİNİN TESPİTİ USULÜ
YARGITAY 21 Hukuk Dairesi
2015/17554 E
2016/9195 K
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının sigorta prime esas ücretlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi   tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
K A R A R
Dava, davacının 01 04 1988-31 03 1989 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9 maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16 9 1999 gün 1999/21-510-527, 30 6 1999 gün 1999/21-549-555- 3 11 2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına 01 04 1988 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, davalı işyerinden davacının bildirilen hizmetinin bulunmadığı, davalı işyerinin 01 04 1988-31 5 1988 tarihleri arasında kanun kapsamında bulunduğu, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrosu verilmediği anlaşılmaktadır
Somut olayda, davalı işveren   'ın, davacının babası olduğu anlaşılmış olup bir babanın kendi oğlunu sigortasız çalıştırması hayatın olağan akışına aykırıdır
Kaldı ki davalı dönem bordrosu vermemesine aylık sigorta primleri bildirgesini vermiş çalışan işçileri sayı olarak belirterek primleri vermiştir Bu durumda primi ödenen süre için dönem bordrosunun verilmemesi çalışan oğlunun davalı tarafından bildirilmemesi düşünülemez
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 06 06 2016 gününde oybirliğiyle karar verildi
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|