06-18-2013
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
LATİN EDEBİYATI
Latin Edebiyatı ,Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemlerinde Roma'da ,ortaçağ ve Rönesans dönemlerinde Avrupa'da yazılmış Latince yapıtların tümü Yunanca yapıtların çevrilmesiyle ve uyarlanmasıyla ortaya çıkmış,ancak kısa sürede kendine özgü bir kimlik kazanmıştır Latince,Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra bir konuşma dili olarak yerini ulusal dillere bırakmışsa da,Katolik Kilisesi'nin resmi dili olarak kalmış,özellikle de uluslararası bilim,felsefe ve edebiyat dili olarak varlığını 18 yüzyıla değin sürdürmüştür

ERKEN DÖNEM ( İÖ 70'e değin)
Latin edebiyatı çok kısa bir süre içinde doğdu ve hızla gelişti Bu hızlı gelişimde İÖ 3 yüzyıldan sonra Roma kentlerini doldurmaya başlayan Yunan kökenli köleler önemli bir rol oynadı Roma soylularının ve tüccarlarının çocuklarına özel öğretmenlik yapan bu köleler,böylece Yunan kültürünü de Latin toplumuna taşımış oldular Gerçekte bu ,Yunan kültürünün İtalya'ya ikinci girişiydi Daha önce de Etrüsk sanatı Yunan etkisi altında kalmıştı Ama Etrüsklerin Latium bölgesinde yaşayan halkla fazla ilişkilerinin bulunmaması ve Etrüsk dilinin Latinceden çok farklı bir dil olması yüzünden Latin edebiyatı uzun süre bu etkilerin dışında yöresel bir gelenek olarak kalmıştı
Latin edebiyatının ilk önemli yazarı sayılan Livius Andronicus da (İÖ y 284-y 204) İÖ 3 yüzyılda Roma'ya getirilen vesonra azat edilen Yunanlı bir köleydi Livius İÖ 240'ta ,Roma'nın Kartaca karşısındaki zaferini kutlamak için,Yunan kaynaklarından yararlanarak özgün bir tiyatro yapıtı yazdı Ayrıca Odysseia'yı da Latinceye çevirdi Oyunlarında Yunan şiir ölçüsünü Latinceye uyarlarken ,Odysseia çevirisinde geleneksel İtalyan ölçülerini kullandı Bu çeviride Homeros'un zengin söz ve eğretileme dağarcığına Latince karşılıklar bulmakta gösterdiği ustalıkla,Latin edebiyatının sonraki gelişiminin temellerini hazırladı
Livius'tan sonra,Yunan etkisinin daha belirgin olduğu Güney İtalya'dan gelen Gnaeus Naevius (İÖ y 270-y 200) ,Quintus Ennius ( İÖ 239-169) ve Marcus Pacuvius ( İÖ 220-y 130 ) gibi şairler de klasik Yunan destan ve tragedyalarını Latinceye kazandırırken,Yunan ölçü kalıplarını da Latinleştirdiler Bu süreç içinde ,şiirin yanında düzyazı da gelişti tragedya ,komedya,felsefe yazısı ve söylev gibi türler Latin edebiyatına aktarıldı Ennius tragedya dilini geliştirirken Plautus ( İÖ y 254-184) ve Terentius da ( İÖ 186/185-159 ?) Latin komedyasının kurucuları oldular Bu son iki yazar,Yunan Yeni Komedya çizgisine bağlı kalmakla birlikte,yapıtlarında Roma toplumunun günlük yaşamını yansıtan yerel konuşma dilinden yararlandılar Plautus,Roma toplumunun törelerini alaya alan komedyanlarında,sağlam bir olay örgüsü kurmaktan çok,kaba şakalarla seyirciyi güldürmeyi amaçladı Bu yönüyle de komik opera türünün temellerini atarak daha sonraki Avrupa komedisinin hemen hemen bütün kalıp tiplerini yarattı Terentius ise komedyalarında daha sağlam bir yapı kurmayı denedi
Bu dönemde yazarlar ,güçlü ailelerin çevresinde toplanıyordu Ortaçağ Avrupa'sında da süren "mesen" (koruyucu) geleneğinin kurucusu Roma'ydı "Mesen " sözcüğü de,bu korucuların en zenginlerinden Gaius Maecenas'ın ( İÖ y 70-8) adından türemişti En geniş yazar ve düşünür gruplarından biri Romalı konsül ve general Scipio Aemilianus'un çevresinde oluşmuştu Scipio'nun korumasındaki kişiler arasında Yunanlı stoacı filozof Panatios,Yunanlı tarihçi Polybios ve Terentius da vardı
Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|