Şengül Şirin
|
Cevap : Latin Amerika Edebiyatı.
Düzyazı alanında gelişen yeni eğilimin öncülerinden biri,umutsuz bir metafizikle ince mizahi ve fantastik öğeleri birpotada eriten Arjantinli yazar Borges'ti Borges'in El Aleph'te (1949) topladığı öyküleri ,20 yüzyılda fantastik edebiyatın başyapıtları arasına girdi 1967 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Guatemalalı Miquel Angel Asturias da El senor presidente (1946; Sayın Başkan,1967) ve El Papa Verde (1954;Yeşil Papa,1967) gibi romanlarında ülkesindeki diktatörlük rejimini ve ABD'nin emperyalist politikasını,yerli efsanelerle iç içe geçmiş bir anlatımla eleştirdi

Meksikalı Aqustin Yanez Al filo del aquada (1947; Suyun Ucu) Meksika Devrimi'nin toplumsal ve psikolojik kaynaklarını James Joyce'u andıran bir ayrıştırma yeteneğiyle betimledi Bir başka Meksikalı yazar Juan Rulfo da Pedro Parama (1955;Pedro Paramo,1970)adlı romanında ,kahramanın kişisel serüveniyle ülkenin kolektif yazgısı arasındaki La bahia de silencio (1940;Sessizlik Körfezi) gibi ideolojik ve felsefi içerikli romanlarıyla Arjantinli Eduardo Mallea,Latin Amerika'yı yeni ve benzersiz bir gerçeklik olarak ,barok bir dil zenginliğiyle anlatan Kübalı Alejo Capentier ve ülkesinin yoksul sınıflarının yaşamını anlatan Gabriela,Cravo e Canela (1958; Tarçın Kokulu Kız,1973) gibi romanlarıyla mizahı ve eleştiriyi Rabelais'yi andıran bir dilsel çoşku düzeyine çıkaran Brezilya'lı Jorge Amado yer alır Bu kuşağın son büyük romancısı ise,bazı eleştirmenlerce Samuel Beckett ve Jean Genet'yle birlikte modernist edebiyatın son temsilcilerinden biri olarak nitelenen,çağdaşı Latin Amerikalı yazarlardan daha "kozmopolit" olmasıyla ayrılan Arjantinli Julio Cortazar'dır Uzun yıllar Fransa'da sürgünde yaşayan Cortazar,klasik romanın kurgusunu ve olay örgüsünü tümüyle dönüştürmeyi denediği Rayuela (1963; Seksek,1988) ve öbür romanlarında Latin Amerika gerçekliğine ancak dolaylı bir biçimde yer verir Kısa öykülerindeyse ,polisiye ve fantastik anlatı gibi türlerin öğelerinden yararlanmıştır
Bu yazarlardan sonra gelen ve genellikle post-modernizm içinde değerlendirilen romancıları modernist ya da yenilikçi yazarlardan ayıran önemli bir nokta,deneycilikten çoğu kez kaçınmaları ve bunun yerine ,klasikleşmiş kalıp ve üslupları dönüştürmeyi seçmiş olmalarıdır Bu romancıların çoğu ,tümüyle kurmaca bir dünya yaratmak yerine,gerçek tarihsel olayları ve kişilikleri bir roman malzemesi olarak kullanmayı,bunları kurmaca ya da fantastik öğelerle kaynaştırmayı seçmişler kolektif ya da bölgesel mitlerden ve efsanelerden yararlanmışlardır Bu türün en tanınmış örneği,1982 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez'in Cien anos de soledad'ıdır (1967; Yüzyıllık Yalnızlık,1974) Yayımlandığı anda bir edebiyat olayı haline gelen roman,hem gerçek bir tarihi yansıtması,hem de kendi sanatsal araçlarını bilinçli olarak gözden geçirmesiyle ,türün en başarılı örneklerindendir Meksikalı Carlos Fuentes,Perulu Jose Maria Arquedas ve Mario Vargas Llosa gibi yazarlar ise,Marquez'den farklı olarak,fantastik öğelerden çok,gerçek tarihsel olaylardan yararlanmışlardır Fuentes'in La Muerte de Artemio Cruz'u (1962; Artemio Cruz'un Ölümü,1981) klasik yaşamöyküsü kalıplarına bağlı kalır görünürken,aynı zamanda bu kalıpları altüst etmeyi de başarır Bu dönemin Kübalı yazarları arasında,Avrupa yenilikçilerine daha yakın bir tutumu benimseyen Guillermo Cabrera Infante'yle post-modernizm içinde değerlendirilen Reinaldo Arenas ve Jose Lezama Lima sayılabilir Şilili Jose Donoso gerçekçi ve fantastik öğeleri kaynaştıran romanlarında feodal toplumun çöküşünü işlemi,sinemaya da uyarlanan El beso de la mujer arana (1976;Örümcek Kadının Öpücüğü,1986)adlı romanıyla ünlü Arjantinli Manuel Puig de romanlarında popüler kültürün birey üzerindeki etkilerini ele almıştır
Latin Amerika romanı son 20 yıl içinde yalnızca Latin kültüründe değil,Aglosakson dünyasında da çok etkili olmuş,birçok Kuzey Amerikalı yazar Latin Amerikalı yazarların izinden giderek "tarihsel kurmaca" ve "büyücü gerçekçilik" tarzlarında yapıtlar vermişlerdir
Türkçede yayımlanan Çağdaş Latin Amerikan Şiirleri (1982; der Ülkü Tamer) ile Latin Amerika Hikayeler Antolojisi (1983;der Tomris Uyar) Latin Amerikalı şair ve öykücülerin yapıtlarından seçmeler içerir
Kaynak:AnaBritannica cilt 20 sayfa 259 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|