06-04-2013
|
#3
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Latin Amerika Edebiyatı.
20 YÜZYIL MEKSİKA DEVRİMİ ( 1910-20)
Bütün Latin Amerika ülkelerinin edebiyatçılarını önemli ölçüde etkiledi Bunun yanı sıra iki dünya savaşı,1930'larda bütün dünyayı etkileyen ekonomik bunalım ve İspanyol İç Savaşı da Latin Amerika kültüründe ulusal ve bölgesel sorunların yanında evrensel,toplumsal ve sınıfsal temaların belirginleşmesine yol açtı Bu evrenselleşmeyle birlikte Latin Amerika edebiyatı,dünya edebiyatının en doğurgan parçalarından biri haline geldi ve başka ülke edebiyatlarını da etkilemeye başladı
1900'lerin başında Dario ve Lugones daha geleneksel biçimlere dönerken,izleyicileri modernismo'nun karmaşık,çok yönlü deneylerini sürdürdüler Bunlar arasında bir grup kadın şair dikkat çekti;Uruguaylı Delmira Agustini ve Juanade Ibarbourou,1945 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Şiili Gabriela Mistral ve Arjantanli Alfonsina Storni,bedensel ve ruhsal aşk,annelik özlemi,erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadın olmanın güçlükleri gibi temaları biçimsel yönden kusursuz bir anlatımlaişleyen lirik şiirleriyle önem kazandılar Perulu Jose Maria Eguren,Meksikalı Ramon Lopez Velarde ve Kolombiyalı Jose Eustasio Rivera da şiirlerinde modernist akımın teknik deneyselliğiile yeni yüzyılın imgelerini kaynaştırdılar Böylece 20 yüzyılda Latin Amerika'da son derece zengin ve karmaşık bir şiir ortaya çıktı Bazı gruplar,teknik deneysellikte daha da ileri giderek,eski kalıpları tümüyle kırdılar Porto Rikolu Luis Pales Matos ve Kübalı melez şair Nicolas Guillen gibi şairlerin yapıtlarıyla Afrika geleneği belki de ilk kez modern sanatta ifadesini buldu Şilili Vicente Huidobro,başlattığı creacionismo akımıyla ,şairin tümüyle kendine özgü bir dünya yarattığını savundu

Kıtanın en büyük şairlerinden biri olan,1971 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Şilili Pablo Neruda,ilk şiirlerinde gerçek üstücülükle Marksizmi kaynaştırmaya çalıştı Canto general (1950; Evrensel Şarkı) adlı epik yapıtında ise,bütün kıtanın acılarını dile getirmeyi amaçlayan bir şiire yöneldi Perulu şair Cesar Vallejo da modernist miras ve gerçeküstü deneylerle toplumsal bir duyarlığı kaynaştırarak son derece öznel,yer yer belirsiz ama canlı bir şiire ulaştı Modernist akımın bir başka önemli mirasçısı da Arjantanli şair ve öykücü Jorge Luis Borgesti Bu dönemde Buones Aireste ultraismo akımını başlatan Borges ,şiddetli tutkuları dile getiren ve teknik yenilikleri deneyen şiirlerden sonra daha ölçülü ve daha sakin bir duyarlığa yöneldi I Dünya Savaşı sonrasında Brezilya'da gelişen yenilikçi modernismo akımı ise ,en yetkin ürünlerini Mario de Andrede,Manuel Bandeira,Jorge de Lima,Cecilia Meireles ve Augusto Federico Schmidt gibi şairlerin yapıtlarında buldu
20 yüzyılın Latin Amerika edebiyatının ana damarlarından biri de,biçimsel yeniliklerden çok,toplumsal sorunların deşilmesine ağırlık veren militan ya da eleştirel düzyazıydı 1930'larda Brezilya'da gelişen bölgeci edebiyatın en önemli temsilcileri ,klasikleşmiş "şekerkamışı" romanlarıyla Jose Amadoy'du Graciliano Ramos da Angustia (1936;Acı) adlı romanında bölgesel edebiyatın bireysel dramları da deşebildiğini ortaya koydu Bu dönem Latin Amerika edebiyatının en kozmopolit yazarlarından biriyse,en çok O Tempo e o Vento (1949-62; Zaman ve Rüzgar) adlı roman üçlemesiyle tanınmış Erico Verissimo'ydu
Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 257-258-259 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|