03-07-2013
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Cebir, Cebir Yoluyla Suça Zorlanmış Olmanın Cesa Sorumluluğunu Kaldırabilmesi Hangi Koşullara Bağlıdır.
CEBİR
Cebir, hukukta,bir kimsenin ,istemediği bir şeyi yapmaya ya da yapmak istediği bir şeyi yapmamaya zorlanması Bu zorlanma insan iradesi dışındaki doğal olaylar nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi,bir kimsenin tehdit,korkutma ve kuvvet kullanma gibi eylemleri nedeniyle de gerçekleşebilir
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 49 maddesine göre cebir yoluyla suça zorlanmış olmanın ceza sorumluluğunu kaldırabilmesi şu koşulların gerçekleşmesine bağlıdır;
1)- İlgili kişinin kendisine ya da başkasına karşı ağır bir tehlike söz konusu olması
2)- tehlikenin yalnızca bir kuruntuya dayanmayıp kesin ve gerçek olması
3)- tehlikeden başka türlü kaçınma olanağının bulunmaması
4)- failin kendisinin bu tehlikeye bilerek yol açmış olmaması
TCK'nın 188 maddesine göre bir kimseyi bir fiili işlemeye ya da işlememeye ya da işlenmesine izin vermeye zorlamak başlıbaşına bir suçtur Bazen cebir kullanılması bir suçun bir öğesini oluşturur Örneğin 15 yaşını bitirmiş bir kimseyle cinsel ilişkide bulunmanın ırza tecavüz suçunun oluşturabilmesi için zorlama ya da korkutma gibi bir cebir yoluna buşvurulmuş olması gerekir (TCK m 414,415) Hırsızlık benzeri bazı suçların işlenmesinde cebir kullanılması ,cezayı ağırlaştırıcı bir neden olarak kabul edilmiştir
Borçlar hukukunda ikrah adını alan cebir kullanılması,bir kimsenin ,yapmak istemediği bir sözleşmeyi yapmaya zorlanmasıdır Bu manevi cebir ya da maddi cebir biçiminde ortaya çıkar Örneğin bir kimsenin çocuğunun kaçırılabileceği tehdidiyle bir sözleşmeyi imzalamaya zorlanması durumunda manevi cebir söz konusudur cebre uğrayan kişi sözleşmenin feshedildiğini bir yıl içinde karşı tarafa bildirmezse ,fesih hakkı ortadan kalkar (Borçlar Kanunu md 31) Bir kimsenin elini tutarak bir sözleşmeyi imzalamaya zorlanması durumunda ise bir maddi cebir vardır bu yoldan imzalanmış bir sözleşme doğrudan yok sayılır
Türk Medeni Kanununun 118 maddesine göre kendisinin ya da yakını olan bir kimsenin canına,sağlığına ya da namusuna karşı çok ağır ve yakın bir tehlikeyle korkutulma sonucunda evlenen eş,bu evliliğin bozulmasına dava edebilir Bu davanın süresi ,hak sahibinin fesih nedenini öğrenmesi ya da korkutma durumunun ortadan kalkması gününden başlayarak altı ay ve her ne olursa olsun evlenme gününden başlayarak beş yıldır
Kaynak;AnaBritannica cilt 7 sayfa 350 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|