Şengül Şirin
|
Cevap : Anna Ahmatova ( 1889)

Anna Ahmatova,asıl adı ANNA ANDREYEVNA GORENKO (d 23 Haziran 1889,Bolşoy Fontan,Odessa,Ukrayna,- ö 5 Mart 1966,Domodedovo,Moskova yakınları) Rus edebiyatının önde gelen kadın şairlerinden
Onbir yaşında şiir yazmaya başlayan Ahmatova,21 yaşında Akmeist şairler grubuna katıldı 1910'da grubun önderi Nikolay Gumilyov'la evlendi ama 1918'de boşandı Akmeistler ,dergileri Apollon'da (1909-17) simgeciliğin anlam belirsizliklerine ve yapmacıklarına karşı çıkarak bunların yerine "güzel duruluğu " ,özlülüğü yalınlığı ve biçim yetkinliğini getirmeyi amaçlamışlardı Ahmatova'nın daha ilk şiirleri bile bu nitelikler bakımından kusursuzdu İlk kitapları Veçer (1912;Akşam) ve özellikle de Çiotki ile (1914;Güldeste) adını duyurdu Şiirleri öz yaşantıdan ,hatta itiraflardan kaynaklanan şiir tarzının en güzel örneklerini oluştururken bir yandan da sanatsal ve duygusal bütünlükleriyle evrensel bir ekti gücüne ulaşıyordu Ana motifi olan aşk,bütünüyle kendine özgü bir ses tonlaması ve yoğun kadınsı vurgularla dile getirdiği ,çoğu kez sorunlu ve trajik bir aştı
Ahmatova daha sonraki yıllarda ana temasına,kişisel yoğunluktan ya da sanat bilincinden ödün vermeksizin,yurttaşılk,yurtseverlik ve din motiflerini de kattı Sanatçılığı ve yararlandığı malzeme üzerinde gittikçe artan denetimi özellikle Belaya Staya (1917,Beyaz Sürü) ,Podorojnik (1921;Sinirotu) ve Anno Domini MCMXXI (1922;İsa'dan sonra MCMXXI Yılı)gibi yapıtlarında belirginleşir İşlediği konulara çeşitlilik kazandırdığı halde resmi Sovyet eleştirmenlerince "burjuva ve aristokrat" olarak nitelendi Şiirini aşk ve Tanrı'yla sınırlandırdığı ileri sürülerek yarı rahibe yarı fahişe olmakla suçlandı 1921'de eski kocası Gumilyov'un Sovyet aleyhtarı komploya (Tagantsev davası) katılmak suçundan idam edilmesi Ahmatova'nın durumunu daha da güçleştirdi 1923'te şiir yazmayı hemen hemen bütünüyle bıraktığı ve edebiyat çevrelerince dışlandığı bir döneme girdi 1940'a değin Sovyetler Birliğinde hiçbir şiiri yayınlanmadı O yıl aylık edebiyat dergisi Zvezda'da (Yıldız) birkaç şiiri çıktı ve önceki yapıtlarından seçmeleri içeren İz Şeşti knig (Altın Kitaptan ) adlı bir kitabı yayımlandı Ancak kitap birkaç ay sonra birdenbire satıştan da,kütüphanelerden de kaldırıldı Bununla birlikte Eylül 1941'de Alman işgali başlayınca Leningrad (bugün Petersburg) kadınlarına coşturucu bir radyo yayını yapmasına izin verildi Hemen sonra Taşkent'e götürülen Ahmatova,şiirlerini hastanedeki askerlere okudu savaştan esinlenen birkaç lirik şiir de yayımladı 1943'te Taşkent'te lirik şiirlerinden seçmeler içeren bir kitapçık çıkardı Savaşın sonunda Leningrad'a döndü şiirlerini okudu,yapıtlarının geniş bir basımının yapılması için harekete geçildi
Ağustos 1946'da Ahmatova Komünist Parti Merkez Komitesi tarafından sert bir biçimde "erotik,gizemci ve siyasal yönden duyarsız " olmakla suçlandı Şiirleri "Sovyet halkına yabancı" bulunarak kınandı ve bir kez daha,üstelik de Politbüro üyesi Andrey Jdanov'dan "fahişe-rahibe"damgasını yedi Sovyet Yazarlar Birliğinden atıldı bir şiir kitabı baskıdayken imha edildi üç yıl boyunca da hiçbir yapıtı yayımlanmadı
1950'de haftalık resimli dergi Ogonyok'un (Küçük Işık) birkaç sayısında Iz Tsikla "Slava miru " (Barışa Övgü Dizisinden ) başlığı altında Ahmatova'nın Stalin'i ve Sovyet konünizmini öven bazı şiirleri yayımlandı Sovyet yönetimiyle bu beklenmedik uzlaşmanın temelinde Stalin'in gözünde yeniden saygınlık kazanarak,1949'da tutuklanıp Sibirya'ya sürülen oğlu Lev Gumiloy'un özgürlüğüne kovuşturması amacının yattığı ileri sürülür Bu şiirlerin tonu,Ahmatova'nın 1935-40 arasında,oğlunun 1937'deki başka bir tutukluluğundan duyduğu acıyla yazdığı,etkileyici ve evrensel nitelikteki lirik şiirler dizisi Rekviem'den (Ağıt) çok farklıdır Sovyet halkının Stalin'in şiddet yılları boyunca çektiklerinin şiirsel bir anıtı olan bu başyapıt,Sovyetler Birliğinde hiçbir zaman yayımlanmadı

Stalinin ölümünden sonra,kültür yaşamında "buzların çözülmesi" döneminde Ahmatova saygınlığını giderek yeniden kazandı 1958'de içinde bazı çevirilerinin de bulunduğu küçük bir şiir kitabı yayımlandı Bu tarihten sonra Puşkin üzerine yazdığı başarılı denemelerinden bazılarına da yer verdiği yapıtlarının birkaç basımı yapıldı (1961,1965,1976'da iki kez,1977) ancak bu basımlardan hiçbiri Ahmatova'nın edebiyat ürünlerinin tümünü kapsamaz Ahmatova'nın 1940-62 arasında üzerinde sürekli çalıştığı en uzun yapıtı Poema bez geroya ( Kahramansız Şiirler) 1976'ya değin Sovyetler Birliğin'de yayımlanmadı Bu güç ve karmaşık yapıt,Ahmatova'nın kendi felsefesi yaşamının anlamı ve şiirsel yaratımı üzerine son sözlerinin güçlü lirik bir özetidir çoğu kişi tarafından 20 yüzyılın en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilir Yapıt edebiyatla yaşam arasındaki sınırları hafifçe belirsizleştirerek simgecilik,alegori ve otobiyografiyi birleştirir ve genç bir şairin kendini öldürmesini merkez alan bir trajedinin çevresinde zaman,şiir acı çekme ve kendini olumlama gibi temaları ustalıkla örer
Ahmatova'nın şiiri temelde lirik ve kişiseldir klasik ölçülülükle yoğun duyguları kaynaştırır Başarısız geçen ikinci evliliği de içinde olmak üzere,çoğunlukla sorunlu ve mutsuz ilişkilerini yansıtan çeşitli aşk duygularını dile getirir Cesur ve son derece bireysel,ama sıkıca denetlenmiş düş gücü yetkin sözsel müziği içe işleyici bir yalınlık ve incelikle yoğrulmuş şiirsel söyleyişi onun sanatının başlıca özellikleridir
Ahmatova,Victor Hugo,Rabindranath Tagore ve Leopardi'den,çeşitli Ermeni ve Koreli şairlerden yetkin çeviriler de yaptı Simgeci yazar Aleksandr Blok,ressam Amedeo Modigliani ve dostu Akmeist şair Osip Mandelştam üstüne duygulu ,kişisel anılar yazdı
1964'te İtalya'da verilen uluslararası şiir ödülü Etna-Taormina'yı kazanan Ahmatova,1965'te de Oxford Üniversitesinden onursal doktorluk unvanı aldı Ödül törenlerine katılmak üzere Sicilya ve İngiltereye yaptığı yolculuklarla 1912'den beri ilk kez ülke dışına çıkmış oldu Ahmatova'nın yapıtları birçok dile çevrildi önemi,ölümünden sonra da uluslararası düzeyde artmaya devam etti Türkçede ,Seçilmiş Şiirler (1984) ve Yaban Balı Özgürlük Kokar (1985) adıyla iki yapıtı yayımlanmıştır
Kaynak;AnaBritannica cilt 1 sayfa 203 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|