Konu
:
Ülker... 100 M2′Lik Dükkandan Dünya Markasına
Yalnız Mesajı Göster
Ülker... 100 M2′Lik Dükkandan Dünya Markasına
12-23-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ülker... 100 M2′Lik Dükkandan Dünya Markasına
Sabri Ülker’in biyografisi
Sabri Ülker
1920 yılında Kırım’da doğdu
Hayatının çocukluk dönemi
Kırım’daki Sovyet ihtilalinin etkisiyle oldukça zor geçti
Zorlu çocukluk anıları ona Ülker’i kurduğunda “Biz her insanın
hangi ülkede yaşarsa yaşasın
güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” sözünü söyletti
Kırım’da yaşanan sıkıntılara dayanamayan ailesi 1929 yılında İstanbul’a göç etti
Dokuz yaşında İstanbul’a gelen ve Kadırga İlkokulu’na kaydolan Sabri Ülker’in hafızasında o günlerin izi hiç silinmedi
O günleri şöyle anlatmıştı:“Çok acılı anlarımız
günlerimiz ve aylarımız geçti
Unutmak mümkün mü? Bütün bağ
bahçe ve tarlalara el konularak
´Hepsi devletindir
baştan dağıtacağız’ dendi
Güzelim bağ ve bahçeler tanınmaz hale geldi
Eğitimli
çalışkan ve kendi düşüncelerinde olmayan insanları Urallar´a
Sibirya´ya sürmeler ve toplu kurşuna dizmeler başladı
Dr
Jivago filmindeki sahneler her tarafta yüzlerce defa tekrarlandı
Babamızı ve bizi defalarca bu sürgün kafilelerine soktular
”Sabri Ülker ilkokuldan sonra İstanbul Erkek Lisesi’ne kaydoldu
Orta ikinci sınıfta iken parasız yatılı sınavını kazanarak Bilecik Lisesi’ne gitti
Ortaokulu Bilecik’te
liseyi Kütahya’da okudu
Yüksek öğrenim için Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Mekteb-i Âli’sine kaydolduğunda 2
Dünya Savaşı da başlamıştı
Ülker kuruluyor
Sabri Ülker
yüksek öğrenimini bitirdiğinde
savaş da sona erdi
Savaş yıllarında bisküvinin tadını unutan çocuklar için Ağabeyi Asım Ülker’le birlikte bisküvi üreteceklerdi
İki kardeş daha çocuk yaşlarında ve ilk gençliklerinde Besler fabrikasında çalışmışlardı
Ayrıca
aile bir süre şekerleme dükkanı işletmişti
Bu tecrübelere güvenerek
Sabri ve Asım Ülker
Eminönü Nohutçu Han’daki atölyede kendi bisküvi işlerini kurma kararına vardılar
Sabri Ülker daha sonra o günleri şöyle anacaktı: “Tahmin edersiniz 1944′te
2
Dünya Savaşı’nın sorunlarını yaşayan genç cumhuriyetimizde üretim aletlerini bulmak çok zordu
1944 yılı sonbaharında sabahın erken saatlerinde
İstanbul’un o zamanlardaki iş merkezi sayılan Eminönü´ndeki Nohutçu Han´a geldim
Üçüncü kata çıktım ve hafifçe alçak bir kapıdan geçerek içeri girdim
Yaklaşık 100 metrekarelik alandaki kazanları
kepçeleri
kalıpları
arkada duran fırını ve diğer aletleri tek tek inceleyerek; ‘Bu işi başarmalıyım’ dedim
”Aslında bu işi başarmaları iki kardeş için gerçekten mucize gibi bir şeydi
Atölyenin sahibi
burasını daha önce başkalarına da satmıştı
Alanlar da beceremeyip
eski sahibine daha düşük fiyattan geri satmışlardı
Atölyenin sahibi Asım ve Sabri Bey’in de öncekiler gibi bu işi başaramayacaklarını düşünüp “Göreceksiniz birkaç ay sonra bana geri satacaklar” demekten çekinmemişti
Ve bu lafı ederken de bir bildiği vardı
Çünkü makineler çok eskiydi ve sürekli bozuluyordu
Yedek parça olmadığından yeniden çalıştırılmaları çok zordu
Sabri Ülker eski makineleri tamir etmeyi de öğrendi
Küçük atölyede ilk yıl günde 200 kilo bisküvi üretildi…Bugün Ülker’in iki haftalık üretimiyle dünyadaki herkese bir bisküvi sağlayabileceği gerçeği gösteriyor ki
Sabri Ülker başarmıştı
Sabri Ülker gelecek nesillere
ana işi gıda ve içecek olan Yıldız Holding’i bıraktı
2012 yılı itibariyle Türkiye dahil 10 ülkede üretim yapabilen
55 fabrika ve 300 markası olan
80′in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Yıldız Holding ülkemiz ve dünya ekonomisine önemli katkıda bulunuyor
Sabri Ülker’in başarısının sırrı Sabri Ülker başarısının sırrını şöyle anlatıyordu: “Başarının temelinde önce
bıkmadan
usanmadan çalışma gelir
İkincisi dürüst çalışma
üçüncüsü ise kaliteli çalışmadır
Üretilen bir malın iyi olması
müşteriye cevap vermesi
yani aldığı paranın karşılığını vermesi gerekir
Dört; tanıtmaya çok önem verilmeli
Bunun üzerinde geniş bir şekilde durmak istiyorum… Reklama ilk günden itibaren önem verdik
şimdi de veriyoruz
daima vereceğiz…1950´den beri Ülker´in reklamını yapmaktayız
Özellikle
kaliteli bir malın reklamı yapıldığı zaman
elde edilen netice büyük oluyor
”
“Akşama babacığım
unutma Ülker getir”
Türkiye’de reklamın öneminin çok da bilinmediği yıllarda “Akşama babacığım unutma Ülker getir” klasiği
Sabri Ülker’in çocuklar için
Türkiye için Ülker için istediği her şeyi anlatan bir cümleydi
Her eve
her çocuğa ulaşmak ve bunu lezzetli
sağlıklı
hijyenik
kaliteli ürünlerle yapmak
Sabri Ülker bugün vizyon diye tanımlanan onun zamanındakilerin “ileri görüşlülük” diye tanımladığı bir haslete sahipti
Türkiye’nin 1990′larda tanıştığı “iş fikirlerini”
o çok daha önceden keşfetmiş ve Ülker’de hayata geçirmişti
Bu özellikleri ile Türk sanayinin ve gıda sektörünün öncü girişimcilerindendi
Uluslararası firmalarla rekabet edebilmek için büyük bir öngörüyle 1974 yılında Ülker’de Araştırma ve Geliştirme departmanını kurdurdu
1980′lerden itibaren Ülker’in üretim çeşitliliği de zenginleşti
1980′lerde
ithal ürünlerle
başarılı
bir rekabet sınavı verildi
Dünyaya entegre olma fikrini de Sabri Ülker küreselleşme akımından çok önce geliştirdi
1980′lerden 2000′lere uzanan süreç
Ülker’in dünyaya da entegre olduğu yıllardı
Sabri Ülker o dönemdeki öncü yaklaşımlarını şöyle anlatıyordu: “Türkiye’de dışardan uzman getiren ilk bisküvi şirketiyiz
En iyi uluslararası uzmanlarla çalıştık
Birçok yabancı şirketle ortaklık kurup onların ustalık ve deneyimlerinden faydalandık
Bazı şirketlerimizi halka açtık
Önceliğimiz her zaman müşterilerimizin sağlığı oldu
Bu nedenle ilk olarak biz bir hijyen departmanı kurduk
Tüm küresel gelişmeleri takip edip
dünyanın hızına yetiştik
Kapasitemizi artırmak için yatırım yaptık
yeni fabrikalar kurduk
iş olanakları sağladık
Böylece müşterilerimizin kalbini kazanan yeni ürünler üretmeye başladık
”
Mütevazı bir hayat
Sabri Ülker’in iş hayatındaki başarısının ardında
mutlu özel hayatının da büyük etkisi vardı
Sevgili eşi Güzide Hanım’la mütevazı bir yaşam seçtiler
Ve çocuklarını da
torunlarını da mütevazı yaşam biçimine özendirdiler
Güzide Hanım ve Sabri Bey’in hayatlarındaki en büyük acı
evlatları Ali Ülker’i küçük yaşta kaybetmeleri oldu
Kaybettikleri evlatlarının anısını
adını verdikleri torunları Ali Ülker’de yaşattılar
Diğer evlatları Ahsen Özokur ve Murat Ülker
hem ailenin mütevazı değerlerini hem de Sabri Ülker’in iş değerlerini benimsedi
Zaten Sabri Ülker de hayatının sonuna değin onların yanında yer aldı
Sabri Ülker
2000 yılında Ülker Grubu’nun onursal başkanlığını üstlendi
Ondan
yönetim
bayrağını Holding İcra Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen Murat Ülker aldı
Sabri Ülker son günlere kadar fikirleriyle Ülker Grubu’na yol göstermeye devam etti
Sabri Ülker 2010 yılında
hayat arkadaşı Güzide Ülker’i kaybetmenin acısını yaşadı
Sabri Ülker
Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmanın yanı sıra
toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak konusunda da öncü rol üstlendi
Türkiye’nin eğitim altyapısını güçlendirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projeleri destekledi
Gelecek nesillere daha yaşanır bir Türkiye ve dünya bırakabilmek için sivil toplum kuruluşlarıyla koordinasyon içinde çalışmanın önemine inandığını ifade eden Sabri Ülker
TEMA Vakfı’nın kurucuları arasında yer aldı
Onun teşvikiyle Ülker
TEMA’nın köylerin kalkınmasına yönelik projelerini destekleyen ilk kurum olma özelliğini taşıyor
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul