Kendinizi Aşmak Ve Yaşamla Bütünleşmek..

**Prof. Dr. Sinsi** · 12-23-2012

İnsan

hayatının tamamında anlam arayışı içerisindedir

Öyle ki

yaşam devam ettiği sürece zihnimizde sorular asla dinmez

hep arayış içerisindeyizdir; çünkü insan bilmek ister

neden dünyaya geldiğini ve neden bu hayatı yaşadığını anlamak ve öğrenmek ister ve bu merak hiçbir zaman dinmez

İnsanın arayış içerisinde olduğunu bilen toplum

onu sosyalleştirmek ve onu kontrol altına alıp grubun varlığı için bir tehdit olmaktan çıkartmak ve grubun devam edebilmesi için bireyin gücünden yararlanmak adına arayış içerisindeki bireye çeşitli kalıp anlamlar sunar

Bu kalıp anlamların içeriği ne olursa olsun amaç insanın arzularını bastırmak ve zevk arayışı içerisindeki biyolojik yanını kullanarak onu toplum için ‘faydalı’ bir bireye dönüştürmektir

Bu dönüşüm süreci ise; tehdit ve şiddet içeren cezalar ve bireyi elde ettiği zaman mutlu edeceği iddia edilen ödüller ile çevrilidir

Bu nedenle

toplumlar kanunlar koyar

kurallar yaratırlar ve bu kuralları uygulaması için devleti görevlendirirler

Ancak devlet her daim acımasızdır

bu yüzden de insanlık tarihi devletin sopası altında acı çeken ve hayatını kaybetmemek için kurallara uyan ve kendisine toplum tarafından dayatılan kalıp anlamların kurbanı olmuş bireyler doludur

Birbiriyle çelişen hedefler

Düşünmenizi istiyorum! Şu anda yeryüzündeki tüm toplumların amaçlarına bir göz gezdirelim

Dünya üzerindeki hemen her toplum kendi üyesi olan bireylere; üretimde bulunup para kazanmalarını

gelecek için para biriktirmelerini

Tanrı’ya inanmalarını

ibadet etmelerini

daha sonra kazandıkları paraları harcamalarını

mal satın alıp tüketimde bulunmalarını

arada sırada kolay yoldan zevk alabilecekleri yarı yasal yarı yasa dışı davranışlarda (uyuşturucu

alkol

seks

kumar vb

) bulunabileceklerini söyleyip durmuyor mu?

Toplumların üyelerinin önüne serdiği kalıp anlamların hedeflerine yakından baktığımız zaman birbiriyle çelişen hedefler olduklarını görürsünüz

Örneğin

para kazanmak ve sonra bu parayı tekrar tüketip tekrar kazanmak

ayrıca arada sırada monotonlaşan hayatımıza keyif katmak için yarı yasa dışı işler yapmak arasındaki çelişki gün gibi ortadadır

Hal böyleyken toplumun bireylere gerçekten kalıcı mutluluklar elde etmesi için fırsat sunduğunu söylemek yanıltıcı olacaktır

Çünkü toplum insanın zevk arayan biyolojik yanını ve hayatta kalma içgüdüsünü ödül ve cezalar aracılığıyla yöneterek bireyi kontrol altına almaktan başka bir amaca sahip değildir

Tüm bu süreç boyunca birey

sosyalleşme adı verilen araç sayesinde toplumun sunduğu anlam kalıplarına maruz kalır ve yaşamı kendi denetiminden çıkıp toplumun denetimine girer

Yeryüzünde yaşayan ve herhangi bir toplumun ferdi olan hemen herkes yukarıdaki işlemlere tabi olmuştur

oluyordur ve olacaktır

Böylesi bir ortamda bize sunulan anlam kalıplarına takılıp kalanları suçlamamak gerekir; çünkü onlar işin kolayına kaçmışlardır ve onlar o şekilde mutlu olabiliyorlarsa onlara hiç dokunmamak gerekir; ancak kalıcı ve gerçek mutluluk bireyin kendi zihnini kendi kontrolü altına alması

ödül ve cezalarını kendi kendisinin berlirlemesidir

Bireyin kendi kendisiyle mücadelesi

İnsan

kendi hayatına kendisi anlam biçebilecek kapasiteye sahiptir

Kendi hayatını kendi denetimi altına alabilecek güce sahiptir

Kişi

toplumun zihni üzerinde ödül - ceza ikilemi üzerinden yaratmaya çalıştığı baskıyı kırıp

kendi zihninin kontrolünü kendi ellerine alabilir

Kişinin biyolojik arzu ve isteklerinin kölesi olmadan yaşayabildiği bir hayat mümkündür

Kişi isterse kendisini bir köleye çeviren toplumsal denetim mekanizmalarından kurtulup ödül-ceza ikileminin yarattığı baskılardan kurtulabilir ve geçici mutluluklar yerine kalıcı mutluluklar peşinde koşabilir

Her sabah uyanıp neden sıkıcı hayatıma devam ediyorum ki

sorusunu kendi kendisine sorup durmaktan bıkanlarınıza sesleniyorum

Eğer kendinizi aşmak için çaba gösterirseniz ve yaşamla gerçek anlamda bütünleşmek için uğraş verirseniz üzerinizdeki mutsuzluk ve umutsuzluk yaralarından kurtulabilirsiniz

Yeter ki değişmek

kendinizi aşmak ve yaşamla bütünleşmek için iradenizi ortaya koyun ve kendi hayatınıza kendi seçtiğiniz bir anlam yaratın; çünkü hayatta aşılamayacak engel yoktur

12-23-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Kendinizi Aşmak Ve Yaşamla Bütünleşmek.. İnsan hayatının tamamında anlam arayışı içerisindedir Öyle ki yaşam devam ettiği sürece zihnimizde sorular asla dinmez hep arayış içerisindeyizdir; çünkü insan bilmek ister neden dünyaya geldiğini ve neden bu hayatı yaşadığını anlamak ve öğrenmek ister ve bu merak hiçbir zaman dinmez İnsanın arayış içerisinde olduğunu bilen toplum onu sosyalleştirmek ve onu kontrol altına alıp grubun varlığı için bir tehdit olmaktan çıkartmak ve grubun devam edebilmesi için bireyin gücünden yararlanmak adına arayış içerisindeki bireye çeşitli kalıp anlamlar sunar Bu kalıp anlamların içeriği ne olursa olsun amaç insanın arzularını bastırmak ve zevk arayışı içerisindeki biyolojik yanını kullanarak onu toplum için ‘faydalı’ bir bireye dönüştürmektir Bu dönüşüm süreci ise; tehdit ve şiddet içeren cezalar ve bireyi elde ettiği zaman mutlu edeceği iddia edilen ödüller ile çevrilidir Bu nedenle toplumlar kanunlar koyar kurallar yaratırlar ve bu kuralları uygulaması için devleti görevlendirirler Ancak devlet her daim acımasızdır bu yüzden de insanlık tarihi devletin sopası altında acı çeken ve hayatını kaybetmemek için kurallara uyan ve kendisine toplum tarafından dayatılan kalıp anlamların kurbanı olmuş bireyler doludur Birbiriyle çelişen hedefler Düşünmenizi istiyorum! Şu anda yeryüzündeki tüm toplumların amaçlarına bir göz gezdirelim Dünya üzerindeki hemen her toplum kendi üyesi olan bireylere; üretimde bulunup para kazanmalarını gelecek için para biriktirmelerini Tanrı’ya inanmalarını ibadet etmelerini daha sonra kazandıkları paraları harcamalarını mal satın alıp tüketimde bulunmalarını arada sırada kolay yoldan zevk alabilecekleri yarı yasal yarı yasa dışı davranışlarda (uyuşturucu alkol seks kumar vb) bulunabileceklerini söyleyip durmuyor mu? Toplumların üyelerinin önüne serdiği kalıp anlamların hedeflerine yakından baktığımız zaman birbiriyle çelişen hedefler olduklarını görürsünüz Örneğin para kazanmak ve sonra bu parayı tekrar tüketip tekrar kazanmak ayrıca arada sırada monotonlaşan hayatımıza keyif katmak için yarı yasa dışı işler yapmak arasındaki çelişki gün gibi ortadadır Hal böyleyken toplumun bireylere gerçekten kalıcı mutluluklar elde etmesi için fırsat sunduğunu söylemek yanıltıcı olacaktır Çünkü toplum insanın zevk arayan biyolojik yanını ve hayatta kalma içgüdüsünü ödül ve cezalar aracılığıyla yöneterek bireyi kontrol altına almaktan başka bir amaca sahip değildir Tüm bu süreç boyunca birey sosyalleşme adı verilen araç sayesinde toplumun sunduğu anlam kalıplarına maruz kalır ve yaşamı kendi denetiminden çıkıp toplumun denetimine girer Yeryüzünde yaşayan ve herhangi bir toplumun ferdi olan hemen herkes yukarıdaki işlemlere tabi olmuştur oluyordur ve olacaktır Böylesi bir ortamda bize sunulan anlam kalıplarına takılıp kalanları suçlamamak gerekir; çünkü onlar işin kolayına kaçmışlardır ve onlar o şekilde mutlu olabiliyorlarsa onlara hiç dokunmamak gerekir; ancak kalıcı ve gerçek mutluluk bireyin kendi zihnini kendi kontrolü altına alması ödül ve cezalarını kendi kendisinin berlirlemesidir Bireyin kendi kendisiyle mücadelesi İnsan kendi hayatına kendisi anlam biçebilecek kapasiteye sahiptir Kendi hayatını kendi denetimi altına alabilecek güce sahiptir Kişi toplumun zihni üzerinde ödül - ceza ikilemi üzerinden yaratmaya çalıştığı baskıyı kırıp kendi zihninin kontrolünü kendi ellerine alabilir Kişinin biyolojik arzu ve isteklerinin kölesi olmadan yaşayabildiği bir hayat mümkündür Kişi isterse kendisini bir köleye çeviren toplumsal denetim mekanizmalarından kurtulup ödül-ceza ikileminin yarattığı baskılardan kurtulabilir ve geçici mutluluklar yerine kalıcı mutluluklar peşinde koşabilir Her sabah uyanıp neden sıkıcı hayatıma devam ediyorum ki sorusunu kendi kendisine sorup durmaktan bıkanlarınıza sesleniyorum Eğer kendinizi aşmak için çaba gösterirseniz ve yaşamla gerçek anlamda bütünleşmek için uğraş verirseniz üzerinizdeki mutsuzluk ve umutsuzluk yaralarından kurtulabilirsiniz Yeter ki değişmek kendinizi aşmak ve yaşamla bütünleşmek için iradenizi ortaya koyun ve kendi hayatınıza kendi seçtiğiniz bir anlam yaratın; çünkü hayatta aşılamayacak engel yoktur