|  12-20-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Fecr-İ Ati Edebiyatı (1909-1912) 
 
             
 Servet-i Fünun dergisi 1901 yılında kapatıldıktan sonra Servet-i Fünun topluluğundan hiçbir yazarın bu dergide yazısı çıkmadı
  Dergi 1901'den sonra bir magazin dergisi ha*linde yayın hayatını sürdürmekteydi   
 Bu dönemde, başka dergilerde edebi çalışmalar devam ediyordu
  Yeni yetişen genç
 *lerin yazdıklarını yayımlayan Mecmua-i Edebiye, Muktebes, Çocuk Bahçesi gibi der*giler vardı
  Bu dergilerde Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip, Mehmet Behçet, Tah*sin Nahit gibi isimlerin yazdıkları yayımlanıyordu  Bu sanatçılar yeni bir edebiyat kuşa*ğının yetiştiğinin işareti idi  Bu kuşak Edebiyat-ı Cedide'nin karşısına çıkarak onları ret ve inkâr ediyor, onların boş bıraktığı meydanı doldurmaya uğraşıyordu  Bu genç neslin arasına başka isimler de katıldı  Çeşitli edebiyat dergilerinde dağınık biçimde yazıları çıkan bu gençler[size="3">[color="]Gençler, İstanbul'da yayımlanan Hilâl gazetesinin matbaasında 20 Mart 1909 tarihinde ilk toplantılarını yaptılar  Bu toplantıda, kendi [/size]sanat[size="3">[color="]sanatçıları[/size][size="3">[color="]prülü, Mehmet Behçet Yazar, Fazıl Ahmet Aykaç topluluğun diğer [/color][/size]sanatçılarıdır[size="3">[color="]genç yetenekleri bir araya toplamak, açık fi*kir tartışmaları ile kamuoyunu aydınlatmak başlıca hedefleriydi  Batının önemli fikir ve edebiyat eserlerini Türkçeye çevirtmek, edebiyat ve fikir konuları üzerinde konferanslar düzenlemek, Batı'daki benzeri kurumlarla iletişim kurmak gayeleri arasındaydı  Topluluktaki [/size]sanatçıların[size="3">[color="]sanat[/size][size="3">[color="]prülü, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay gerçek [/color][/size]sanatlarını[size="3">[color="]sanatçıların sadece kişisel duygularla ilgilenmeleri hoş karşılanamazdı  Fecr-i Aticilerin tümüyle bireyci olan [/size]sanat anlayışına karşı edebiyatın sosyal konulara ilgisiz kalmayacağı düşüncesi ileri sürüldü  Fecr-i Ati*cilerin sanat anlayışlarını değiştirmemeleri kendi sonlarını hazırlamıştır  Fecr-i Aticileri birleştiren tek nokta sanat sevgileri idi
  Türk edebiyatına yön vermek istiyor, ancak bunu nasıl yapa*caklarını kendileri de bilmiyorlardı  Topluma ve hayata sırt çevirmiş olmaları onları gerçeklerden uzaklaştırdı  
 Fecr-i Aticilerin sanat anlayışları, dil ve üslup bakımından eleştirdikleri Servet-i Fünunculardan farksızdır
  Fecr-i Âti edebiyatı Servet-i Fünun'un devamı niteliğindedir  
 Fecr-i Âti, daha çok şiir alanında etkili olmuştur
  Edebiyatın öteki türlerinde Fecr-i Âti döneminde pek önemli bir ça*lışma yoktur  
 Tiyatro türünde Şahabeddin Süleyman, Tahsin Nahit ve Müfid Ratib'in çalışmaları vardır
  
 Roman ve hikâye alanında eser veren sanatçılar Süleyman Cemil Alyanakoğlu ve İzzet Melih Devrim'dir
  
 Fecr-i Aticiler kendilerinden önceki sanatçıların ve edebi toplulukların önemini inkâr etmemektedir
  Namık Ke*mal'in fikirlerine değer vermektedirler  Servet-i Fünun'un önemli bir edebi topluluk olduğunu kabul ederler; an*cak siyasi baskılar yüzünden istediklerini gerçekleştiremediklerini belirtirler  Servet-i Fünuncular dağılmış, hürri*yetin ilanından sonra da bir daha toplanamamıştır  Servet-i Fünuncuların devrini tamamladığını düşünmektedir*ler  Geleceğe bakmak için Fecr-i Âti'yi kurmuşlardır  
 Fecr-i Âti sosyal, siyasi ya da kültürel şartların ürünü olarak ortaya çıkmamıştır
  Batı'daki edebi topluluklara öze*nilerek oluşturulmuş bir topluluktur  
 Fecr-i Aticiler, Servet-i Fünun'un devrini tamamladığını ileri sürmüş, ancak onun devamı olmaktan öteye gideme*mişlerdir
  Sanat anlayışları, işledikleri konular, dil ve üslup bakımından Fecr-i Aticilerin Edebiyat-ı Cedidecilerden farkı yoktur  Servet-i Fünuncuların geliştirdiği serbest müstezadı, Fecr-i Aticiler, Fransız şiirinin de etkisiyle daha da geliştirmişlerdir  
 Tanzimat dönemi edebiyatı devrin sosyal ve siyasal şartlarından doğmuştu
  Bu dönem sanatçılarının topluma ulaş*tıracakları mesajları vardı  
 Servet-i Fünun (Edebiyat-ı Cedide)'nun ortaya çıkmasında edebiyattaki eski-yeni çatışması etkili olmuştu
  Yeni ede*biyat yanlıları Recaizâde'nin teşvik ve öncülüğünde bir araya gelmişlerdi  
 Fecr-i Aticilerin durumu, Tanzimat ve Edebiyat-ı Cedidecilerden farklıdır
  Fecr-i Âti (geleceğin şafağı) adını alan genç*lerin, siyasi ve sosyal açıdan ileri sürdükleri bir tez yoktu  Ayrıca sanat anlayışlarında da bir birlik yoktu  Batı'daki edebi topluluklara özenerek bir araya gelen gençler, sanat anlayışlarını "Sanat şahsi ve muhteremdir  " (Sanat kişi*sel ve saygı değerdir  ) biçiminde açıklıyorlardı  Bu slogan cümleleri bile Fecr-i Aticiler arasında bir birlik sağlanma*dığını kanıtlamaya yeter  
 
 | 
	|  |   |