Konu
:
Efendi-Köle Diyalektiği Nedir?
Yalnız Mesajı Göster
Efendi-Köle Diyalektiği Nedir?
11-29-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Efendi-Köle Diyalektiği Nedir?
Efendi-Köle Diyalektiği Hegel tarafından güç ilişkilerini analiz için ortaya atılan efendi-köle diyalektiği
psikolojide (Mead
Wallon
Zazzo
Lacan
vb
) kimliğin oluşumu hususunda aynayla ve diğer insanlarla ilişkinin önemini vurgulamak için kullanılmaktadır
Aynayla ilişki
çocukluk yıllarında çocuğun aynada yansıyan görüntüsüyle
daha sonraki yıllarda ise diğer insanların bireye ilişkin değerlendirmelerinde yansıyan görüntüyle ilişki biçimini almaktadır
Bilincin oluşumunda kendini bir obje olarak ele alma kapasitesi önemli bir noktadır
Genetik bir perspektifte
Wallon'un (1959) işaret ettiği üzere
benlik bilincinin oluşumunda ben-diğeri ilişkisi önem taşımakta ve bu ilişki ben ve diğeri arası farklılaşma sürecinde katedilen gelişim evrelerine göre değişmektedir
Wallon'dan sonra Lacan
ayna aşamasını (miror stage)
'kimlik arayışını oluşturan' en önemli an olarak nitelemiştir; O'na göre çocuk
aynadaki görüntüsünü
çoğu kez
bir tür hayranlıkla ve zevkle seyretmektedir; bu görüntü
"ben'in (Je
I) diğeriyle Özdeşleşmenin diyalektiğinde objeleşmeden önce temel bir biçime girdiği sembolik bir matristir"
Çocuk
bu biçim vasıtasıyla
bireyselliğini ve bedensel birliğini keşfeder ve yavaş yavaş kendini tanımayı ve dolayısıyla özdeşleşmeyi öğrenir
Ayna aşaması
çocuğun psişik gelişiminde önemli bir evredir
'Ben' (ego)
imajiner temsil değerini diğeri sayesinde ve diğerinin bakışında bulur
Ayna aşaması
bu diyalektiği başlatan süreçtir
Çocuğun görüntüsel imgesiyle özdeşleşmesi
diğerinin (Anne) bunu tanımasıyla/kabulüyle desteklendiği ölçüde mümkündür; çocuk kendi öz imgesinde
diğeri onu böyle tanıdığı için kendini tanır
yani diğerinin gözünde
bu imgenin kendine ait olduğunun tasdikini bulur
Ayna aşamasında gerçekleşen bu temel özdeşleşme
Hegel'in bilincin diyalektiği kavramına gönderir
Bu düşüncelerin kaynağı
Kojev'in ve daha sonra Lacan'ın vurguladığı üzere Hegel'e kadar uzanmaktadır
Söz konusu diyalektiği ve yorumunu Kojev'den aktaralım: Hegel
Efendi ve Köle Diyalektiği adlı eserinde
karşılıklı tanımanın bütünsel bir analizini yapar
Başlangıçta
insan
ancak yaşayan hayvan statüsünde insandır
Bu haliyle ancak bir ihtiyaç varlığıdır
Kimliğim kazanması için
arzunun varlığı
yani arzulayan bilinç ya da kendilik/benlik bilinci haline gelmesi gerekir
Yaşayan hayvan kendilik bilincine ulaşmak için
yaşayan hayvan olarak diğerini yok etme mecburiyetindedir
zira kendilik bilincinin ortaya çıkışı
diğerinde kendini tanıyabilmeyi gerektirir
Fakat tersine
bunu yapabilmesi için
diğerinin de onda (kendilik bilinci) kendini tanıyabilmesi gerekir
Zorunlu olarak birinin diğerinde arzulayan bir b
aşk
a bilinç bulması gereklidir
Burada kaçınılmaz olarak ölümüne bir mücadele başlar ve bu kavgada her biri
diğerinde arzulayan bir bilinç bulabilmek için
yaşayan hayvan olarak diğerini yok etmeyi arzular
Kojev'in (1991) yorumuyla "insanın gerçekten insan olması için
hayvandan özsel olarak ayrılması için
onda
insani Arzunun
hayvani Arzuyu yenmesi gereklidir
Oysa her Arzu
bir delerin arzusudur
Hayvanın bütün arzuları
son çözümlemede onun hayatını koruma isteğinin sonuçlarıdır
O halde insani arzu
bu korunma Arzusunu yenmek durumundadır
B
aşk
a bir deyişle
insan hayvani yaşamını insani Arzusunun sonucu olarak tehlikeye atarsa
insan olarak 'kendini ortaya koyar'
Bu tehlikede ve bu tehlike aracılığıyladır ki
insan gerçekliği
gerçeklik olarak kendini yaratır ve açımlar"
Bu ölüm savaşının bir tek çıkış noktası vardır: Madem ki
taraflardan biri boyun eğmek zorundadır
öyleyse işi prestij savaşına döndürmek gerekir
Bir diğer deyişle ölüm savaşı
bir kölelik ilişkisini kurmaktan b
aşk
a bir uç noktaya sahip değildir
Savaşanlardan biri
yaşayan hayvan olarak ölümden çekindiğini ve kendilik bilinci olarak tanınmaktan vazgeçtiğini diğerine göstererek savaşı bırakır
Efendi
bu şekilde köle tarafından tanınır ve onun tarafından tanındığını kendi kendine bilir
Bu andan itibaren
süreç
kölece bilincin diyalektiğine girerek tersine döner
Efendinin köle tarafından tanınması tek yönlüdür
Bu nedenle
etkisizdir
Efendi
köle tarafından kendilik bilinci olarak tanınmıştır
ama kölede kendilik bilinci olarak hiç bulunmaz
Yani Efendi
kendilik bilinci olmayan bir bilinç tarafından kendilik bilinci olarak tanınmıştır
Benzer fakat tersine nedenlerden ötürü
köle Efendi'de kendini tanımaz
Oysa
bilinç olarak
köle de tanınmak ister; korku O'nu bundan vazgeçirir
ama otantik bir kendilik bilinci olma isteği yok olmaz; demek ki köle kendisinde-kendisi için bir bilinçtir
yani gelişmesi
sahte bilinç aşamasında durmuş bir bilinçtir
Bu kendinde kendi için bilinç
bu kendinde kendisi içini objektif olarak kendisi için konumlamamıştır ve bu kendinde kendisi içini sübjektif olarak kendinde ortaya koymamıştır
Köle için
tanınma
hizmet etmesiyle gerçekleşir
Gerçekten de Efendi'nin arzusu
arzulayan bilinç olarak değil
kölece bilinç olarak tanınan bir bilinç vasıtasıyla tatmin olur
Bu nedenle
Efendi'nin arzusu
kölenin bilincine yabancılaşmıştır
Sadece köle
Efendi tarafından arzulanan objeye insani bir biçim verebilir
Bu böyleyse
köle objektifliğe sübjektif bir anlam verir ve dolayısıyla
aynı zamanda kendi öz sübjektifliğine objektif bir anlam verir
Bu koşullarda
kendisi için kendinde ve kendinde kendisi İçin haline gelir
Oysa
bizzat buradan
otantik olarak kendilik bilincine ulaşır
Sonuç olarak
her biri
diğeri ona karşıt bilinç olarak var olduğu için kendilik bilinci olarak vardır
Birey
ancak diğerinin vasıtasıyla kendilik bilinci olarak kendini tanır
Ancak
kendilik bilinci olarak var olmak için
arzulayan bilinç olarak diğerini inkâr etmek gerekir
Arzulayan öznenin bilinçlenmesi
tanınmak isteyen bir b
aşk
a arzulayan bilince karşı olduğu ölçüde anlam taşır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul