Yalnız Mesajı Göster

Meşşaiyun, Meşşaiyun,İslam Düşücesinde Aristotelesçi Geleneği Izleyen Felsefecilere ve Felsefe Akımına Verilen Ad.

Eski 11-27-2012   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Meşşaiyun, Meşşaiyun,İslam Düşücesinde Aristotelesçi Geleneği Izleyen Felsefecilere ve Felsefe Akımına Verilen Ad.



MEŞŞAİYUN

Meşşaiyun,İslam düşücesinde Aristotelesçi geleneği izleyen felsefecilere ve felsefe akımına verilen adArapça Meşşaiyun adı,Atina'da Aristoteles'in kurduğu gezimci okulun karşılığı olarak meşy (yürüme) kökünden türetilmiştirAma Eski Yunan felsefecisi İslam dünyasına Yeni-Platoncular aracılığıyla aktarıldığı için,Meşşai felsefecilerinin düşünsel birikiminde Aristoteles ve Platon'un Yeni Platoncu yorumu da belirleyici olmuşturKindi (ö872)Farabi (ö950),İbn Sina (ö1037) ve İbn Rüşd (ö1198) gibi büyük Meşşai filozoflar ayrıca Hermetika geleneğinden de önemli ölçüde etkilenmişlerdirBu açıdan Meşşaiyun akımı,malzeme ve içerik açısından Helinstik bir nitelik taşırAma Meşşailer her alanda İslam metafiziğinin bu felsefe sistemine karşılık düşen boyutlarını dikkate alarak iki geleneği bağdaştırmaya çalışmışlardırİbn Sinanın yapıtında en yetkin düzeyine ulaşan Meşşai akım,bazı noktalarda İslam'ın temel inançlarına ters düştüğü için bir süre sonra etkisini yitirmiştir

İslamın temel inançları arasında "yaratılış" (hilkat) ilkesinin yer almasına karşılık Aristolesçi felsefe evrenin başlangıçsız ( yaratılmamış) olduğunu öne sürüyorduMeşşailer evrenin Tanrı'nın eseri olduğunu kabul etmekle birlikte başlangıçsızlık düşüncesinden de vazgeçemedilerBu düşünceyi,Tanrı ile madde arasında ikilik öngören Aristotelesçi kuramı yadsıyarak evrenin tek bir kaynaktan çıktığını öne süren Yeni-Platoncu türüm (sudur) kuramıyla temellendirdilerBuna göre maddenin varlığı Tanrı'dan ayrı ve bağımsız değildibir türüm süreci sonunda Tanrı'dan çıkıyorduBuna karşılık Meşşailer Tanrı ile evreni birbirinden ayırt ederek zorunlu ( vacib,zaruri)ve olumsal (mümkün) iki varlık kategorisi kabul eden düşüncesiyle türüm kuramının katı yönlerini de yumuşatmaya çalıştılar

Meşşai filozoflar,Yeni-Platoncu düşünür Plotinus'un "ereksel neden" kavramını temel alarak yeni bir tevhid anlayışı geliştirdilerBuna göre Tanrı zatı ve sıfatları olmayan "Salt Varlık"tıonun tek sıfatı varlığının zorunlu olmasıydıTanrı'nın sıfatları ya olumsuzlanmalıydı ya da bunların,varlığını etkilemeyen ve zorunlu varlığına indirgenebilen görünüşsel (zahiri) ilişkilerden oluştuğu kabul edilmeliydiİkinci yolu izleyen Meşşailer örneğin Tanrı'nın bilgisini,bilinen şeylerin onda var olması,iradesini,onun varlığında mecburiyetin olanaksızlığı ,yaratıcılığını ise nesnelerin ondan türümü biçiminde tanımladılar

Aristoteles ve Plotinus'a göre Tanrı'nın tikelleri (cüz) bilmesi olanaksızdıO yalnız tümelleri (kül) bilebilirdiAma Tanrı ile birey arasında doğrudan bir ilişki öngören İslam böyle bir kuramı,benimseyemezdiBu nedenle İbn Sina,Tanrı'nın bütün tikelleri bildiğini ,çünkü her şeyin ereksel nedeni olan Tanrı'nın bütün nedensellik sürecini de zorunlu olarak bileceği kuramını geliştirdi

Kaynak;AnaBritannica cilt 22 frmsinsinet için derlenmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla