Konu
:
Hun Veziri İle Çin Elçisi Arasında Geçen Bir Konuşma...
Yalnız Mesajı Göster
Hun Veziri İle Çin Elçisi Arasında Geçen Bir Konuşma...
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hun Veziri İle Çin Elçisi Arasında Geçen Bir Konuşma...
M
Ö
174 yılından az sonra Hunlar’a sığınıp sonradan vezir olan bir Çinli’yle
Hun b
aşk
entine gelen Çin elçisi arasında geçen konuşmalar ilgi çekicidir
Hun vezirine Çinli elçi “Hunlar’ın kendi yaşlılarına niçin değer vermediklerini” sorar:
Hun veziri cevap olarak :
- Çinliler’in oturdukları garnizonlardan
akına gitmek üzere asker toplanırken askerlerin Çinli akrabaları ile yakınları
en kalın ve sıcak tutan elbiseleri ile en iyi yemeklerinden vazgeçebiliyorlar mı ? Elbiseleri giyinsinler ve yemekleri de yolda yiyip içsinler diye askere gidenlere veriyorlar mı ?
Çin elçisi:
-Doğru vermiyorlar
Hun veziri devam ediyor :
-Savaş ve vuruşma Hunlar’ın
bir mesleği ve işi halindedir
Yaşlılar ile zayıflar (yani kadınlar ile çocuklar ) ise
emniyeti sağlamak için
en iyi yiyecekleri güçlü ve savaş yapabilecek askerler ile akrabalarına
kendi istekleri ile verirler
Böylece baba ile oğullar
karşılıklı ve sürekli olarak
birbirlerini savunmuş ve korunmuş olurlar
Bu durumda Hunlar’ın kendi yaşlılarına değer vermediklerini siz neye dayanarak ileri sürebiliyorsunuz ?
…Hunların gelenekleri şunlardır: Hunlar kendi sürülerinin etlerini yerler
Hayvanlarının sütlerinden yaptıkları içkileri içerler ve derilerinden de elbise yaparlar
Onların sürüleri ise
ancak otlar ile suların arasında yaşarlar
Bunun için mevsimlere göre
yer yer hareket eder ve gezerler
Bir teklike anında veya bir savaş gerektiğinde ise herkes atlanır
okları ile yaylarını kullanırlar
Tehlike geçip barış gelince de
artık herkes rahatlamış ve mutluluğa ermiş olurlar
Onlar
kendilerine düşen vazifeleri kolaylıkla ve doğrudan doğruya kendileri yerlerine getirirler
Bir güçlükle karşılaştıkları yoktur
Beyleri ile devler büyükleri de
sürekli ve dengeli bir anlaşma halindedir
Çin’deki gibi değişme yoktur
Devletin kuruluşu ve işleyişi de adeta tek bir vücut gibidir
Babaları veya büyük kardeşleri öldüğü zaman
onlardan kalan dulları hemen yanlarına alırlar
Çünkü onlar
kendi soylarından birinin bile gidip kaybolmasına
tahammül edemezler
Hunlar’da böyle karışık bazı akraba evlenmelerinin bulunmasına rağmen
onlar aile bütünlüğüne ve bu (bütünlüğün bozulmamasına) kesinlikle dikkat ederler
Şimdi Çin’ e gelelim:Gerçi Çin’de şimdi hiç kimse
(ölen) baba ve kardeşlerinin eşlerini yanlarına almamaktadır
Fakat akrabalar
adeta birbirlerine karşı bir yabancı gibi hareket ediyorlar
Hatta
kendi akrabalarını bile öldürüyorlar
Üstelik
b
aşk
a ailelere girip
soyadlarını da değiştiriyorlar
(Çin’de) artık ‘ahlak yolu’ (yani li) her türlü tesir ve baskısını da yitirmiştir
(Çin’de) idare edenlerle
idare edilenler
karşılıklı olarak
kinle dolmuşlar ve düşman olmuşlardır
Üstelik insanların güçleri de Çin’de halka zorla yaptırılan saray ve evler uğruna angarya ile tüketilmetedirler
Orduya
elbise ve yiyecek elde edebilmek için insanlar
tarlalarda ve ipekböceği işlerinde zorla çalıştırılmakta ve böylece yok edilmektedir
Ayrıca
kendilerini savunmak için
kendi duvarlarını ile şehirlerini de yapmak zorundadır
Böylece insanların
kendilerini tehdit edebilecek tehlikelere karşı korumak için
savaş ve korunma güçleri de kalmamıştır
(Çin’de ) halk o kadar yorgun düşmüştür ki
barış vaktinde işine ve mesleğine verebilecek bir gücü bile bulamaz
Heyhat sen !Çamurdan yapılmış evlerde oturan kişi ! (Yani Çin elçisi )
Çok konuşma !
Bahaeddin Ögel
Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul