Yalnız Mesajı Göster

İii. Reich Dışişleri Bakanlığı Arşivleri'nde Hitler-Halifax Görüşmesi

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İii. Reich Dışişleri Bakanlığı Arşivleri'nde Hitler-Halifax Görüşmesi



Görüşmelerin başında Lord Halifax Führer’le kişisel açıklama aracıyla İngiltere ve Almanya arasında karşılıklı olarak en iyi bir anlayışa ulaşma olanağına sahip olmaktan çok sevindiğini vurgular Bu sadece iki ülke için değil aynı zamanda bütün Avrupa uygarlığı için de çok büyük bir öneme sahipti İngiltere’den çıkışından önce o İngiliz Başbakanı ve Dışışleri Bakanı’yla bu görüşmeden söz etti ve onlar da kesin olarak konunun belirlenmesinde aynı fikirdeydiler Yani şimdi iki ülaaai ilgilendiren bütün sorunları geniş ve samimi bir şekilde inceleme olanağının nasıl yaratılabileceğini bilmek önem kazanıyor İngiltere’de güncel yanlış anlaşılmaların tümüyle dışta tutulabilmesi düşünülüyor Almanya’nın ayağa dikilmesinde Führer’in büyük yetenekleri bütünüyle ve çekincesiz takdir ediliyor ve eğer İngiliz kamuoyu zaman zaman Almanya’nın belli problemleri karşısında eleştirel bir tutum alıyorsa; bu her şeyden önce İngiltere’de Almanların belli önlemlerinin neden ve hangi koşullarda alındığının iyi bilinmemesi gerçeğinden ileri gelmektedir Aynı nedenle İngiliz Kilisesi Alman Kilisesi ile ilgili sorunun gelişmesi karşısında çok kaygı ve endişe duyuyor İşçi Partisi içinde de Almanya’da ortaya çıkan belli olgular eleştirel bir mantıkla göz önüne alınır Bu zorluklara rağmen Lord Halifax ve İngiliz hükümeti’nin diğer üyeleri Führer’in çok şey gerçekleştirdiği düşüncesine inanıyor ve sadece Almanya’da değil çünkü; kendi ülkesinde komünizmi yıkıma uğratarak ona Batı Avrupa’nın yolunu tıkadı ve bu nedenle Almanya bolşevizme karşı Batı’nın bir kalesi olarak değerlendirilebilir İngiliz Başbakanı samimi bir görüş alış-verişi aracılığıyla bir çözüm bulma olanağının tam olarak var olduğu düşüncesindedir Ne kadar zor da olsa; problemlerin çözümü karşılıklı güven yoluyla kolaylaştırılabilir Eğer Almanya ve İngiltere bir anlaşmaya varırsa ya da en azından az çok anlaşmaya yaklaşırsa; İngilizlere göre bu gelişme politik açıdan İngiltere’ye ve Almanya’ya yakın ülkelerin de tartışmalara katılmalarını sağlayacaktı Yani Alman-İngiliz işbirliğinin kendilerine karşı düşmanca bir düzen içine girmediğini başından itibaren İtalya ve Fransa pozisyonundaki ülkelerin anlamalarını sağlamak gerekir ki; 'Berlin-Roma mihveri'nin veya Londra ve Paris arasındaki iyi ilişkilerin bir Alman-İngiliz yakınlaşmasından zarar göreceği izlenimi olmasın Bu yakınlaşmanın devamında zemin hazırlandıktan sonra; Batı Avrupa’nın dört büyük iktidarı Avrupa’da barışın sürekli olabilmesi hususunda ortak bir temel yaratacaktır Dört büyük gücün hiçbiri herhangi bir bahaneyle bu işbirliğinin dışında kalmamak zorundadır çünkü; bugünkü istikrarsız duruma başka türlü bir son vermek mümkün olmayacaktı
Führer; eğer karşılıklı istek ve saygı esas alınırsa; Batı Avrupa’nın dört büyük iktidarı arasında anlaşmayı gerçekleştirmenin kendisine kolay göründüğü cevabını verdi
Ortaya çıkarılmış olan bunca büyük pratik problemler şeyleri daha da karmaşık hale getiriyordu Almanya’nın işbirliği isteniyorsa; şu konuda diğer muhatapların nasıl davranacaklarını talep etmek uygun olur: Versay Antlaşması bakış açısından değerlendirilen bir devlet olarak –ve o zaman Avrupa ülkeleri arasında saf biçimde ilişkiler çerçevesini aşmak mümkün olamazdı– Almanya Versay Antlaşması’nın maddi ve manevi namus lekesini artık taşımayan bir devlet muamelesi görecek miydi yoksa bu leaaai taşımaya devam mı edecekti Şu halde değişen durumdan mantıklı bir sonuç çıkarmak uygun olacaktır çünkü; aktif olarak hareket etme hakkı meşru görülmeyen bir devlet; ne kadar büyük güç olursa olsun; Avrupa politikasında aktif bir işbirliğini yüklenmeye mecbur edilemeyecekti Şanssızlık şu ki; İngiltere ve Fransa’da halen 250 yıldan beri teorik bir kavram olmaktan öte bir anlam taşımayan Westefalya Barışı’ndan sonra Almanya’nın son elli yıl boyunca gerçek bir olgu haline geldiği fikrine varılamıyor
Devleti iyi yönetme sanatı belki hoşa gitmeyen belli yanlara sahip olmak zorunda olsa da bu gerçek olguyu kabul etmek anlamına gelir İtalya’dan ve belli bir anlamda Japonya’dan söz edilecek Tarih sık sık hoşa gitmeyen gerçek olgular yaratır ve Almanya bu türden gerçek bir olguya katlanmak zorunda kaldı çünkü; 150 yıl boyunca varolmayan Polonya adeta bugün hayata döndü O (Führer) temel görevinin Alman halkını hoşa gitmeyen politik gerçeklere tahammül etmeyi öğrenecek bir şekilde eğitmek olduğuna inanıyor Buradan tartışılan problemin temelinin başka nedenden en acil hayati ihtiyaçları bile tanınmayan bir ülaaae etkin bir işbirliği açısından ne sunulabileceğini bilme sorunu olduğu sonucu çıkar
Uluslar arasındaki ilişkileri düzenlemenin iki olanağı vardır
Özgür güçler oyunu ki birçok durumdahalkların yaşamına etkin bir müdahale anlamına gelirdi ve onca çabalar pahasına yarattığımız kültürümüzde ciddi altüst oluşları kışkırtabilirdi İkinci olanak özgür güçler oyunu yerine “yüksek aklın” egemenliğini kabul etmek anlamına gelir; fakat bu yüksek aklın aşağı-yukarı özgür güçlerin eyleminin yolaçacak olduğu sonuçlara benzer şekilde sonuçlanmak zorunda olduğunu iyi anlamak gerekir (Führer) O son yıllar boyunca çağdaş insanlığın özgür güçlerin oyununu yüksek aklın metoduyla değiştirmek için yeterince sağduyulu olup olmadığını kendi kendine sordu
1919’da bu yeni metodu uygulamanın harika bir fırsatı kaçırıldı O zaman düşüncesizlik metodu yüksek aklın metoduna tercih edildi Kısacası bu Amanya’nın temel insan haklarını güvence altına almanın tek olanağı olan özgür güçler oyununa doğru itildiği anlamına gelir Gelecek bu iki yöntem arasında yapılacak seçime bağlıdır Burada veya şurada akıl yolunun mutlak olarak mecbur edilebileceği fedakarlıkların dökümünü yaparak; eski metoda: özgür güçler oyununa dönüşün hangi fedakarlıkları dayatacağını ortaya koymak gerekir O zaman açıkça görülecektir ki; birinci yol ikincisinden daha az külfetlidir
Lord Halifax saf biçimde ilişkilerin büyük bir değere sahip olmadığı ve bütün taraflar aynı öncüllerden ilham almıyorsa ve görüş birliği sağlanmamışsa; ciddi bir yakınlaşmaya ulaşılamayabileceğini takdir etme hususunda Führer’le aynı düşüncedeydi O da kendi adına; bunlar şu veya bu muhatabın hoşuna gitmeyebileceğindenden sözedilen geçek olgular da olsa; gerçek bir temele dayanmadıkça sürekli bir başarının gerçekleştirilemeyebileceğine inanmaktadır O İngiltere’de herkesin Almanya’yı büyük ve egemen bir ülke olarak değerlendirdiğini ve onunla görüşmelerin sadece bu temel üzerinde sürdürülmesi gerektiğini vurgular İngilizler gerçekçidir herhangi bir kimseden daha çok onlar Versay diktasının yanlışlarının düzeltilmesi gerektiğine inanmaktadırlar Eskiden de her zaman İngiltere etkisini bu gerçekçi anlamda kullandı O Rhenanya’nın önceden yapılan ayrılmasında tazminatlar sorununun düzenlenmesinde ve Rhenanya’nın yeniden işgalinde de İngiltere’nin oynadığı rolü hatırlatır Çok uzak perspektiflerden yüksek sesle konuşmaktan kaçınarak ortak bir dil kullanmayı denemek gerekir çünkü; bu yanlış anlaşılmadan ve dolayısıyla da problemin çözümünde ilerlenememesindenden başka bir sonuç vermez
İngilizler yönünden herşeye rağmen statüko yürürlükte kalsın diye düşünülmüyor İngiltere’de yeni koşullara uyum sağlamanın eski yanlışları düzeltmenin varolan şeylerin durumunda gerekli hale gelen değişiklikleri anlamanın önemli olduğu bilinir Ve İngiltere etkisini; bu değişikliklerin Führer’in sözünü ettiği düşüncesiz kararlar yoluyla yani; son tahlilde savaşla aynı anlama gelen özgür güçler oyunuyla yapılmaması yönünde kullanacak İngiltere Hükümeti adına bir kez daha vurgulamak gerekir ki; güncel durumun değişmesi için hiçbir olanağın gözardı edilmemesi gerekir fakat; değişikliklerin iyi anlaşılan bir kural temelinde yapılması gerekir Eğer iki taraf dünyanın değişmez (statique) olmadığını anlama hususunda aynı düşünüyorsa; ortak ideallerden ilham alarak varolan bütün enerjiyi karşılıklı güven atmosferi içinde ortak amacın elde edilmesine doğru yönelterek bu ortak noktadan hareket etmeyi denemek gerekir

Alıntı Yaparak Cevapla