Yalnız Mesajı Göster

Haydutlar Mağarası

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haydutlar Mağarası



Orada, Kızıltaş’ta, Alim epey bir zaman sesini çıkarmadan beklemiş Orayı yalnız otuz kahvecisi ve Alim’in elçisi Battal biliyormuş Battal için, dilini yutmak, Alim’i ele vermekten daha kolaymış Alim Battal’ın öksüz yavrusu Şaşne’yi seviyor ve babası ile ona bazen Türk fesi, bazen pullu fes, bazen de altın küpeler gönderiyormuş Şaşne dostlarına yeni hediyelerini gösterip böbürleniyormuş Büyüyünce Alim’in onunla evleneceğini, Kızıltaş’ın hazinesinin tamamını ona vereceğini söylüyormuş
Domanaka rumunun kızı bunu işitince babasına gidip söylemiş Babası Alim’den korkuyor ve onu sevmiyormuş, çünkü korkarsan her zaman sevmezsin Onun haricinde onların arasında kan düşmanlığı varmış Baskın sırasında Alim Domanaka’nın kardeşini öldürmüş O zaman Otuz’da idareci ortaya çıkmış, cemaati toplamış O Tatarlara aladoğan gibi bakarak, “Alim benim elime geçene kadar, köyün dışına tavuk, kafesteki güvercin bile çıkıp kanat çırpmasın1” demiş O gece köyde hiç kimse uyumamış Sokakta uğultulu rüzgâr esip bahçelerdeki ağaçlan kırmış, korkakların kapısını tık tık çalmış ve geçenlerin üstüne uçurtma yağmuru gibi atılmış Dağ korkutucu bir şekilde nefes almış, bulutlu gökten gürleyerek yağan yağmur, sel oluşturup Kızıltaş deresinde binlerce su taşkını meydana getirmiş
O gece, haydutlar kimseyi beklememişler, haydutlar mağarasının içinde yanıp bitmek üzere olan korlu ateşin başında cepkenlerine sarılıp uyumuşlar

Alim çok dikkatli uyuyormuş Sanki, her gün yaptığı gibi, o gece de, şifalı suyu içmek istemiş, fakat mağaranın içindeki çeşmelerden su yerine kan fışkırıyormuş Dağ yamaçlarının üstünde karayılanlar halka şeklinde sarkarak duruyorlarmış İşte onlardan biri, kaygan ve soğuk olanı, Alim’in boğazına sarılıp düğümlenmiş
Bu ağırlığa dayanamayan Alim, çok kötü bağırmış, gözlerini açıp baktığında yanında kendini göğsünden bastırıp boğazını sıkan çok büyük bir adam görmüş Alim bağırmış, fakat kalbinin altından kopan acı ağrı, onun aklını başından almış Alim tekrar gözünü açtığında artık kendinin ve dostlarının bağlanmış olduğunu görmüş “Selâmünaleyküm Alim, sen bana misafir olarak gelmiştin ama şimdi görüyor musun ben sana misafir olarak geldim” diye biri onu ensesinin üstünde konuşmuş
Alim’in gözleri tekrar kararmış, kendini kaybetmiş İkinci defa kendine geldiğinde artık sabah olmuş ve onu şamara üstüne köy sokağı boyunca alıp gidiyorlarmış Sanki bütün köy ölü, köyde tek bir canlı görünmüyormuş Herkes idarecinin bakışından saklanıyormuş İdareci, Alim’e bakıp sesini çıkarmadan sanki bir şey sorar gibi olmuş, Alim de bakışlarıyla cevap vermiş: “Biliyorum, artık Kırım’da başka yiğitler olmayacak!”
Artık öyle vakti olmuş, köy yönetiminin yanındaki arabaların üstünde bağlanan haydutlar yatıyormuş Alim de ayaklarından demir zincirlerle bağlanmış Onun yanında kahveci Battal yatıyormuş Yola devam etmek için her şey hazır olunca Battalın kızı Şaşne, koşarak gelir ve göz yaşlan dökerek incinip ağlar İdareci kıza:

Alıntı Yaparak Cevapla