Yalnız Mesajı Göster

Musevi Türkler ...

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Musevi Türkler ...



Tevrat'a inanan Türkler onlar
Cumhurbaşkanlığı forsundaki yedinci yıldızın simgelediği bir Türk kağanlığının Ortaçağ'ın karanlık ufuklarında bir yıldız gibi parlayan Hazarların torunları… Dini kimliklerini Musevilikte milli kimliklerini ise Türk köklerinde arıyorlar Türkçe konuşuyor Türkçe dua ediyor; Yahudilerden farklı olarak Talmud'u değil Tevrat'ı okuyorlar Kırım ve Litvanya'da sayıları artık yüzlerle ifade edilen yok olmanın eşiğinde bir topluluk Karaylar
Tüm tartışmalara son noktayı koymak ister gibi konuştu Sanki binyılların hak iddia eden bütün kavimlerine meydan okuyordu Sessiz bir haykırış gizliydi sözlerinde Kıbleye dönük vücudunu ayin için toplanan kalabalığa yavaşça çevirdi hazan ve başıyla onları selamlarken konuştu: 'Şalom cemaat' Kendi dini de dahil olmak üzere kitaplı tüm dinlere nispet yaparcasına devam etti: 'Tengri üstümüzdeki güneşi altımızdaki topraktan eksik etmesin'
Hazanın o cumartesi ayininde okudukları kitaplı üç dinden de nasibini almaya yeterdi cemaatin Oysa konuşulanlara Orta Asya Türk geleneğinden kavramlar da ekleniyor ve Tanrı'yla sohbet heteredoks bir zemine yayılıyordu Üstüne üstlük kullanılan dil bir süre sonra yerini Rusçaya bıraktı Artık hissetmek ve seyretmek dinlemekten daha kolaydı
Kenasaya girerken ayakkabılarımızı çıkardık Kadınlar gibi erkeklerin de başlarını örtmeleri gerektiğini bilmiyordum Portmantoda asılı fazladan bir kalpak imdadıma yetişti ve bu sayede uyulması şart bu katı kuralı yerine getirmiş oldum İçeride yerler halı kaplıydı Yüzleri kıbleye dönüktü; sinagog ve kiliselerdeki gibi doğuya değil camilerdeki gibi Mekke'ye doğruydu Oysa oturduğumuz banklar ve kenasanın iç düzeni kiliseyi andırıyordu Hanımlar ise ayine sinagog ve camilerdeki gibi üst kattaki kafesli balkondan katılıyorlardı
Yaklaşık bir saat süren ayinin ardından kenasanın müze gibi bahçesinde yürüyüşe çıktık Benimle birlikte o hafta sonu Polonya ve Volga kıyılarından Kırım'ı ziyarete gelen Karaimler de vardı İbrani alfabesi ile yazılmış taş kabartmalar Karay tarihine ait hikâyeleri saklıyordu kıvrımlarında Çoğumuz üç aşağı beş yukarı Türkçe biliyorduk ama hiçbirimiz İbrani alfabesini okuyamadığımızdan hazanın Rusça yaptığı açıklamalarla yetiniyorduk Daha sonraki bir söyleşide İbrani alfabesinin eski dönemlerde sadece dini konularda kullanıldığını öğreniyorum Onun dışında halk Latin ya da Kiril alfabelerini yaşadığı coğrafyaya ve zamana göre kullanmış Zamanla da İbrani alfabesi unutulmuş
Litvanya'daki Karayların toplam nüfusu 280 Sayıları bir azınlık oluşturamayacak kadar az Bu durum dayanışma duygusunu daha da güçlendiriyor Hepsi birbirini tanıyor ve aralarındaki bağlar çok sağlam Trakay'da komşular ve akrabalar sık sık bir araya gelip anıları tazeliyorlar
Biz dedi Anna 'Hazarların torunlarıyız' Hazarlar bugün onların adını taşıyan Hazar Denizi'nin kuzey kıyılarından Karadeniz'e uzanan kuruluşu yedinci yüzyıla kayıtlı büyük bir Türk devletinin Hazar Kağanlığı'nın yaratıcıları Yaklaşık beş yüz yıl hüküm sürdükleri bu toprakların özel bir niteliği vardı Ortaya çıkışından itibaren dev adımlarla ilerleyen ve yüz yıl içinde Kafkas Dağları'na dayanan Müslümanlık ile kuzeydeki Hıristiyanlık arasında adeta tampon bir bölgeydi Bölgenin efendisi Hazarlar ise Şaman inanış ve geleneklerine bağlı Türk kökenli ve Türk dilli bir halktı Hazar Kağanı'nın Yahudi dinini seçmesi saray çevresinde ve toplumun soylu kesimlerinde bu dinin yayılmasına yol açtı Bu dinin halk arasında ne kadar yayıldığı ise hâlâ bir muamma Kimi araştırmacılar geniş bir yayılım gösterdiği inancındaysalar da halkın büyük çoğunluğunun uzun süre hatta Hazar Kağanlığı'nın yıkılışına dek Şaman kaldığı fikri daha ağır basıyor Öte yandan üç büyük dinin yazılı kaynakları Hazarların kendi inançlarını seçtiğini savunuyor Tartışmalar bir yana kesin olan bir şey var: Yahudilik kağan ve çevresinin bu dini seçmesiyle Hazar toplumu içinde dikkate değer ölçüde yayıldı Bizans ve Arap topraklarındaki Yahudilerin bir kısmının da buraya göç ettiği hesaba katılırsa Hazar Kağanlığı'nın neden Yahudi niteliğiyle öne çıkan bir devlet olduğu anlaşılır
Ama Hazarlar bilinen Yahudiliğin ötesinde bir yol seçtiler Tevrat'a bağlı farklı bir yol aradılar Sekizinci yüzyılın sonlarında Tevrat'ın yorumları yerine Tevrat'ın kendisini okumaya yönelik yeni bir akım başlattılar Bu akım Hazar halkını çevresinde topladı Bu hiçbirine ait olmama ve hepsine ait olma hali onları savaşan inançlar arasında kısa sürede eritti ve Hazar İmparatorluğu sadece Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Forsu'ndaki yıldızlardan biri olarak kalana ve birçok tarihçinin ve dilbilimcinin sonsuz hipoaaalerine dönüşene dek yok oldu Bugün Kafkas Dağları'nın yükseklerinde kimliğini koruyabilmiş birkaç topluluğun olduğunu biliyoruz
'Kara İbranice ya da Arapça okumak (kraat) kökünden geliyor' diye söze giriyor Anna'nın ablası Mariola 'Kuran kelimesi de aynı köktendir Kara okuyup okuduğunu düşünen kişi demektir im eki ise İbranice erkek çoğul ekidir Dolayısıyla bu inanca bağlı kişilere Karaim deniyor Karaim kelimesinin Türkçeye tercümesi Karaylardır İngilizcesi ise Karaittir' Hazan araya girerek aradaki farkı anlatmak istiyor 'Halkın adı Karaylar inancı ise Karaim'dir' Aslında aynı kelimenin Türkçe ve İbranice versiyonlarına yüklenen sorumlulukla Türk ama Tevrat inancında olduğunu vurguluyordu hazan Dini kimliklerini Musevilikte milli kimliklerini ise Türk köklerinde arayan bir topluluk Karaylar

Alıntı Yaparak Cevapla