Prof. Dr. Sinsi
|
Mersin / Tarsus
Orta Çağ
Tarsus, Orta Çağ'da birçok Arap ve İslam bilgininin ilgi konusu olmuştur Bunlar, Tarsus'un büyük ve güzel bir kent olduğunu, iç içe iki suru olup, surların beş kapısı ve etrafında hendekleri bulunduğunu yazmaktadırlar
Arap Coğrafyacılar İbn-i Havkal (943), İstahri (951), Idrisî (12 yüzyıl) ve Ebü'l Fida (1273-1331) ile İranlı Coğrafyacı Ibn Hurdazbİh (820-912), Süryani tarihçi,filozof Abü'l-Farac Ibn-ü'I Ibri (1226-1286) yöreyi ve Tarsus'u ziyaret etmişlerdir Bunlardan Coğrafyacı Ibn-ü'l Fakih'in eserinde "Ebu Süleyman Ferec'in 788 yılında, 5 kapısı ve 87 burcu olan Tarsus kentini ve surlarını onardığını" yazması, Müslüman Araplar'ın kente verdikleri önemin bir örneğidir
Ünlü Osmanlı Kaptanı, Coğrafyacı ve Haritacı Piri Reis'in yazdığı "Kitab-ı Bahriye" adlı eserinin 4 cildinde Tarsus'la ilgili bilgiler bulunmaktadır "  Tarsus deniz kenarından üç mil kadar içerde ova üzerinde kurulmuş bir kasabadır Önünden Tarsus Çayı akar Burada bulunan gölün (Rehg-rna=Aynaz) içine sandallar girerek 6 kulaç suda demir atarlar "
1671 yılında Tarsus'a gelen Evliya Çelebi,Tarsus hakkında şu bilgileri vermektedir:"  Tarsus kalesi bir düzlük üzerinde, denizden bir saat uzaklıkta, daire biçiminde olup Halife Memnun yapısıdır Çevresi 500 adım, iki kat sağlam bir kaledir Tümüyle hendekle çevrilidir Kalenin içinde üstü toprak damlı evlerle dolu üç mahalle vardır Kalenin üç kapısı (batıda iskele, doğuda Adana, kuzeyde Bağ kapıları) vardır Mevcut 15 cami içinde Eski Cami hicretten 300 yıl önce yapılmış, kiliseden bozma bir yapı idi Geriboz kapısının iki yanında arslan, kaplan ve ejderha suretleri vardır ki, insan görünce korkan Avının üstüne konmuş bir doğan sureti vardır ki sanki canlıdır Bu garip acayip eserlerin tümü mermer taşından yapılmıştır Yine bu kapının iki yanında beyaz mermer kitabeler içinde renk renk kufi yazı ile Arapça ve Süryanice yazılmış görmeye değer yazılar vardır ki, insan hayran kalın Tarsus'da ayrıca 5 kilise, 6 medrese, 7 hıristiyan sıbyan mektebi, 2 hamam, 2 han ve 317 dükkan vardır, ibrahim Halife Camii'ne bitişik 80 dükkan kagir bina kentin bedestenidir Tüm sokakları kaldırımlıdır Çünkü, temiz kumlu yollar olduğundan asla çamur olmaz Tatlı limonu((lime)), turuncu, zeytini, inciri, nar, hurma ve servileri, şeker kamışı, pamuğu meşhurdur Verimli sahradır, âlâ camus yeridir Bu kale içinden Bulgar Akarsuyu geçip Akdeniz'e karışır Bu kentin suyu ve havası ağır olduğundan, bahardan sonra kentte bir tek kişi kalmayıp Bulgar yaylasına çıkarlar Bu kalenin kuzey tarafında küçük bir iç kaleciği vardır Gayet mamurdur Her tarafı hendektir Etrafı 500 adımdır Yedi kuledir Dizdarı ve neferleri yaylaya gidemediklerinden renkleri sarıdır Halkı Rum, Ermeni ve Türkmen'dir Arap fellahları da vardın Minareleri Arabistan tarzındadır "
Haçlı Seferleri ardından yörede kurulan Kilikya Ermeni Krallıklan'nın egemenliğine, Ramazanoğulları Türkmen Beyliği son verdi Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi ardından 1517'de Osmanlı egemenliğine giren Tarsus, önce Kıbrıs Eyaleti'ne, daha sonra da Adana Eyaleti'ne bağlı bir sancak merkezi oldu
Yakın Tarih
Osmanlı İmparatorluğu]]nun güçlü koruması altında 1832 yılına kadar herhangi bir işgale uğramayan Tarsus, bu yılda Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın,Çukurova'yı işgal etmesi ile 8 yıl kadar Mısır egemenliğinde kaldı Bu dönemde Tarsus ovası yeni baştan planlı bir tarımsal üretime açılmış, Mısır'dan getirtilen uzun lifli pamuk burada daha geniş alanlarda üretilmeye başlanmıştır Bataklıklar kurutulmuş, yeni su kanalları açılmış, Mısır'dan deneyimli tarım işçileri getirtilerek verimli ürün elde edilmiştir 1839'da Kütahya anlaşmasıyla Osmanlılara iade edildi
19 yüzyılın ortalarından itibaren dünya ticaret sistemine Mersin limanı yoluyla bağlantı kurmuş, kent bu dönemde kültür, ticaret ve özellikle tarım ve tarıma bağlı ekonomide, büyük gelişmeler elde etmiştir İlçede halen ayakta duran tarihi mahallelerde gördüğümüz kimisi saray yavrusu, iki-üç katlı varsıl konutlar, bu dönem zenginliğini yansıtan sivil mimarlık örnekleridir İlçede büyük bir grup oluşturan Gayrimüslimlere ait çok sayıda kilise inşa edilmiş, halen önemli bir eğitim kurumu olan Tarsus Amerikan Lisesi, Amerikalılar tarafından kurulmuştur Kentte hala önemli bir hıristiyan nüfus yaşamaktadır
Tarsus, 1877'de Adana Vilayeti'ne bağlı bir sancak olmuştur 7000 yıl süreyle kesintisiz devam eden önemli konumuyla yüksek uygarlık düzeyine çıkan Tarsus, 19 yüzyıl sonlarında yapılan ihmaller sonucunda denizle bağlantısı kesilmiş, deltadaki Aynaz gölü bataklığa dönüşmüştür Bu kentin gelişmesini etkileyen başlıca olumsuz faktörlerden bindir I Dünya Savaşı'nın ardından 17 Aralık1918'de Fransızlar tarafından işgal edilmiş, Kurtuluş Savaşı'nın ardından 20 Ekim1921'de imzalanan Ankara Anlaşmasıyla işgal sona ermiştir
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile birlikte bataklıklar kurutulmuş,Berdan Çayı üzerinde baraj inşa edilmiş, her türlü tarımsal üretime elverişli çalışmalar yapılmış, karayolu ve demiryolu ağlarının üzerinde olmasıyla yeniden hızlı bir gelişme içine girmiştir, ilçede başta tekstil olmak üzere çok sayıda sanayi kuruluşu faaliyet göstermektedir
Ekonomi
M Ö 5000 yılına dayanan tarihinde görkemli dönemler yaşayan, çeşitli uygarlıklara kent merkezliği yapan, doğulu kervanların uğrak yeri ve ticaret merkezi olan ilçe, bu ticari özelliğini günümüzde de korumaya çalışmaktadır Bereketli topraklara sahip olan Çukurova’da her türlü ziraatın yapılması ve sanayinin ham maddesi olan ürünlerin bolluğu, bu bölgede sanayinin gelişmesinde en önemli faktör olmuş 1800’lü yılların ikinci yarısında, bölge potansiyelinin farkında olan yabancı ülkeler, pamuğun ilk işleme biçimi olan çırçır fabrikalarını faaliyete sokmuştur Çırçır işletmelerinden iplik fabrikasına ilk geçiş, 1887 yılında Mavromati ve Şürekası İplik Fabrikası’nın açılmasıyla gerçekleşmiştir 1920’de bölgede Tarsus Konserve Osmanlı A Ş kurulmuş ve Tarsus sanayisi daha da gelişmeye başlamıştır Türkiye’de ilk elektrik enerjisi 15 Eylül1902’de ilçede üretilmiş
Tarsus'un Ticaret Borsası’ndaki yıllık işlem hacmi 36 trilyon dolaylarındadır Bölge, ülke ekonomisinin küçülme tehlikesi yaşadığı dönemlerde bile üretime devam etmeyi başarmış ve hatta ihracat yapmıştır Tarsus’tan yurt dışına satılan malların büyük çoğunluğunu tarıma dayalı sanayi ürünleri oluşturmaktadır İhracatın %65’ini tekstil ürünleri kapsar Bunun dışında gelişmiş sektörler arasında gıda, inşaat ve metal sayılabilir Tarsus’ un en çok dış satım yaptığı ülkeler arsında Fransa,Hollanda ve ABD yer almaktadır Tarsus’ta Çukurova Sanayi,Berdan Tekstil,İzocam,Trakya Cam ve Çukurova Makina İmalat Sanayi gibi önemli tesisler yer almaktadır Ancak bu fabrikalar dışında ekonomide çok büyük bir durgunluk vardır
Tarsus'un ekonomisinde tarım önemli gelir kaynağıdır Türkiyenin en verimli toprakları yine Tarsustadır 202 400 hektarlık ilçe toprağının 154 902 hektarı tarım arazisi, 62 786 hektarı orman ve fundalık, 4080 hektarı çayır ve mera, 20 632 hektarı tarım dışı arazidir Tarım alanlarının büyük bölümünün sulanması, gübrelenmesi ve yeni tekniklerin uygulanması iie toprağın verimi artırılmakta, ürünler iyi değerlendirilmektedir Mersin ilinin en verimli ve en geniş tarım arazisi, Tarsus'un ovalık yöresindedir Bununla beraber iklimin tarıma elverişli olması bu arazilerde her çeşit tarımın yapılmasını sağlamaktadır Ovalık araziler de, ilkbaharda turfanda sebze ve meyveler, daha sonra sebze, kiraz ve üzüm ekilmektedir Kış mevsiminde ise papaya, liçi, ananas, portakal, mandalina ve limon meyvelerinden başka kışlık sebzeler ekilir Pamuk, susam ve soya gibi yağlı tohumlu bitkilerden tahılların her çeşidine kadar tarla ürünlerinin ekimi bu verimli arazilerde yapılır Yine tarsusta iyi kalitede Kolombiya kahvesi üretimi denemeleri olumlu sonuç vermiştir Tarsus'un bazı köylerinde kurulan sığır İslah istasyonlarında çok verimli Holştayn tipi sığırlar yetiştirilmektedir
Sanayi yönünden de Mersin'in merkez'den sonra en gelişmiş ilçesi Tarsus'dur İlçenin tarım ürünlerini değerlendiren sanayi kuruluşları dışında, ülke ekonomisi için önemli olan tarım aletleri, makine yedek parçaları, takım tezgahları yapan fabrikalar, şekerli yiyecek imalathaleri, tuğla ve seramik fabrikaları, Tekstil fabrikaları ve otomotiv sanayi vardır
TURİSTİK YERLER
Altından Geçme (Roma Hamamı)
Kentin merkezinde anıtsal antik bir yapı kalıntısı olarak göze çarpar Tuğladan örülü, altından motorlu araçların da geçebileceği büyük kemer ve hamam duvarlarının bir kısmı, 19 yüzyıla ait konutların içinde kalmıştır Bu kalıntılar, Roma döneminde kente teraziler ve kemerlerle su getirilmesinden sonra inşa edilen hamam kalıntısına aittir
Jüstinianus Köprüsü (Baç Köprüsü)
AdanaAnkara karayolunun Tarsus girişinde ve kuzeyinde bulunan bu üç gözlü köprü, Bizans imparatoru Jüstinianus tarafından Tarsus Çayı üzerinde inşa ettirilmiştir Eski dönemlerde köprü geçişinden para alınması nedeniyle, bu köprüye vergi anlamına gelen "Baç" adı verilmiştir
Bilali Habeşi Mescidi
Arap ordularının Tarsus'u fethi sırasında Hazreti Peygamberin müezzini olan Bilali Habeşi, şimdiki mescidin bulunduğu yerde ezan okuyup namaz kıldırmıştır Kutsal sayılan bu yerde mescit ve kuyu yaptırılmıştır
|