|
Prof. Dr. Sinsi
|
İttihat Ve Terakki Üzerine Düşünceler-1
Darbeci Anlayış ve Destekçileri
Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti, "Makedonya'yı faaliyet merkezi hâline getirince, bu bölgedeki çeşitli unsurlara mensup komite, cemiyet ve çetelerle temasa geçti ve bunların bir bölümüyle anlaşma zemini bulurken, diğerlerini de gerçekleştireceği ihtilâl sırasında eylemlerini durdurmaları ve düvel-i muazzama temsilcilerine şikâyette bulunmamaları hususunda uyardı " (Hanioğlu,2001:480) Vurucu güç olarak fedai teşkilâtları kuvvetlendirildi Terakki ve İttihat Cemiyeti Jandarma Teşkilâtı adlı ayrı bir kuvvet oluşturuldu Sivillerden meydana gelen şehir hücreleri kuruldu
Nisan 1908 tarihine gelindiğinde Cemiyet, Edirne, Draç, İşkodra, Manastır, Selânik, Üsküp, Tiran, Yanya, Ohri, Serez, Tikveş başta olmak üzere bütün Rumeli'de teşkilâtlanmıştı Dr Nazım ve Bursalı Mehmet Tahir'in idaresindeki İzmir teşkilâtı, Makedonya'da bir karışıklık olduğunda bölgeye gönderilecek Aydın vilâyeti Redif taburlarının subaylarını, Cemiyet'e üye kaydetti Cemiyet ayrıca, İtalyan ve Fransız mason localarından büyük destek aldı (Hanioğlu, 2001:480)
Açıkça görüldüğü gibi, Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti üyesi Jön Türkler, 2 Abdülhamid'i devirmek, Meşrutiyeti ilân edip "vatanı kurtarmak için", devletin iç ve dış düşmanlarıyla hiç tereddüt etmeden anlaşma ve uzlaşma yoluna gitmişlerdi Onlara göre bütün kötülüklerin kaynağı, 2 Abdülhamid idaresiydi Eğer sultan tahttan indirilip, Meşrutiyet ilân edilip meclis açılırsa, her şey kendiliğinden düzelecekti Onlar bu sihirli formüle, büyük bir samimiyetle inanıyorlardı Çünkü Jön Türklerin "siyasal fikirleri sade ve ilkel idi: Hürriyet ve vatan, Meşrutiyet ve millet " (Lewis,1991:203) Uzun zaman fikirsizlikten kendileri de şikâyet eden "Jön Türklerin hiçbiri, derin bir teori, özgün bir siyasi formül veya zihinleri devamlı olarak uğraştırmış bir ideoloji ortaya koymamıştır " (Mardin,1989:24) Fakat ne yazık ki koskoca imparatorluk, 20 yüzyılın başında, fikirsizlik içinde bocalayan, sihirli formüllere içtenlikle inanan ve ülkeyi yönetmek için gerekli bilgi, tecrübe ve kabiliyetten yoksun, bu maceraperest Genç Türklerin iktidarına doğru hızlı bir şekilde sürükleniyordu
2 Meşrutiyet'e Giden Günler ve Meşrutiyet'in İlânı (23 Temmuz 1908)
Nihayet 13 Mayıs 1908'de, Cemiyet harekete geçti Cemiyet, padişaha, bakanlara ve Harbiye Nazırı'na ayrı ayrı ihtarnameler göndererek, Makedonya'daki Rus ve İngiliz emellerine karşı konulmaması hâlinde, ihtilâl yapılacağı tehdidinde bulundu Cemiyet, padişahı ve hükümeti, "vatanın birliği ve bütünlüğünün tehlikeye girmesi karşısında" kayıtsız kalmakla suçluyordu 9?12 Haziran 1908'de, İngiliz kıralı VII Edward ve Rus çarı II Nikola'nın, Rus liman şehri Reval'de, Almanya'ya karşı alınacak tedbirleri görüşmek üzere buluşması, İttihatçılar tarafından Osmanlı devletinin paylaşma plânlarının yapıldığı bir toplantı olarak sunuldu Bu hâdisenin meydana getirdiği heyecanla, Cemiyet harekete geçme hususunda hızlandı 11 Haziran 1908'de Cemiyet fedaîleri, Selânik Merkez Komutanı Albay Ömer Nazım'ın yaralanmasıyla başlayan bir dizi suikast gerçekleştirdi Bütün Rumeli kaynıyordu İstanbul'a tehlikeyi haber veren raporlar gelmeye başladı Yapılan araştırma ve soruşturmalar, genç bir subayı, Binbaşı Enver'i işaret ediyordu Bu genç subay, "durumu açıklamak ve terfi almak" için İstanbul'a çağrıldı Fakat artık çok geçti Binbaşı Enver Bey, hesap vermek için İstanbul'a gitmek yerine, Cemiyet'in emriyle Tikveş dağlarına çıktı Bunu 3 Temmuz 1908'de bir başka genç subay Kolağası (kıdemli yüzbaşı) Ahmet Niyazi Efendi'nin başında bulunduğu Resne Millî Taburu'yla dağa çıkması takip etti Artık ok yaydan çıkmış, ihtilâl başlamıştı Saray, bir yandan Anadolu'dan bölgeye, hükümete bağlı olduğunu sandığı Redif Taburlarını gönderiyor, diğer yandan ise daha önce Arnavut isyanlarının bastırılmasında başarılı olan Şemsi Paşa'ya, âsilere karşı harekete geçmesi emrini veriyordu Fakat 7 Temmuz 1908'de Şemsi Paşa, Manastır Telgraf Merkezi'nden çıkarken, güpegündüz emrindeki bir teğmen tarafında vuruluyor ve katil kılına bile dokunulmadan, sakince uzaklaşıyordu (Lewis,1991:206) Şemsi Paşa'nın yerine Manastır'a gönderilen Müşir Osman Fevzi Paşa, 22 Temmuz 1908 gecesi, İttihatçı Resne Millî Taburu, Manastır Çetesi ve Arnavut çetelerinden oluşan 2 300 kişilik bir kuvvet tarafından, ele geçirilen Manastır'da, konağından alınarak dağa kaldırıldı Manastır'a giden telgraf hatları kesildi (Öztuna, 1978:215; Hanioğlu, 2001:481)
Ayaklanma artık hızla, Makedonya'daki 3 Ordu birlikleri arasında yayılıyor, Edirne'deki 2 Ordu'ya da sirayet etmeye başlıyordu 14 Temmuz 1908'den itibaren Anadolu'dan, Selânik limanına çıkmaya başlayan Redif Taburları ise, âsilere karşı harekete geçmek bir yana, onlara katılıyordu Bu durum karşısında saraydan gelen, nişan, terfi ve gecikmiş maaşların ödeme emri yağmuru, muhalif subaylardan hiçbir karşılık görmedi, âsileri bastırmakla görevli paşalara, bizzat kendi emri altındaki genç subaylar ateş ediyordu (Lewis,1991:206) Orduda emir-komuta zinciri bozulmuştu
21 Temmuz 1908'de Cemiyet, bütün şubelerine, ihtilâlin başarıya ulaşması için elden gelen bütün gayretin gösterilmesini, 23 Temmuz'a kadar sonuç alınmaması, saray ve hükümetin direnmesi hâlinde, askerî birlikler ve gönüllülerden oluşacak bir ordunun 26 Temmuz'da İstanbul'a yürümesini emretti Bu arada Cemiyet, Arnavut çeteleri ve Bektaşi liderleriyle görüşerek, bazı Arnavut silâhlı grup ve çetelerin harekete katılmasını sağladı (Hanioğlu,2001:481)
Rumeli'nin çeşitli merkezlerinden, Yıldız Sarayı'na tehdit telgrafları yağıyor, padişahtan Meşrutiyet'i ilân etmesi, aksi taktirde veliahdın Rumeli'de padişah ilan edilip, yüz bin kişilik bir orduyla İstanbul'a yürüneceği, zorla tahttan indirileceği bildiriliyordu (Lewis,1991:206-207) 23 Temmuz 1908'de Cemiyet'in asker ve sivil liderleri, Makedonya'da hürriyeti ilân ettiler Olanlar karşısında çaresiz kalan I2 Abdülhamid, aynı gün Kanun-ı Esasi'yi (Anayasa'yı)yürürlüğe sokuyor, meşrutiyet ikinci defa ilan ediliyordu (devamı gelecek sayıda)
Kaynaklar
- HANİOĞLU, M Şükrü (2001), Bir Siyasal Düşünür Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, İstanbul, Üçdal Neşriyat
- HANİOĞLU, M Şükrü (2001), "İttihat ve Terakki Cemiyeti", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt: 23, ss 476?484, İstanbul, Güzel Sanatlar Matbaası
- LEWİS, Bernard (1991), Modern Türkiye'nin Doğuşu, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 4 bs
- MARDİN, Şerif (1989), Jön Türklerin Siyasi Fikirleri (1895?1908), İstanbul, İletişim Yayınları, 3 bs
- ÖZTUNA, Yılmaz (1978), Büyük Türkiye Tarihi, cilt:7, İstanbul, Ötüken Yayınevi
- ZÜRCHER, Erik Jan (2004), Modernleşen Türkiye'nin Tarihi (Çeviren: Yasemin Saner Gönen), İstanbul, 18 bs
|