Prof. Dr. Sinsi
|
İttihat Ve Terakki Üzerine Düşünceler -3

1 Dünya Savaşı Yıllarının Acıları ve İttihat-Terakki
Türk ordusu, 1914?1918 yılları arasında, dört yıl boyunca Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'ın müttefiki olarak, Çanakkale'de İngiliz ve Fransızlara, Doğu-Anadolu'da Ruslara ve onlara yardım eden Ermeni çetelerine, Irak'ta ve Filistin'de İngilizlere karşı savaştı Yine Türk ordusu, Alman genelkurmayının isteği üzerine, Galiçya'da müttefikleri Alman ve Avusturya ordularının, Makedonya'da Bulgarların yardımına koştu 1915?1916 yıllarında Çanakkale ve Irak cephelerinde büyük zaferler kazanılmasına rağmen, 1917'de Irak ve Filistin cepheleri çöktü Bağdat ve Kudüs düştü Yüz binlerce Anadolu çocuğu, hayatının baharında şehit düştü Yüz binlercesi sakat kaldı Milyonlarca Türk, bu büyük savaşın ağır şartları altında, açlık, yokluk, sefalet ve hastalıklar içinde kıvrandı İttihat ve Terakki'nin bir avuç maceraperest yöneticisinin elinde Türk milleti, binlerce yıllık tarihinin en acı, en kötü yıllarını yaşadı ve en büyük felâketine maruz kaldı
Ağustos 1918'den itibaren Almanlar, Fransa karşısında geri çekilmeye başladı Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti'ni birbirine bağlayan Bulgaristan, Selânik'ten karaya çıkan İngiliz ve Fransız ordularına yenilerek 2 Ekim 1918'de teslim oldu
İttihat ve Terakki hükümeti, artık ateşkes istemekten başka çâre kalmadığını anlamıştı Ermeni tehciri ve İngiliz esirlerine kötü muameleden dolayı, kendilerini savaş suçlusu ilân eden İtilaf devletleriyle ateşkes imzalamanın zor olacağını gören Talat Paşa hükümeti, 8 Ekim 1918'de istifa etti Yerine kurulan Ahmet İzzet Paşa hükümeti, 30 Ekim 1918'de İtilaf devletleriyle Mondros Mütarekesi'ni imzaladı Koskoca bir imparatorluk tarihe karışıyordu
Mütareke imzalanır imzalanmaz 1 Kasım 1918'de, savaş suçlusu olarak yargılanmalarından korkan İttihat ve Terakki liderleri, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa, Bedri, Azmi, Bahattin Şakir, Dr Nâzım ve Dr Rusûhi beyler, bir Alman denizaltısına binerek yurt dışına kaçtılar Böylece, 1908'de 2 Meşrutiyet'in ilânıyla başlayan İttihat ve Terakki iktidarı sona erdi
İttihat ve Terakki, tam anlamıyla iktidarda olduğu 1913?1918 yılları arasında "Teşkilât-ı Mahsusa adında paramiliter bir örgüt ve Türk Gücü Cemiyeti, Osmanlı Güç (daha sonra Genç) dernekleri gibi yine paramiliter gençlik örgütleri kurduğu gibi, Kara Kemal Bey'in organizatörlüğü ile çok sayıda esnaf kuruluşunu kendisine bağladı, kendisini desteklemeyen basını susturdu, esasen dolaylı kontrolü altında olan Türk Ocakları'nı ise, fırka ideolojisini yayan bir kurum haline soktu" (Hanioğlu,2001:482) Türk toplumu içinden, millî bir burjuvazi oluşturmaya çalıştı Kendini "vatan kurtarıcı" bir teşkilât olarak gördü Kendine muhalefeti, vatan hainliği ile bir tuttu ve bütün bu uygulamalarıyla, daha sonra Türk siyasî hayatı üzerinde derin tesir icra edecek bir tek parti geleneğinin kurulmasında önemli bir tesiri oldu (Hanioğlu,2001:483)
İttihat ve Terakki Cemiyeti/Fırkası'nın ideolojik yönüne gelince, Pantürkizme kadar uzanan bir milliyetçilik, bilimin tek yol gösterici olduğunu savunan pozitivist inanç ve bu milliyetçi ve pozitivist anlayışın geniş kitlelere benimsetilmesi için, merkezî devletin ve merkezî otoritenin lüzumuna kuvvetli bir iman, onların hayata bakış tarzlarının özünü teşkil etti
Mütareke ve Millî Mücadele Yıllarında İttihat ve Terakki (1918?1923) Son Çırpınışlar ve Acı Son
İttihat ve Terakki son kongresini 1 Kasım 1918'de yaptı 5 Kasım 1918'de kendini feshetti ve yeni bir parti kurulmasını kararlaştırdı İttihat ve Terakki'nin yerine, 11 Kasım 1918'de Teceddüt Fırkası kuruldu Teceddüt Fırkası, Meclis'te hâkim parti hâline geldi; fakat Meclis'in 21 Aralık 1918'de feshi, İttihat ve Terakki'nin son kozunu da elinden aldı Teceddüt Fırkası, 5 Mayıs 1919'da bakanlar kurulu kararıyla kapatıldı
8 Mart 1919 tarihli kararname ile kurulan sıkıyönetim mahkemesi, yurt dışına kaçanlar dışındaki İttihatçı önde gelen bakan, milletvekili ve sorumlu yöneticileri yargıladı 5 Temmuz 1919'da İttihatçı liderler, çeşitli cezalara çarptırıldı Bazı İttihatçı liderler, İngilizler tarafından Malta'ya sürüldü (Hanioğlu,2001:483)
Yurt dışına kaçan İttihatçı liderlerden Talat Paşa 1921'de, Cemal Paşa ve Bahattin Şakir 1922'de, Ermeniler tarafından öldürüldü Enver Paşa ise, Odessa'dan, önce 1918'de Kafkasya'ya geçti Orada mücadeleyi devam ettirme imkânı kalmayınca, Berlin'e geldi Bir buçuk yıl Berlin'de kaldı 1920'de Azerbaycan'a gitti Gayesi Sovyet parası, silâhı ve desteğiyle bir ordu kurup, sonra Anadolu'ya girmekti Fakat Sovyetler, Ankara'yla anlaşıp, Enver Paşa'ya beklediği desteği vermedi Bunun üzerine Enver Paşa, 30 Temmuz 1921'de Moskova'dan Batum'a geldi 5?8 Eylül 1921'de Batum'da İttihat ve Terakki kongresini topladı Anadolu'ya geçip siyasete devam etmek istedi, fakat Türkiye'ye girmesi kabul edilmedi (Zürcher,2004:230-231) Enver Paşa, Batum'da iki hafta daha kaldı ve sonra Türkistan'a gitti Pantürkist hayallerinden hiç vazgeçmemişti Haziran 1922'de Afganistan sınırı yakınında, Türk birliklerinin başında Kızıl Ordu ile savaşırken öldü (Zürcher,2004:232) Dolayısıyla, İttihatçı liderlerin Millî Mücadele'yi bir İttihatçı harekete dönüştürme gayretleri, başarılı olmadı
|