Konu
:
Kurtuluş Savaşında Urfa
Yalnız Mesajı Göster
Kurtuluş Savaşında Urfa
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Kurtuluş Savaşında Urfa
KURTULUŞ SAVAŞINDA URFA
Mondros Mütarekenâmesi'nin 7
maddesinde yer alan "Müttefikler
güvenlerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına haiz olacaklardır" hükmü
Urfa'yı işgale gerekçe yapılarak 24 Mart 1919 (bazı kaynaklara göre 7 Mart 1919) tarihinde Urfa
İngilizler tarafından işgal edildi
Bir İngiliz yarbayı
iki subay ve bir zırhlı otomobille geldikleri Urfa'da İngiliz Kumandan
ziyaret ettiği Mutasarrıf Nusret Bey'e "Galip bir hükûmetin askeri neden karşılanmıyor?" diye sorduğunda ondan "Haksız yere memleketi işgal eden bir kuvveti karşılamaya çıkmak bir Türk mutasarrıfına yakışmaz
Bir misafir gibi gelseydiniz
sizi Birecik'de karşılardım" cevabını alıyordu
200 kişilik bir piyade bölüğü
bir zırhlı
6 yük ve 3 binek olmak üzere 10 otomobil ve 50 yük arabasıyla Urfa'yı işgal eden İngilizler
ertesi gün Urfa'da bulunan 1
Süvari Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Bey'den
Alay'ın Urfa'yı terketmesini istediler
Durum
üst makamlara bildirilerek ve Urfa'da bir subay komutasında bir süvari takımı bırakılarak Alay
Karaköprü'ye
daha sonra da Siverek'e çekildi
İngilizler
yörede bulundukları süre içersinde özellikle aşiretlerle ilişiki kurmaya çalıştılar
Özel bir önem verdikleri Milli Aşireti reisi İbrahim Paşa'nın oğlu Mahmud Bey'e
Kürt Lawrence'ı olarak adlandırılan Binbaşı Noel ve Yüzbaşı Woolley'i gönderip Kafkasya ile Mezopotamya arasında kurulabilecek bir tampon bölge için yoklamalar yaptılar
Bununla da yetinmeyerek Halep'deki İngiliz Generali Barrow
Mahmud Bey'i 30 Haziran'da Urfa'ya davet etti
Mahmud Bey
nasıl davranması gerektiğini sorduğu 13
Kolordu'dan aldığı talimat çerçevesinde buluşmaya gitmedi
Suruç civarında aşiretle yapılan toplantıda ise Ketkanlı aşiret reisi Basravi
kendisiyle aşiretinin Osmanlı tebaası olmayacağını
eski dostu bulunan İngilizler kabul etmediği takdirde herhangi bir ecnebi devletin tebaası olacağını ve bunlar da kabul etmediği takdirde Arap hükumetlerine katılacağını söyledi
İngilizlerin şehir merkezindeki Ermenilere duyduğu ilgi
onlara Ermeni mahallelerinde silah talimi yaptırmaya kadar gidiyordu
İngilizlerle birlikte Urfa'ya gelen Ermeni gönüllülerinin üstlendiği bu talimlerden b
aşk
a Ermeniler ikide bir dükkânlarını kapatıp evlerine çekiliyor
çanlar çalıyorlar
asayişsizlik havası yaratmaya çalışıyorlar ve İngilizlere istihbarat çalışmalarında yardımcı oluyorlardı
Mutasarrıf Nusret Bey'in davranışı
İngilizlerin hoşlarına gitmediği için tehcir bahânesiyle görevinden azledilerek istanbul'a gönderildi
Ancak Nusret Bey'in 6
Ordu Kumandanı Ali ihsan Paşa'nın tavsiyesiyle oluşturduğu milis kuvvetlerinin silahları henüz toplanmamıştı
Erzurum Kongresi için yapılan davete katılabileceğini mutasarrıfa tebliğ eden Müftü Hasan Efendi'ye hayranlık duyan Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey
Erzurum Kongresi'nin beyannamesini Milli aşiret reisi Mahmud Bey'den elde edince
dağılan milis kuvvetlerini bir cemiyet olarak örgütlemek düşüncesini
mutasarrıf olarak Nusret Bey'in yerine atanan Ali Rıza Bey'e açmış ve Meclis-i idare azasından Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa aracılığıyla kurulan temas sonucu 4-5 Eylül 1919 gecesi Güllüzâde Hacı Osman Efendi'nin evinde toplanan eşraf ve aydınlar
Müdafaa-i Hukuk cemiyeti'nin temellerini atmışlar ve bu toplantıda bulunanlar
halk arasında Onikiler olarak adlandırılmışlardır
Kurtuluşa kadar mücâdele edileceğine Kur'ân-ı Kerim üzerine and içen ve Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey b
aşk
anlığında toplanan 12 reis şunlardı:
1
Mecli-i idâre eski azalarından Belediye Reisi Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Efendi
2
Barutçuzâde Hacı İmam Efendi
3
Eşraftan Tüccâr Hacı Kâmilzâde Hacı Mustafa Reşid Efendi
4
Mollazâde Mahmûd Efendi
5
Polis Komiserliğinden mustafi Arabikâtibizâde Şakir Efendi
6
Güllüzâde Osman Efendi
7
Esnaftan Şellizâde Ali Ağa
8
Tüccârdan Nebozâde Hacı İmam Efendi
9
EŞraftan Hacı Bedirağazâde Halil Ağa
10
Jandarma Tabur mülhakı İzmirli Adil Hulusi Efendi
11
Takım kumandanlarından Mülazım-ı Evvel Hüseyin Pertev Efendi
12
Jandarma Çavuşu Sofi oğlu Hacı Mustafa Çavuş
Cemiyetin kuruluşu Sivas'ta Heyet-i Temsiliye B
aşk
anlığı'na bildirildi ve alınan cevapta örgütlenmenin genişletilmesi
13
Kolordu Kumandanlığı Kurmay B
aşk
anlığı ve Mardin'deki 5
Tümen Kumandanıyla temas kurulması istendi
Bunun üzerine Arabikatibizâde Şakir Efendi ve Mollazâde Mahmûd efendiler
13
Kolordu Kurmay B
aşk
anı Halit Bey ile muhabere etmek amacıyla Siverek'e gittiler
Ekim ayı içersinde İngilizlerce işgal edilen yerlerin Fransızlara devredileceği söylentileri yaygınlaştı
15 Eylül 1919 tarihinde Paris'te yapılan ve Suriye itilafnamesi olarak da bilinen Suriye ve Kilikya'da işgal Kuvvetlerinin Değiştirilmesine ilişkin İngiliz-Fransız Anlaşması’na göre Urfa ve çevresi Fransızlara verilecekti
Fransız Generali E
Brémond'un "Tarihimizde Fransa'nın başına konan talih kuşunu bir defa daha ürkütüp kaçırdığı elemli bir devre" dediği Kilikya olarak adlandırılan bölgenin işgali bu şekilde kararlaştırılırken
Mustafa Kemal Fransız işgalini "haksızlık üstüne haksızlık" olarak nitelendiriyor ve bu bölgelerin Fransızlara işgal ettirilmemesini istiyor ve 13
Kolordu Kumandanlığı'na çektiği bir telgrafla İngilizlerin Urfa'yı boşaltmasından sonra
Urfa'dan çekilen 1
Süvari Alayı ile Urfa'nın derhal işgaliyle Fransız işgalinin bu şekilde önlenmesi gerektiğini bildiriyor
ancak 13
Kolordu Kumandanı
bu hususta hükümetten onay alamıyordu
Bunun üzerine Mustafa Kemal
Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafta "Göç doğru değildir
Milli örgütlenişi genişletin
Her türlü haksızlığı protesto ve icabında fiilen reddedin " talimatını veriyordu
Ancak fiili hiçbir hareket vuku bulmuyor ve İngilizler Ekim ayı sonunda Urfa'yı boşaltarak Fransızlara teslim ediyorlar
fakat Fransızlar gelmeden önce Urfalılara silah dağıtmayı da unutmuyorlardı
Nusret Bey'in İngilizlere karşı davranışıyla azlolunduğunu bilen Mutasarrıf Ali Rıza Bey
Fransız kumandanını ayakta karşılıyor ve daha önceki uysal ve durumu idare edici davranışlarıyla sinirlendirdiği Mustafa Kemal'den b
aşk
a
13
Kolordu Kumandanlığı'nın da tepkisine neden oluyordu
Fransız kuvvetlerinin komutanı Binbaşı Hauger ve siyasi yönetici Yüzbaşı Sajous
hükümet dairesinde bütün memurları toplayarak her memurun nerede olduğunu
harpten önce hangi yerlerde bulunduklarını ve adlarını sordular
Bütün memurların görevlerini günü gününe yapmalarını isteyerek Osmanlı Hükûmeti ile Fransız Cumhuriyeti'nin pek eski dostlar olduklarını
iki milletin de harp etmek amacında değilken istemeyerek bir harp meydana geldiğini belirttiler ve jandarmaların iyi çalışmasını
Fransız subaylarıyla iyi geçinilmesini tavsiye ettiler
Kasım ayı içersinde Binbaşı Ali Rıza Bey
aşiretleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne katmaya çalıştı
Harran'daki İmam Bakır'da Arap aşiretlerini toplayarak hepsini İmam Bakır'ın kabri ve Kur'ân üzerine yemin ettirdi
Toplantıya Geysi aşiretinin bütün kabileleri katıldığı halde
Siyala reisi Salih el-Abdullah katılmadı
Ve istenmesine rağmen yağma ettiği Kısas Köyü'nün eşyalarını getirmedi ve toplantıyı Fransızlara ihbar etti
Yüzbaşı Sajous'un durumu Carablus'a bildirmesi üzerine de Yarbay Depoir Urfa'ya gelerek Binbaşı Ali Rıza Bey'i karargâha davet etti
Binbaşı Ali Rıza Bey'in cevaplarından tatmin olmayan Fransız kumandan
Ali Rıza Bey'e tutuklu olduğunu
Adana üzerinden İstanbul'a gönderileceğini söyledi ve azledildiğini mutasarrıflığa bildirdi
Ali Rıza Bey
taburun devri teslimi gerekçesiyle aldığı izinden yararlanarak Siverek'e doğru firar etti
Fransızlar
bölgeye Ali Rıza Bey'in girmesini yasakladılar
Bölgeye girmesine hoşgörülü davrananlara para ve hapis cezası verileceğini ve kendilerine teslim edene 500 lira ödül vereceklerini bir bildiriyle mutasarrıflığa tebliğ ettiler
Ali Rıza Bey'in firarına büyük tepki duyan Fransızlar
Urfa halkına ve idareye karşı davranışlarını sertleştirdiler
İlk olarak Suruç Kaymakamı Mesut Bey ve Suruç Jandarma Kumandanlığı'na vekalet eden Onikiler'den Mülazım-ı Evvel Hüseyin Pertev Efendi'yi tutuklatarak
Adana yoluyla İstanbul'a gönderdiler
Ardından Kürt ve Arap reislerinin Fransızlarla görüşmelerini engellemeyi
"Fransızların savunduğu özgürlük ilkelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle cezalandıracaklarını mutasarrıfa bildirdiler
Ertesi gün de Fransız işgalindeki bölgelere gidecek kişilere verilecek seyahat belgelerinin Fransızlarca vize edilmesi mecburiyetini getirdiler
Milli Mücâdele yanlılarına göz açtırmamayı kafasına koyan Fransız işgal komutanlığı
Aralık ayında eşraftan dört kişinin ihbarı üzerine Binbaşı Ali Rıza Bey ile mektuplaştığı öne sürülen Siverekli Ali Efendi'yi tutuklayarak 200 Türk altını para cezasına çarptırdılar
Bucak aşireti mensubu Ali Efendi'nin tutuklanması
aşiretlerde rahatsızlık doğurduğundan Badıllı Aşireti reisi Sait Bey
Ali Efendi'nin tahliye edilmemesi halinde aşiretlerle Urfa'ya hücum edileceğini bir mektupla Fransızlara bildirdi
Sait Bey'in ikinci mektubu Ali Efendi'nin tahliyesini sağladı
Ancak Fransızlar
mülki idare üzerindeki baskılarını sürdürdüler
Memurların yaptıkları görevlere atanmalarından Urfa Belediyesi'nin bütçesine kadar her işe karışmaya devam ettiler
Bu sıralarda Mardin'deki 5
Tümen Komutanı Yarbay Kenan Bey tarafından özel görevle Urfa'ya gönderilen Seyit Mehmed Efendi adındaki görevli
verdiği raporda
"Urfa'da iki cemiyet
iki fikrin bulunduğunu
Mutasarrıf
Şükrü Nasih Bey (Son Osmanlı Meclis-i Meb'usan üyesi) ve arkadaşlarının bir harekât-ı ihtilaliye yapılmayarak siyasi çatışmada bulunmak
diğerlerinin ise bir kıyım yapmak fikrinde bulunduklarını" belirtiyordu
Bu son görüştekiler Binbaşı Ali Rıza Bey’in görüşlerini paylaşanlardı
Mutasarrıf Ali Rıza Bey kendisinin
Fransızların tutuklamaları üzerine firar eden Binbaşı Ali Rıza Bey’in "memleketin başına bir felâket getirecek mahiyette işlere kalkıştığından
fikrini iştirak eylemediğini" Kenan Bey'e bildiriyor
şu sıra ayaklanmanın doğru olmayacağı görüşünü savunuyordu
Mutasarrıf Ali Rıza Bey’in bu yumuşak tavrı
milli mücâdele yanlılarını rahatsız ediyor
sözgelimi Milli aşireti reisi Mahmûd Bey’in "Mutasarrıf Ali Rıza Bey
â'mal ve maksad-ı milliyi tecviz etmiyor
â'mal-ı milliyeyi takip edenleri tenkid ediyor" biçiminde 13
Kolordu'ya yakınmasına neden oluyordu
Binbaşı Ali Rıza Bey’in yerine Urfa Jandarma Komutanlığı'na atanan Yüzbaşı Ali Saip Bey
Aralık ayı sonunda Urfa'ya geldi
Emekli Binbaşı İhsan Bey
Harran Kaymakamı Şevket Bey
Baytar Müfettişi Adil Bey
Meclis-i Meb'u-san azası Ali Efendi
Belediye Reisi Hacı Mustafa Efendi
Barutçuzâde Hacı İmam Efendi ve Bedirağazâde Halil Ağa ile görüştü ve ayaklanma düşüncesini onlara açtı
Onlardan tasvip görünce
15 Ocak'ta bir ayaklanma planı hazırladı
Buna göre
15 Ocak günü saat 8'de aşiret reisleri Urfa
Telebyâd ve Arappınarı'ndaki Fransız işgal kuvveti kumandanlıklarına birer ültimatom verecekler ve Fransızlara Urfa'yı boşaltmaları için 24 saat mühlet tanıyacaklardı
Fransızlar ültimatomu reddettikleri takdirde Aneze aşireti reisi Haçım Bey
şimendifer hattının Siftek ile Fırat arasını tahrip ederek telgraf hatlarını kesecek
Suruç aşiretleri Suruç ve Arappınarı'ndaki Fransız kuvetlerini püskürtecek
Dögerli
Badıllı
merkez sancağına bağlı aşiretlerle Kuva-i Milliye ve jandarma kuvvetleri de Urfa'daki Fransız kuvvetlerini çıkaracak ve Urfa ile diğer yerler arasındaki telgraf hatlarını keseceklerdi
Aşiret reislerinin Fransızlara verecekleri ültimatom metni şu şekilde hazırlanmıştı:
"Gerek Wilson ilkelerine ve gerekse Mondros Mütarekenamesi hükümlerine aykırı olarak memleketi sebepsiz işgalinizi şiddetle red ve protesto eder ve kısa bir müddet içinde bulunduğunuz yeri boşaltmadığınız takdirde zorla savaşılarak çıkartılmanız yoluna gidileceğinden
bu suretle akacak kanların sorumluluğu tamamen size ait olacaktır
"
Ocak ayının 14'ünde Fransız Albay Normand'ın Urfa'ya uğraması dolayısıyle Fransız Kumandanlığı'nda verilen çay ziyafetine çağrılan Ali Saip Bey
gizlice aşiretlere gönderdiği harekat planının Fransızlarca öğrenildiğini anladı ve aynı akşam bir grup arkadaşıyla Urfa'dan firar etti
Fransızlar Urfa'da kalan Mülâzım-ı Evvel Adil Hulusi Efendi'yi karargâha çağırıp sıkıştırıp sorguladılar ve Ali Saip Bey’in ne amaçla kaçtığını öğrenmeye çalıştılar
Bu arada da kaldıkları binalarda tahkimat yapmaya başladılar
Ocak ayının 24'ünde iki Fransız askerinin kadınların bulunduğu Vezir Hamamı'na girmeleri şehirde büyük tepki yarattı
Ertesi gün Mutasarrıf Ali Rıza Bey olayı protesto etti:
"Fransız Hakimi Siyasisine;
Kanunusaninin 24 Ocak Cumartesi günü saat alaturka 9 kararlarında Sarayönü Çarşısı'nda kain Vezir Hamamı'nda çıplak olarak yıkanmakta bulunan kadınların bulundukları sırada Fransız Kıta-yı askeriyesinden iki neferin sarhoş olarak mezkur hamama duhul ettiği polis idaresinde tanzim edilen ve bir sureti leffen irsal olunan zabıtnameyle aaaahur etmiştir
Kadınlara mahsus olan bir hamama erkeklerin girebilmesi hiçbir din ve mezhebin kabul edemeyeceği ef'alden olmak cihetle kat'iyyen gayr-ı caiz olmakla beraber beyne'l-halal bir hadise-i müessifeyi mucip olabilmesi mütehammil olduğundan eşkal ve kıyafetleri mezkur zabıtnamede musarih olan mezur Fransız neferleri hakkında icap eden muamele-i enbitahiyenin tasrihi icrasiyle beraber adem tekerrürü esbabının istikmalini ehemmiyetle temenni olunur efendim
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul