Yalnız Mesajı Göster

Türk Tarihinin Şanlı Asenaları

Eski 11-25-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tarihinin Şanlı Asenaları



getirilmesi, onu çileden çıkarır Onun bu halini gören İmparator, yeni çareler arar Tek amacı,sevdiği bu kadının acısını biraz olsun dindirmek, bu arada, kendini affettirebilmeksık sık ziyaretine gider, fakat, her gittiğinde Dilşad'ın güzelliğini görerek daha bir efsunlanır Hele genç kadının kullandığı koku adeta başını döndürür Bu nedenle kendisine "ŞİANG-FEİ' diye hitap ederYani, güzel kokulu prenses Ancak, güzel kokulu Prensesin böyle bir iltifata hiç ihtiyacı yoktur Onun ruhu, tıpkı ülkesi gibi yıkık ve virandır Durup durup o korkunç olayı düşünür ve ülkesinde olup bitenleriTüm dünyasını hüzün kaplamıştır Şimdi artık, Kaşgar'daki o hayat dolu kadından en küçük bir eser kalmamıştır Şölenlerde yakınları ile Birlikte dans eden, dans ederken de eteklerindeki minik çanların ahenkle çaldığıO koskoca bir uygarlığın, minik bir simgesiydi Adı üstünde "UYGUR KADINI" Onun ülkesinde hanımlar birer zarafet öğesiydi Yakalar açık, saçları uzun, tırnaklan boyalı ve hele dimdik yürüyüşleri ile adeta bir manken edasındaydıİmparator tüm bunları biliyordu Bu yüzden de böyle bir kadını hüzünden kurtarmak İçin akıl almaz özverilerde bulunmaktaydı Tez elden, yasak kent'in içine camisi, çarşısı, hamam ile bir Müslüman mahallesi kurarsalt, Dilşad Hatun sevdiği İğde ağaçlarını bile kökünden söktürüp saray bahçesine diktirir

Bu arada, Doğu Türkistan'daki asayişi sağlayıp oradaki beylerden bazılarına, düklük, prenslik ve daha başka unvanlar verir Saraylar yaptırıp onlara tahsis eder dendi yurtlarına izin verilmeyen bazı kimseler, Cang-An kapısının batı yanına iskan edilir Onlara, Çinli halka tanınan, memuriyet ticaret ve seyahat hakkı tanınır Ayrıca, hazineden bir miktar para ayrılarak, onların bulunduğu yere bir Cami yapılmasını buyurur Süslü yüksek kemerli geniş sahanlı olarak inşa edilen bu cami, 1765 te tamamlanmıştır Caminin içinde dört dilde yazılmış bir kitabe vardır Kitabenin Çince metnini bizzat İmparator kendisi yazarak mührünü basmıştır Zaten, bir çok bilgi de bu kitabeden öğrenilmiştir

İmparator tüm bunların yanında, Çin'de bulunan Türk askerlerini teşkilatlandırarak muafız alayı olarak Dilşad'ın buyruğuna verir ve üç Çin gümüşü ile onları maaşa bağlar Ve artık, Chi-En_Lung Dilşad tarafından reddedilmeyeceğini düşünerek ona evlenme telif eder

Dilşad, aradan geçen bu sekiz yıl içinde, kin ve öfkesinden oldukça sıyrılmış başına gelenleri kadere bağlamışsa da yine de İmparator'un teklifine olumlu yanıt vermez 'Müslüman bir kadının, kendi dininden olmayan bir kimse ile evlenmesinin caiz olmadığını söyler'Şimdi artık tek isteği vardır, yurduna dönmekdoğup büyüdüğü o yerler, bir serap gibi gözlerinin önünde belirir durur, ve bu özlemi doruğa ulaşarak onu hasta eder Vatan hastası

Ne yer, ne içer Onun bu halini gören İmparator ne yapacağım bilemez Onsuz yaşamayacağına kesinlikle inanmıştır Bu nedenle, Dilşad'ın kalması için defalarca ricada bulunur Fakat Dilşad da ülkesinden uzak yaşamayacağını vurgular durur İmparator, çıkmaza girerne is, ne güçDevlet işlerine bile bakmaz Öteden beri durumu öfke ile izleyen Ana

İmparatoriçe'nin sabrı kesilmiştir artık Oğluna çıkışta bulunur'Nedir,senin bu yaptığın? Bir düşmana bu ne sevgi ve ihtimam? der'İmparator ise, ben düşman diye bir şey tanımıyorum artık Değil Türkistanlılar

dünyanın Öbür yanında yaşayan George Washington bile benim kardeşimdir diyerek yanıt verir O yaşadığı bu büyük acı ile ihtirasından arınmış hem bir Türk dostu, hem de dünya insanıdır artık,Ancak, kötülük bir yerde iyiliği yener Ana imparatoriçe, oğlunun ıstırabına dayanamayıp, onun, canı kadar sevdiği Şiang-fei'sine kıyar Kimi ipek iplikle

boğdurulduğunu,Kimi de zehirle yaşamına son verildiğini söyler Ancak imparatorun tepkisi çok

büyük olur Mabede kapanarak günlerce yas tutarİşte Dilşad Hatun'un hayatı böylesine hazinbir o kadar ilginçtirO her zaman îçinonurunu her şeyden üstün tutarak milletİ için gurur kaynağı olmuşturŞimdi, bu şehit'imiz iki yüz elli yıldır geçmişin karanlığında gömülü yatmaktadır Tüm Gözlerden ve gönüllerden ırakdurup düşünüyorum Bir ona bakıyorum, bir de Jan Dark'a-içim burkuluyor Jan Dark, bugün dünya edebiyatının baş yapıtlarındaonun için oyunlar yazılmış ne hikayeler, ne filmler çevrilmişYani şanı tüm dünyaya duyurulmuş batı insanın vefası sayesinde

Ama, biz kendi Dilşad'ımız için ne yapmışızbu büyük kadın için ne?Onu yüreğimiz sızlamadan geçmişin karanlığına terk edip bırakmışızOysa,o bize tarih boyunca gururla anacağımız nice onurlu anılar bırakmış Kısaca, tarihimize şan katarak, bizleri hiçbir milletin tarihinde olmayan bir onura gark etmiştir

Ben, bir tiyatro yazarı olarak, Dilşat Hatun'un hayatını okuduğumda iliklerime kadar huşu duydum Ama, bunun yanı sıra, büyük bir üzüntü ve mahcubiyet Bir kalem işçisi olarak Bir nebze olsun kendimizi affettirmek ve onu,o karanlık dehlizlerden kurtarıp gün ışığına çıkarmak için hemen kaleme sarıldım Gerçi onu anlatmaya kimin gücü yetebilir?

O, yalnızca kendi soydaşlarının değil dünya Kadınlarının gururudur Onu tanımak ve tanıtmak ne güzelhepimiz biliriz ki milletleri, büyük millet yapan onların tarihlerinde yer alan şanlarıdır Böyle bir tarihe sahip olan bir milletinde ecdadını tanıması ve onunla gurur duyması, en doğal hakkıdır

RUHUN ŞAD OLSUN; BÜYÜK KADIN DİLŞAD HATUN

Alıntı Yaparak Cevapla