Yalnız Mesajı Göster

Osmanli-Ermeni İlişkilerinin Doğuşu

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanli-Ermeni İlişkilerinin Doğuşu



Osmanlı Devletinin ilk kuruluş yıllarında Ermeniler, Kilikya adı verilen Çukurova, Doğu Anadolu ve Kafkasya bölgesinde küçük beylikler ve krallıklar halinde veya dağınık bir şekilde İran, Gürcü ve Selçuklu Devletleri ile karışık ve bu devletlere bağlı olarak yaşıyorlardı
1324 yılında, Orhan Gazi, Bursa’yı devletin merkezi ilan ettiğinde Kütahya bölgesine göç eden bazı Ermeniler dini liderleri ile beraber Bursa’ya nakledilmişlerdir O zamana kadar Ortodoks Bizans’tan büyük zulüm gören ve eziyet çeken Ermeniler, İstanbul’un alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Karaman’dan getirilen Ermeni toplulukları İstanbul’un Samatya semtine yerleştirilmişlerdir Osmanlı Devletinin genişlemesi ile birlikte, Ortodoks baskısından kurtulan Ermeniler için refah devri başlamıştır Fatih, din özgürlüğünü Ermenilere de vermiş, ayrıca bir patrikhane kurularak Ermeni Patriğinin de Ermenileri dini yönden idare etmesini sağlamıştır Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Savaşın!da Şah İsmail’i yendikten sonra Tebriz’de bulunan birçok zanaatkar ve kuyumcuyu İstanbul’a yerleştirmiştir Kanuni Sultan Süleyman devrinde Ermeniler’in yaşadığı toprakları yani Doğu Anadolu’nun tamamını Osmanlı topraklarına katınca özellikle Van yöresinde yaşayan bu Hıristiyan topluluklar İstanbul’a göç etmişlerdir
1821 yılından sonra, Ermeniler önemli devlet işlerinde ( saray, maliye) görev almaya başlamışlardır 1908 yılına kadar askerlikten muaf bu topluluklar, Türkçe yazmışlar, Türkçe okumuşlar, adlarını Türkçe koymuşlardır Türk kültür ve geleneklerini tamamen yaşamışlardır
OSMANLI DÖNEMİNDE ERMENİ İSYANLARI ve BU İSYANLARI DOĞURAN NEDENLER
Fransız İhtilali’nin ortaya attığı milliyetçilik ateşi, Avrupa devletlerinde büyük yankılar uyandırdığı gibi, Osmanlı Devleti üzerinde de büyük etkileri olmuştur Devletin esas kütlesi Türk olmakla beraber Rum, Bulgar, Sırp, Arap, Dürzi ve kendisine Ermeni adı veren halklardan oluşuyordu
Osmanlı Devleti’nin zayıflaması sonucu topluluklar, güçlenen Çarlık Rusya ve Hıristiyan Avrupa’nın zararlı etkilerine duyarlı bir hale gelmeye başladılar
Ermeni gençliğinin yetiştirilmesi ve Avrupa ülkelerinde okutulmaları uzun süreli Ermeni planı ve davasının bir parçası olmuştur Osmanlı Devleti’nin önemli görevlerinde bulunan Daytan gibi zenginler, bu konuda, büyük ekonomik destek sağlamışlardır
Çarlık Rusya’sının amacı; Gürcüler’i kullanarak Kafkaslara yerleştirdikleri gibi Ermeniler’i kullanarak Doğu Anadolu’yu parçalamak, Ermeni Devleti kurdurmak, sonrada bu devleti kendi topraklarına katarak, Doğu Anadolu’yu ele geçirmek, batıdan Bulgarlar’la, doğrudan Ermeniler’le Osmanlı Devletini sıkıştırmak ve parçalamaktır
1878 Ayastefonos, ardından Berlin Anlaşmaları’na göre: Osmanlı Devleti, Ermenilerin yaşadığı yerlerde ıslahat ( yenilik) yapacak, Ermeniler’i din ve mezheplerinde serbest bırakacaklardı Devletin en zengin ve geniş dini özgürlüklerine sahip Ermeniler için antlaşmaya konan bu maddenin tek amacı, Ermeniler adına Osmanlı Devleti’ne müdahale etmekti Ruslar için bu madde kullanılarak Ermeniler üzerinden Osmanlı Devleti’ni zayıflatabilmek, batılılar için ise doğabilecek her olay sonucunda kendileri için siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar elde edebilmek için araç olmuştur
Ermeni Sorunu’nun ortaya çıkması Berlin Antlaşması ile olmuş ve uluslar arası diplomasinin konusu haline gelmiştir

İLK KURULAN ERMENİ KOMİTELERİ ve İSYANLARIN BAŞLAMASI
Avrupa Devletler’i ve Rusya, Ermeni toplumunu kendi siyasi çıkarları için kullanmayı sürdürürken Ermeniler 1887 yılında İsviçre’de Hınçak ( Çan Sesi) komitesini kurdular Bu komite 1890 yılında merkezi İstanbul olmak üzere örgütlenmeye başladılar Diğer bir kuruluş ise Taşnaksutyun ( Ermeni İhtilal Dernekleri İttifakı komitesi) dur Merkezi Tiflis’ te kurulan bu dernek, Rus yanlısı olup, amaçları Anadolu topraklarında bir Ermenistan Devleti kurmak ve bunu Rusya’ya bağlamaktı Ermeniler ilk olayı 1890’da Erzurum’da başlatmış, Avrupa’nın dikkatini çekerek amaçlarına ulaşmışlardır Ermeni davasını dünyaya unutturmamak ve dikkatleri daima üzerlerine çekmek için uğraşan Ermeniler Kumkapı olayını gerçekleştirmişler , daha sonra da Zeytun isyanını çıkarmışlardır Bu isyanda 600 askerimiz öldürülmüştür
1891 yılında Van’da bulunan İngiliz Konsolosu, Rus vatandaşı bazı kişiler ve Amerikalı Misyonerler’le birlikte olay yaratacak hazırlıklara ve faaliyetlere girişmişlerdir Ancak planladıkları isyan girişimi devletin aldığı önlemlerle bastırılmıştır
Bu olaylardan başka 1890 yıllarında da I ve II Sason isyanları çıkartılmış, ancak sonuç alamamışlardır Fakat Avrupa, ‘Türkler Hıristiyanları kesiyor’ diye propaganda yapmıştır
1896 yılında, Ermeni katiller Osmanlı Bankası’nı basmışlar, sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya suikast girişiminde başarılı olamamışlardır Fakat cuma selamlığına giden askeri birliğin üzerine atılan bir bomba çok sayıda günahsız askerin ölmesine sebep olmuştur
1905 yılında yabancı elçiliklerin yardımları ile ülkeye giren terörist Ermeniler uzun bir çalışma sonucunda padişah Abdülhamit Cuma namazında çıkışta patlayan dinamit yüklü fayton 26 kişinin ölümüne ve 58 kişinin yaralanmasına neden olmuştur
Bilinen tarihi olaylar sonucunda meşrutiyet ilan edilir ve Ermeniler isteklerini ortaya koyarlar Bu istekler; Doğu’ da altı il birleşecek ve başına da Avrupalı bir Genel Vali atanacak, onlarda askere alınacak ve memur, polis olabileceklerdir Bu planı Ruslar hazırlamış, bir Ermeni Devleti kurarak Kafkaslar’daki Müslümanlar ile Anadolu’daki Müslümanlar’ın ilişkisini kesmeği amaçlamışlardır
Devam eden siyasi olaylar sonucunda, 31 Mart Olayı ortaya çıkmış, uzun zamandan beri hazırlıklarını sürdüren Ermeniler, bu olaydan bir gün sonra Adana çevresindeki savunmasız Türk evlerine girmeye, insanları öldürmeye, ırza ve namusa saldırmaya başlamışlardır 4 gün 4 gece süren bu katliamda halk kendini savunmuş ve Ermeni isyanı halk tarafından bastırılmıştır
BALKAN SAVAŞINDAKİ ERMENİ FAALİYETLERİ
1908 devrimi sonrası eğer Adana olayları sayılmazsa, Ermeni sorunu yeniden Balkan Savaşı’nın ardından alevlenmiştir Osmanlı Devleti’ nin son derece zayıf bir durumda olduğunun açığa çıkması ve Balkanlar’ı kaybetmesi ile tüm gözler Ermeniler’e çevrilmiştir Gerek dış devletler , gerek Osmanlı yöneticileri gerekse de Ermeni örgütleri yeni ortaya çıkan durumda inisiyatifi ellerine alabilmek için bir yarış içine girmişlerdir
Ermeniler’in reform talepleri doğrultusunda yaptıkları girişimler aslında Balkan Savaşı öncesinde de vardı Ermeni örgütleri 1908 Meşrutiyet yönetiminden reformlar hususunda ciddi beklentilere sahiptiler Fakat bekledikleri reformların hiç biri gerçekleşmedi
Balkan Savaşı başladığı zaman, Ermeni gazeteleri ordudaki ermeni askerlerin firar etmeleri için yayına başlamışlar, ermeni çeteleri Trakya’da Edirne, Keşan, Malkara ve Tekirdağ bölgesinde savunmasız ve yorgun askerleri katletmişler, ırzına geçilen kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar camilere doldurularak yakılmışlardır
BALKAN SAVAŞINDAN SONRA YAPILAN ISLAHAT ÇALIŞMALARI
1913 Balkan Savaşı’ndan sonra Rusya ve Avrupalı Devletler, Osmanlı Devleti’ne büyük bir baskıya başlamışlardır Berlin Antlaşması’nın 61 maddesi gereğince, Ermeniler’e verilen haklar ve ıslahat sözleri yerine getirilmediği, bu güne kadar Ermeniler’den 300 bin kişi öldüğü ve bu nedenle çıkacak sonuçlardan Osmanlı Devleti’nin sorumlu olduğunu gerekçe olarak ileri sürmüşler, daha önce de defalarca dile getirdikleri reform taleplerini yeniden dile getirmişlerdir Fakat gene bir sonuç alamamışlardır Osmanlı Hükümeti sorunun çözümünden çok , özellikle yabancı güçlerin bölgeye yönelik hesaplarını boşa çıkarmak amacıyla birtakım reform hazırlıkları içersindedir Büyük devletlerin elçileri, kendi aralarında anlaşarak bir ıslahat ( iyileştirme) projesi hazırlanmasını kararlaştırmışlardır Bu projeye göre; Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ ve Sivas illeri Ermeni illeri haline getiriliyor ve bu illerin başına bir Avrupalı vali getiriliyorduAncak, bu proje I Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle uygulanamamıştır
IDÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ ve SAVAŞ SIRASINDAKİ OLAYLAR; ERMENİ FAALİYETLERİ ve YABANCI DEVLETLERİN HESAPLARI
Almanya, Rusya, İngiltere ve Amerika bütün bu devletlerin her birinin Osmanlı toprakları üzerinde ayrı ayrı hesap ve emelleri vardı Ermeni sorunun bu dönem ortaya çıkmasının nedenlerinden biride Rusya’nın Doğu’ daki işini büyük ölçüde bitirmek , Ermeniler’i kullanarak Anadolu’yu parçalamak, Osmanlı Devleti’ni Doğu’ dan sıkıştırmak, Orta Doğu’ ya yani sıcak denizlere inmek istemeleri idi Fakat İngilizler’in destekledikleri ve silahlandırdığı, güçlü olabilecek Ermeniler’in kendi topraklarındaki Ermeniler’le de birleşebileceğini ve bu durumun başlarına iş açabileceğini de düşünüyorlardı Dağılma sürecine girmiş Osmanlı Devlet’nin Doğu Vilayetleri, başta Almanlar olmak üzere diğer güçlere kaptırmamak, buralarda egemenlik sahasını artırmak Rusya’nın temel politikasıdır İngiltere son zamanlarda Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunmaya başlamıştı Çünkü İran ve Irak’ta bulunan petrol kaynaklarını ancak toprak bütünlüğünü sağlamış bir Osmanlı Devleti koruyabilirdi Almanlar ise parçalanmış değil, bütün bir Osmanlı Devleti’nin zenginliklerini, özellikle petrolü sömürmek istiyorlardı Amerikalılar ise misyoner okulları vasıtasıyla kendi kültürünü yaymaya çalışıyor, fakir ve yetimlerin yanında komitacılara yardım ediyorlardı
21 Temmuz 1914 yılında, Osmanlı Hükümeti seferberlik ilan etti Aynı günde , Tanaksutyun, Hınçak, Rangavar ve Veragöz gibi komitalar; kendi aralarında bir takım kararlar alarak isyan hareketlerine başladılar Seferberlik devam ederken Maraş’ın Zeytun ilçesindeki Ermeniler kendi bölgelerini korumak için bir alay kurmak istediler , bu istek kabul edilmeyince dağa çıkarak isyan ettiler Bu arada çok sayıda askerimizi de katlettiler
Ermeni çeteleri bütün Van Bölgesi’nde de baskın yapmışlar, kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi katletmişlerdir Van ve çevresinde öldürdükleri insan sayısı otuz bin kişidir Erzincan, Elazığ, Muş, Bitlis her yerde dağa çıkan Ermeniler herkesi katlediyordu Türk Ordusu hem iç düşmanla hem de dış düşmanla savaşıyordu
Seferberlikten sonra ancak 9 ay bu duruma dayanan devlet 11 Nisan 1915’de TECHİR KANUNU’nu kabul etmek zorunda kaldı
14 Mayıs 1915’ de ölüm- kalım mücadelesi veren Osmanlı Devleti, bu kanunu yalnız savaş bölgesindeki Ermeniler için uygulamış, gerideki Ermeniler’e bu kanun uygulanmamıştır Kanunun çıkmasına kadar ki süre içinde Ruslar’ın işgal ettiği bölgelerde öldürülen insanlarımızın sayısı bir milyona ulaşmaktadır Dünya tarihi incelendiğinde, hiçbir topluluk kendi devletine bu kadar kötülük yapmamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla