Yalnız Mesajı Göster

Tarihe Şan Veren Kahraman Analarımız

Eski 11-25-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihe Şan Veren Kahraman Analarımız



Allah Aşkına Din Aşkına İmdat Yetiş Kara Fatma!

Bir Cuma gecesi Beşevler civarında kâin Kabakça'dan soluk soluğa bir adam geldi Mehmed Çavuş'a bir imdat mektubu getirdi Köylü iki gözü iki çeşme anlatıyordu:
– “Bizim köyden Mehmed'i bu gece gerdeğe koyduk Tam bu sırada köyümüzü bir Rum ve Ermeni çetesi bastı eve girdiler zavallı Mehmed'i bağladılar Zevcesini de perişan ettiler Gavurlar Gavurlar
Köylünün nefesi tutuldu Sonunu söyleyemedi Nihayet hıçkırarak bağırdı:
– “Kara Fatma Allah aşkına din aşkına imdat! Yetiş Kara Fatma ırzımıza düşman tecavüz etti”
Ertesi gün kaç zamandır Davulcular ormanında gizlenmiş olan yüz elli kişilik kuvvetin başına geçen Kara Fatma; Gülbahçe Mecidiye Orhaniye Arpalık köylerinin imam ve muhtarlarıyla ileri gelenlerini ormana celp ettirdi Onlara:
– “Ben Kara Fatma'yım Ermeni jandarmalarının sizden her ay aldıkları iki yüz lirayı bundan sonra vermeyeceksiniz Sizin ırzınızı malınızı ben bekleyeceğim”
Köylüler memnun döndüler Kara Fatma artık kendini meydana vurmuştu Kara Fatma yanına onyedi kişi aldı gözlerini kan bürümüş köylüye:
– “Düş önüme"
Dedi Çıkıp gittiler

Milletin Namusuna Uzanan Eller

Kara Fatma onyedi kişiyle Kabakça'yı sardı Zalimler köyün bütün genç kızlarını gelin evine doldurmuşlar nara atarak alçakça eğleniyorlardı İffetli Türk kızlarının boğuk feryatları bu çirkin gürültüler arasında o kadar yanık o kadar tüyler ürpertici bir halde geliyordu ki Onyediler Kara Fatma'nın komutasını sabırsızlıkla bekliyorlardı Tam bu sırada evden iki haydut çıktı Bir kızı saçlarından tutmuşlar avludaki samanlığa doğru sürüklüyorlardı Samanlığın kapısı önüne geldikleri zaman Sabancalı Murad ve Mecidiyeli Musa Çavuş ile Kara Fatma'nın oğlu Seyfeddin uzaklardan yetiştiler ve iki haydudu hakladılar Talihsiz kız düşüp bayılmıştı Evin içindekiler ise samanlık önündeki hadiselerden habersiz vicdan sızlatan eğlencelerine devam ediyorlardı Bir ara birkaç haydut daha iki kızı sürükleyerek evden çıkardılar Kara Fatma da daha fazla beklemeyi faydalı bulmadı ve erkeklere garip görünen bir kükreyişle bağırdı:
– “Ateş!

Ateş Hattında Can Pazarı

Üç–dört gün sonra Türk Ordusu İzmit üzerinden taarruza başlayınca Kara Fatma da orduya katılarak Kuva-yı Milliye'nin kahraman askerleriyle birlikte düşmana karşı savaştı dört gün boyunca Bir yandan savaşıyor bir yandan da yaralanan askerlerin yaralarını sarıyordu
12 Haziran 1921'de ordu ile beraber muzaffer olarak İzmit'e girdi Orada 12 gün kaldı 13 gün kıtasıyla İznik havalisine Avdan Yaylası'na gitmesi emrini aldı Kendisi hasta idi kardeşi ile maiyetindekiler gittiler Kendisi de onbir gün zarfında iyi olur olmaz Oğul Paşa'da kıt'asına katıldı
29 Ağustos 1921'de düşman Kara Fatma'nın tuttuğu cepheye; Kaynarca Bereket Karadin üzerinden taarruza kalktı Harp kaçınılmaz oldu Birinci gün onbir saat ikinci gün dokuz saat devam etti Kara Fatma sol kolundan oğlu sağ ayağından yaralandılar İkinci gün akşam üzeri Yunanlılar dört saat geriye çekildiler Kara Fatma yine muzaffer olmuştu

Onbir Yaşındaki Küçük Fatma

Fatma Hanım Milli Mücadele’ye atıldığı zaman dokuz yaşındaki kızı da yanında idi
Fatma Seher Hanım anlatıyor:
– “Bu kız da bana mı çekmiştir ne? Deli midir nedir bilmem; şimdiye kadar yanımdan hiç ayrılmadı Onu ekseriya İzmit'te bırakıyordum fakat durmuyor neferlerin peşine takılarak tâ siperlere kadar geliyor Kaç defa harp ederken bana ve askerlerime mataralarla su taşımıştır Bu çarpışmada zavallı kız sağ elini kaybetti Şimdi İzmit'tedir”
Fatma Hanım bu defa izinli olarak Ankara'ya geldiğinde kızı bir mektup yazdırarak ona göndermiş mektubunda kendisinden küçük bir tabanca isteyerek
– “Sağ elim yok ama sol elle pek güzel atıyorum anne!”
Diye yazmış… İzmit'te Yakın Şark Yardım Heyeti Reisi birgün Fatma Seher Hanım’dan bir fotoğrafını çıkarmaları için müsaâde talep etmiş Fatma Hanım tabiî müsaâde etmiş Fotoğrafı alındıktan sonra Amerikalı kendisinden bu hediyesine mukabil ne hediye edilirse memnun olacağını sormuş Fatma Hanım
– “Hani onbeşli İngiliz silahı filintalar var ya; onlardan bulamadım hediye edersiniz nihayetsiz derecede makbule geçer”
Amerikalı; yüzük bilezik küpe yerine; silaha bombaya meyli olan bu kadının karşısında cidden hayrette kalmış Ancak o da silahtan bulamamış fakat iki tâne saplı İngiliz bombası hediye etmiş

Ben Kadınken İyi Dikiş Dikerdim

Fatma Hanım; yürüyüşü gezişi ve duruşu itibariyle tam anlamıyla asker bir karaktere sahip olmuştur Hülasa askerlik onun ruhuna işlemiştir Şu sözler kendisine aittir: "Ben kadınken iyi dikiş dikerdim"
Hakikaten kadınlığı onun için bir mazi idi artık Ancak bir annede bulunması gerektiği kadar da şefkatli idi Mecazlarında kinâye ve istiârelerinde muhayyilesine hakim olan bütün timsaller hep askerdir Birgün karargâh zabitlerinin güçlüğünden bahsederken:
– “Menzil posta beygiri gibi bir yerde durmuyor ki…”
Demiştir Fatma Seher Hanım'a cepheye ne zaman döneceği ve harpten sonra ne yapacağı sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:
– “Kırk gün izinliyim buradan evvela Erzurum'a gideceğim Üç senedir görmediğim ana ocağıma şöyle bir hal hatır soracağım Oradan Sarıkamış'a varıp Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine hürmetlerimi arzedeceğim Van'a kadar ya giderim ya gitmem Orası uzaktır Olur da günümü geçirirsem mesul olurum Hoş kumandanım çalışanlara pek bir şey demez beni severler ama nemelâzım Bir saat evvel işbaşına dönmeli Ya ben varmadan taarruz başlarsa o zaman halimiz nice olur! Benim üç senedir savaştığım yerlerde ne tâze kızım ne taze gelinim ne de dikili fidanım var Fakat bütün Türkiye benim toprağım Ve bütün Türkler benim kızım kardeşim anam babam Ah şu vatan uğruna gaza etmenin lezzetini tatmak yok mu!

Alıntı Yaparak Cevapla