Konu
:
Türk Bilginleri...
Yalnız Mesajı Göster
Türk Bilginleri...
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Türk Bilginleri...
ULUĞ BEY
Dünyaca ünlü Türk matematikçisi ve astronomi bilgini olan hükümdardır 22 Mart 1395 tarihinde Semerkant'ta doğdu Timurlenk'in torunlarından olup hükümdar Muînüddin Şah Ruh'un oğludur Asıl adı Mehmet Torgay'dır
13 yaşında iken Horasan ve Maveraünnehir eyaletlerine hakan naibi oldu1446 yılında babasının ölümü üzerine hükümdar olduSaltanat yılları sırasında matematik ve astronomi ile yakından ilgilendiAstronomiye ait tablosu yıllar sonra İngiltere ve Fransa'da basıldı 1449 yılında kendisine isyan eden oğlu Abdüllatif Mirza tarafından 54 yaşında iken öldürüldü
Uluğ Bey
babası Şah Ruh ölünce
1446’da hükümdar olduİlk işi olarak devletini güçlendirerek ülkesini parçalanmaktan kurtardı
Uluğ Bey hakan olunca
Osmanlı Devleti ile münasebetlerini sıklaştırmaya ve geliştirmeye gayret ettiİki Türk ülkesi arasında elçiler
bilim adamları gidip gelmeye başladıO
savaştan çok kendisini bilime adamış bir hükümdardı Sarayına zamanın bilginlerini topladı ve onları koruduİnceleme için Çin’e kadar heyetler gönderdiUluğ Bey Semerkant’ta bir medrese
bir de rasathane yaptırdıAstronomi ilminin gelişmesine çalıştıBu rasathane orta çağdaki astronomi bilgisini en yüksek düzeye ulaştırdı
Uluğ Bey
tarihe adını “Asya Fâtihi” diye yazdıran Büyük Cihangir Timurlenk'in öz torunuyduAma dedesinin askerlik ve savaşçılık açısından hiçbir huyu onda görülmüyordu Dedesi
çolak eli ve topal bacağına rağmen
at üzerinde kılıç sallayıp
ülkeler fethetmiştiFakat
Uluğ Bey'in yeryüzünde bir karış toprak bile fethetmek gibi bir ihtirası yoktuOnun bütün merak ve hevesi
yeryüzünde değil
gökyüzündeydiÜlkeler fethetmekten ziyade
gökyüzü âleminde araştırmalar yapmayı
gök kubbenin sırrını çözmeye çalışmayı tercih ediyordu
Uluğ Bey'in ilim adamı oluşunda
yaradılışının büyük rolü olduğu kadar
babası şah Ruh'un da büyük payı vardıÇünkü
Şah Ruh
güzel sanatlara hayran bir kişiydiİlme ve bilginlere büyük değer verirdiOnun Horasan'ın b
aşk
enti olan Meşhed'de yaptırdığı cami bir şaheserdi
Uluğ Bey de
Herat'ta güzel bir köşk yaptırmış
bu köşkün duvarlarını ve tavanlarını
birer sanat âbidesi niteliğindeki tablolarla süsletmiştiİktidarı döneminde
Başta Semerkant ve Buhara olmak üzere tüm ülke
Türk mimarisinin seçkin eserleriyle donatıldı
Fen bilimleri ve astronomiye merakı
ileride kendisini
dünya tarihinin en büyük astronomlarından biri haline getirdi İlim adamlığı yanında devlet adamlığı vasfı da yüksek olan Uluğ Bey
Semerkant’ta 38 yıl hükümdarlık yaptı Bir akademi haline getirdiği sarayı
devrin meşhur alimlerinin toplanıp bilimsel tartışmalar yaptığı ve eserler hazırladığı bir mekan oldu
Matematikçi
astronom
tarihçi ve şair olan Uluğ Bey
Mesud el-Kâşî
Bursalı Kadızade Rûmî
Ali bin Muhammed (Ali Kuşçu) gibi bilginleri sarayına topladıSemerkant medrese ve rasathanesini büyüttü ve yeni aletlerle donattı
Uluğ Bey vaktinde yeni astronomi aletleri yapılmış
eski aletler geliştirilmişti IXve Xyüzyılda bir usturlab ile ancak 43 işlem yapılırken
Uluğ Bey vaktinde geliştirilen usturlab
1000’den fazla işlem yapıyorduUluğ Bey’in usturlabının çapı 40 metre idi
Uluğ Bey
bu arada gökyüzünün bir de haritasını yapmayı başarmıştıBu gökyüzü haritası
kendisinden sonra gelecek nesillere astronomi çalışmalarında ışık tutacak
onlara rehber olacaktı
Uluğ Bey
astronomi çalışmalarının temelini teşkil eden trigonometri ilmi üzerinde de geniş çalışmalar yaptıKendisinden önceki Doğu ve Batı dünyasının tahmini bilgilerini bir kenara bırakıp
bilimsel esasları tespit ederek
trigonometride yeni bir araştırma yolu açtıDünya onu
astronomi alanındaki eseriyle tanıdıSemerkant’taki rasathanesinde yapılan çalışmalar
bugünkü astronomiye hala ışık tutmaktadır
Zîc-i Ulûgî denilen cetveli
diğer ilmî eserleri ve rasatları
akademiden farkı olmayan sarayındaki çalışmalarının sonucudur Zîc-i Ulûgî
diğer adı “Gûrgânî Takvimi” olan bu cetvel
o devrin ilmî esaslara dayanan yegâne takvimi sayılmaktadır
Bu eser
daha önce yazılan ‘zîc’lerin yanlışlarını düzeltiyor ve yıldızların hareketini daha mükemmel gösteriyorduZîc-i Ulûgî
1655 yılında İngiltere'de Oxford şehrinde İngilizce
1853’te de Fransızca olarak basıldıDaha sonra da çeşitli dillere tercüme edildiBatı bilim dünyası
Uluğ Bey’e “XVyüzyıl Astronomu” unvanını layık görürken
Milletrerarası Astronomi Derneği de Ay yüzeyindeki bir kratere onun adını verdiBeş ülkenin astronomlarından ve özellikle Ay’a uydu gönderen ülkelerin uzmanlarından oluşan bir komisyonun hazırladığı Ay Haritasında
üç Türk astronomunun adları da yer alırBüyük bir kratere Uluğ Bey adı verilmiştirAy atlasında adları bulunan diğer iki Türk bilgini
Bîrûnî ve Nasireddîn Tûsî’dir
Kozmografya hususunda yazdığı bir kitap da günümüze kadar
birçok ilmî araştırmalara kaynak olmuştur Tarihin en âlim olduğu kadar en âdil bir hükümdarı olarak da tanınan Uluğ Bey
aynı zamanda kötü talihli bir hükümdardı Oğlu Abdüllatif Mirza
babasına baş kaldırmış ve gözünü tahta dikerek işi bir iç savaşa kadar götürmüştüBu savaşta ağırlığını ortaya koyan Uluğ Bey
oğlu Abdüllatif Mirza kumandasındaki âsileri yenmeyi başarmıştı Bu iç savaş sonunda Abdüllatif Mirza da esir düşmüştü Uluğ Bey
dedesi Timurlenk gibi katı yürekli bir insan değildi Asi evlâdını bağışladı
kendisine nasihatte bulundu Bu konuda bir hükümdar olarak değil de
yüreği evlât sevgisiyle dolu hassas bir baba olarak düşünmüş ve ona göre hareket etmişti
Fakat oğlu Abdüllatif Mirza
o iyi yürekli
âlim ve kâmil babanın oğlu değilmiş gibi
Uluğ Bey ile taban tabana zıt karakter taşıyan bir insandı Babasına baş kaldırıp yenilmesinden sonra
onun verdiği manevî dersi alamamıştıSerbest kalır kalmaz derhal yeni bir darbenin hazırlıklarına koyulduBu kez geçen seferkinden daha kuvvetli bir ordu toplayıp başarı kazanmak için ne gerekirse yaptıVe bütün hazırlıklarını tamamladıktan sonra babası Uluğ Bey'e tekrar baş kaldırdı ve onun üzerine tekrar saldırdı
Bu ikinci iç savaşta şans hiç de Uluğ Bey'e gülmedi Doğrusunu söylemek gerekirse
affettiği oğlunun kendisine karşı yeniden bir hücuma girişeceğine ihtimâl vermiyordu âlim babaUluğ Bey fena halde gafil avlanmıştıEmrindeki kuvvetler yenildiHer şey tamamen tersine gelişti; bu kez 54 yaşındaki baba
âsi oğlunun eline esir düştüUluğ Bey
oğluna göstermiş olduğu anlayış ve merhameti ne yazık ki ondan göremediİsyankâr evlât
savaşın galibi kumandan olarak
babasını 25 Ekim 1449 tarihinde ölüme mahkûm etti
Dünyanın en ünlü matematikçisi ve astronomi bilgini olan Uluğ Bey
bir hükümdardan ziyade bir baba için en acı son ile hayatını kaybetti ve dedesi Timur Han’ın yanına defnedildi
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul