Prof. Dr. Sinsi
|
Arzı Kız ,Arzı Kız Kimdir ,Arzı Kız Hakkında
ARZI KIZ

Çok eski zamanlarda Kırım’ın şirin yak boyunda, bağlar, bahçeler arasında cennet gibi bir yer olan ” Mishor ” köyünde ” Abiy Aga ” adında bir ihtiyarcık yaşarmış Yaşına rağmen pek dinç, çalışkan, dürüst, herkese iyilik eden bir kişi olan Abiy Aga’yı bütün köydeşleri ve diğer köylerde olan tanışları çok sever , sayarlarmış
Abiy Aga’nın evi; köyün aşağı mahallesinde, denize yakın bahçe içinde ufak eski bir evcikmiş Yaz - kış demez bahçesindeki şeftali, elma ağaçları ve üzüm çotukları ile ilgilenir, onlara sevgi ile bakar ve çevrenin en iyi cins meyvalarını yetiştirmekten zevk alırmış Fakat herşeyden çok, biricik kızı “Arzı”yı pek sever, üstüne titrer, onu en iyi şekilde yetiştirmeye çabalarmış
Günler geçmiş, Arzı; uzun boylu, ince belli, kara gözlü, nar gibi kırmızı yanaklı dilber, güzeller güzeli bir kız olmuş Yalnız güzel değil aynı zamanda akıllı, çalışkan, hamarat, dürüst bir kızmış Bu özellikleriyle köyün bütün gençlerinin, hatta köy bayının oğlu ” Bektekir ” in de kalbini yakar, ancak Abiy Aga’ya Mishor’un namlı yiğitlerinden bir çok kudalar (görücüler) gönderilse de, Arzı kız kudalardan kaçar, görücülere çıkmak istemez, Abiy Aga’da: -Kızım daha küçüktür, ayrıca kızım kendi sevdiği yiğite varır… ” diyerek güler yüzle, onları kırmadan geri çevirirmiş
Köydeki komşu kart-anaycıklar (ihtiyar ninecikler) Arzı’yı gördüklerinde onun yanaklarını okşamadan, kartbaylar da Abiy Aga’nın yanından geçerken tütün çubuklarını daha ziyade dumanlatmadan, ona olan saygı ve sevgilerini göstermeden geçmezlermiş
Güzel Arzı, baba ocağında, anasının yanında şen, mutlu bir yaşam sürer… Şen gülüşü, tatlı sesiyle söylediği türküler ve iyi huyuyla, bağda, bostanda, çeşme başında kızlar arasında da sevilen bir dost, aranan bir arkadaş olur
Arzı zaman zaman yalıdaki ( deniz kenarındaki ) çeşmeye kızlarla su almaya gider, yalnız olduğu vakitlerde de deniz kenarında oturur, çeşit çeşit rengârenk çakılları, denizin dalgalarını, ufku uzun uzun seyretmeyi, hayallere dalmayı pek severmiş
Arzı kız bir gün yine çeşmeden su almaya gittiğinde, şahin bakışlı, aslan gibi, yakışıklı o güne kadar hiç görmediği bir yiğitle karşılaşmış (Bu yiğit, Mishor’a 3 km uzaklıktaki “Gaspıra” köyünden Emir Asan’mış ) Neden olduğunu bilmeden kalbinin titrediğini hissetmiş Onu çok beğenmiş Emir Asan’da aynı duygular içinde kalmış Bu kısa bakışma ve görüşme dahi iki genç kalp arasında sevgi, muhabbet, aşk güllerinin açılmasına yetmiş ve asla birbirinin aklından çıkmaz olmuşlar Aslında, Arzı’nın deniz kenarında dalgın dalgın dalgalan seyredip hayal kurmasının sebebi de buymuş
Nihayet özlenen gün gelmiş Gaspıralı Asan, Abiy Aganın evine hediyelerle donatıp, kudalar (görücüler) göndermiş Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile Arzı’sını istetmiş… Abiy Aga biricik kızını komşu köye gelin verip hasretlik çekeceğini düşünerek derinden göğüs geçirmiş Lakin birbirlerine muhabbet besleyen iki genç kalbi birbirinden ayırmanın doğru olmayacağını bildiğinden sakalını kaşıya kaşıya, sevimli kızının da gönlünü hoş etmek için razılık vermiş… Güzel Arzı’cığın kız arkadaşlarının da katılmasıyla “nişan ayını” (töreni, eğlenceleri) yapılmış… İki genç bir an evvel muratlarına nail olma gününü beklerken, kış geçmiş, şen bahar gelmiş Abiy Aga’nın bahçesindeki ağaçlar çeşit çeşit, renk renk çiçeklerle donanmış…
O devirlerde, Karadeniz’de, yelkenli ufak gemilerle Anadolu ile Kırım, Kafkasya sahilleri arasında mal alıp götüren, pazarlayan tüccarlardan ” Ali Baba” adında bir bezirgan başı varmış Mishor’a da çok gelip gidermiş Ancak oralarda onu kimse sevmez, herkes ondan sakınırmış Çünkü çok yalancı, dolandırıcı iki yüzlü ve sahtekârlığı ile meşhur şeytan gibi bir adammış Ayrıca halk arasında onun yalı boyu köylerinden güzel, dilber kızları Anadolu’ya kaçırıp orada beylere, paşalara ve saray haremine sattığı da söylenirmiş
|