Yalnız Mesajı Göster

Osmanli'da Devlet Yönetimi

Eski 11-25-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanli'da Devlet Yönetimi



OSMANLI MERKEZ TESKILÂTI
Kurulus dönemi Osmanli Devleti'nde yönetim, eski Türk töresindeki asiret usûllerine göre tatbik ediliyordu Bu mânâda memleket, ailenin müsterek mali sayiliyordu Bununla beraber hükümdar, önemli konularda tek basina karar vermeyerek bir kisim devlet adaminin fikrine de müracaat ediyordu Bu fonksiyon, daha sonra adina "Divan" denecek meclis (bir çesit bakanlar kurulu) tarafindan yerine getiriliyordu Baslangiçta vezir-i azam ve vezirler, hükümdarin birinci derecede yardimcilari idi Her sey belli kanun ve nizamlar çerçevesinde yürütülüyordu Fâtih dönemine kadar örfe dayali olan bu sistem, Fâtih'le birlikte yazili kanun haline getirilmistir Bununla beraber, devletin genel kanunlari disinda, her kaza ve sancagin ekonomik ve sosyal durumuna göre özel kanunlari vardi
îdarede bütün yetki padisahin ve onu temsilen divanin elinde toplanmisti Bu durum, mutlak bir merkezî otoriteyi ön plâna çikarmis oluyordu Bu da devlete merkeziyetçi bir karekter kazandiriyordu Çünkü daha kurulustan itibaren hükümdarlar, merkeziyetçilige giden bir yol tutmuslardi Bu bakimdan bütün tayin ve aziller, merkezin bilgisi altinda yapiliyordu Merkezin en önemli karar organi da "Divan-i Hümayûn" denilen müessese idi

DIVAN-I HÜMÂYUN
Islâm dünyasinda, Hz Ömer ile baslayan divan teskilati, daha sonra degisIk sekil ve isimlerle gelisip devam etti Osmanli döneminde bizzat padisahin baskanliginda önemli devlet islerini görüsmek üzere toplanan Divan'a, "Divan-i Humâyun" denirdi Bu müessesenin, devletin ilk yillarinda nasil gelistigine dair kesin bir bilgiye sahip degiliz Ancak Ibn Kemâl, (Defter I, s 28, 106) bu müessesenin daha Osman Gazi zamaninda ortaya çiktigini kayd eder Herhalde bu, Anadolu beyliklerinde ortaya çikan divanin bir benzeri olmalidir ki, pek fazla bir gelisme göstermemistir Babasinin yerine geçip Bey ünvanini alan Orhan döneminde, divanin varligi artik kesinlik kazanmis görünmektedir Hatta ÂsIkpasazâde'nin, bu bey zamaninda, divana gelmek zorunda olan devlet adamlarinin (divan üyeleri) burmali tülbent, yani bir çesit sarik sarmalarini emr ettigini söylemesi, onun divan erkâni için bir kiyafet tesbit ettigini göstermektedir Osmanli divani, daha sonra gelen hükümdarlar vâsitasiyle bir hayli gelistirilerek devletin en önemli organlari arasinda yer alacaktir
Ilk dönem Osmanli divaninin çok sade ve basit oldugu tahmin edilebilir Öyle anlasiliyor ki bu ilk divan, uç beyligi zamanindaki seklini az çok muhafaza etmisti Divan heyetinde, Osmanli beyinin kendisinden baska bir veziri, muhtemelen hükümet merkezi olan sehrin kadisi, beyligin malî islerini idare eden nâib veya defterdar gibi az sayida üye vardi Zaman zaman, bey yerine icabinda orduya kumanda eden sahis olarak sahnede Osmanli beyinin oglu görülmektedir ki, bu vaziyet, divan kurulusunun uç beyligi divaninin modeline göre oldugu hakkinda bir kanaat vermektedir Fakat Selçuklu Devleti tamamen yikilip Mogol nüfuzu da sarsilmaya baslayinca müstakil bir devlet olma yolunu tutan Osmanli Beyligi'nde, divanin gittikçe Selçuklu divani modeline benzer bir mahiyet kazandigi görülür
Orhan Bey zamaninda müesseselestigi görülen divanin üyeleri için, artik resmî bir kiyafetin tesbit edildigi görülür Divan toplantilari, Sultan I Murad, Yildirim Bâyezid, Çelebi Sultan Mehmed ve II Murad devirlerinde de devam etmisti Yildirim Bâyezid, halkin sIkâyetlerini dinlemek üzere her sabah yüksek bir yere çikardi Herhangi bir derdi ve sIkIntisi olanlar orada kendisine sIkayette bulunurlardi O da bunlarin problemlerini derhal çözerdi
Divan, Orhan Bey zamanindan, Fâtih'in ilk devirlerine kadar her gün toplanirdi Toplantilar sabah namazindan sonra baslar ve ögleye kadar devam ederdi XV asrin ortalarindan sonra (Fâtih dönemi) toplantilar haftada dört güne (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Sali) inmis, Pazar ve Sali günleri de arz günleri olarak tesbit edilmisti
Divan, hangi din ve millete mensub olursa olsun, hangi sinif ve tabakadan bulunursa bulunsun, kadin erkek herkese açikti Idarî, siyasî ve örfî isler re'sen, digerleri de müracaat, sIkâyet veya görülen lüzum üzerine veya itiraz sebebiyle temyiz suretiyle tedkik edilirdi Memleketin herhangi bir yerinde haksizliga ugrayan, zulüm gören veya mahalli kadilarca haklarinda yanlis hüküm verilmis olanlar, vali ve askerî siniftan sIkâyeti bulunanlar, vakif mütevellilerinin haksiz muamelelerine ugrayanlar vs gibi davacilar için divan kapisi daima açikti Divanda önce halkin dilek ve sIkâyetleri dinlenir, ondan sonra devlet isleri görüsülüp karara baglanirdi
Divanda idarî ve örfî isler vezir-i azam, ser'î ve hukuki isler kadiasker, malî isler defterdar, arazi isleri de nisanci tarafindan görülürdü Divan müzakereleri o günkü rûznâmeye (gündem) göre yapilirdi Toplanti bittikten ve Maliye hazinesi ile Defterhane, vezir-i a'zamin mührü ile mühürlenip kapandiktan sonra çavusbasi, elindeki asasini yere vurarak divanin sona erdigini bildirirdi Divandan sonra Yeniçeri agasi padisah tarafindan kabul olunarak ocak hakkinda bilgi alinirdi Ondan sonra kadiaskerler huzura girip kendileri ile ilgili isleri arzederlerdi Bundan sonra da vezir-i a'zam ile vezirler ve defterdar kabul olunurdu Bütün bunlardan sonra da padisahlar, vezir-i a'zam ve vezirlerle beraber yemek yerlerdi Ancak bu usûl, Fâtih Sultan Mehmed döneminde kaldirilmisti Divan erkânindan baska o gün isleri için divana gelmis bulunan halka da din ve milliyet farki gözetilmeksizin yemek verilirdi
Öyle anlasiliyor ki Osmanli Devleti divani, devletin en yüksek organi özelligini tasimaktaydi Devlet baskani olarak hükümdar, sIk sIk divan üyelerinin fikirlerini almak ihtiyacini hissediyordu Bu durum, devlet idaresinin bir kisinin degil, bir kurulu teskil eden üyelerinin fikirlerinden yararlanilarak en mükemmel sekilde yapilabileceginin açik bir göstergesidir Divanda, halk ile devletin bütün problemleri, özellikle timar tevcihleri ve önemli mevkilere yapilacak atamalar da görüsülmekteydi Bu, yüksek memuriyetlere, hükümeti teskil eden üyelerin fikirlerinin alinarak atamalar yapildigina isarettir Bir kurulun yapacagi atamalarin ise bir tek kisinin yapacagi atamalardan daha isabetli olacagi bir gerçektir Divanda son söz süphesiz ki sultanindir Ancak gördügümüz gibi hükümdarin, vezirlerin mütalaalarini almasi, daha dogrusu böyle bir ihtiyaci hissetmesi, devlet idaresinde is birligi ve koordinasyonun ön planda tutuldugunu göstermektedir

DIVAN ÜYELERI
Kurulus dönemi Osmanli divani, her gün sabah namazindan sonra padisahin huzuru ile toplanarak görevinin gerektirdigi isleri yapardi Divan toplantilarinda üyelerden her birinin kendisini ilgilendiren vazifeleri vardi Her üye kendini ilgilendiren vazifeleri ile mesgul olurdu Padisahi bir tarafa birakacak olursak kurulus döneminde divanda vezir-i a'zam, kadiasker, defterdar ve nisanci gibi asil üyeler bulunuyordu

Alıntı Yaparak Cevapla