Konu
:
Alparslan'ın Hayatı
Yalnız Mesajı Göster
Alparslan'ın Hayatı
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Alparslan'ın Hayatı
Selçuklu Devleti hükümdarı
Türk milletinin en büyük kahramanlarından
Selçuklu Devletinin kurulmasında önemli rolü olan Horasan valisi Çağrı Beyin oğludur
20 Ocak 1029’da doğdu
İyi bir tahsil gördü
sayısız zafer kazanarak mertliği ve iyi kumandanlığı ile ün saldı
Babasının ölümünden sonra Horasan valisi oldu
Amcası Tuğrul Bey
4 Eylül 1063’te öldüğü zaman vasiyeti üzerine Selçuklu tahtına Alparslan’ın ağabeyi Süleyman getirildi
fakat Türk beyleri buna itirazda bulundular ve Alparslan’ı hükümdar tanıdılar
Alparslan 27 Nisan 1064’te büyük bir törenle tahta çıktı
Amcasının vezirliğini yapan ve Süleyman’ın tahta çıkmasını isteyen Amidülmülk Kündiri’yi azledip
büyük bir devlet adamı olarak tarihe adı geçen Nizamülmülk’ü vezir tayin etti
Başına buyruk beylerle mücadeleye girişen Alparslan
hepsini bir bayrak altına toplamayı başardı
Böylece Selçuklu Devleti kuvvetlendi
1064 yılının sonuna doğru Alparslan
Bizans İmparatorluğu’nun üzerine yürüdü
Gürcistan’ı zaptetti
İsyan eden kardeşi Kavurd’u itaate zorladı
1065’te Amuderya ırmağını geçti
o bölgedeki hükümdarla anlaştı
Alparslan’ın beyleri
Anadolu’da akınlar yapıp sayısız zafer kazandılar
Selçuklu Sultanının gittikçe kuvvetlenmesi Bizans İmparatorluğu’nu telaşlandırdı
İmparator Romanos Diyojenes ordusunu toplayıp sefere çıktı
Palu’ya geldiğinde Malatya’da bıraktığı ordusunun Türkler tarafından perişan edildiği haberini aldı
Geri dönmeye mecbur kaldı
1070 yılında Alparslan
Horasan ve Irak ordularının başında Azerbaycan’a girdi
sınırdaki kaleleri fethetti
Van gölünün kuzeyinden geçerek Malazgirt önüne vardı
kale teslim oldu
Diyarbekir'den Elcezire’ye girdi
Urfa’yı kuşattı
Mısır’da birbirleriyle mücadele eden Fatımi komutanları
Alparslan’ı Mısır’ı almaya teşvik ediyorlardı
1071 yılında Selçuklu ordusu Halep’te toplandı
Alparslan ’ın Mısır Seferine çıktığını öğrenen Bizans İmparatoru Diyojenes son bir hamle yapmayı düşündü
Azerbaycan’a kadar giderek Türk kalelerini zapta ve Türkleri Anadolu’dan atmaya karar verdi
Rumeli’de yaşayan Peçenek ve Oğuz Türklerini de ordusuna kattı
13 Mart 1071’de 200
000 kişilik Bizans ordusu İstanbul’dan yola çıktı
İmparator
halkına büyük zaferle dönmeyi vad etmişti
Diyojenes ve ordusu yol boyunca katliam yaparak Erzurum yoluyla Malazgirt’e ulaştı
Haleb’i teslim aldığı sırada Bizans ordusunun gelmekte olduğunu öğrenen Alparslan
Mısır Seferinden vazgeçip kuzeye doğru yola çıktı
Bizans ordusunun harekatını günü gününe haber alarak
vaziyetini ona göre ayarladı
Musul
Rakka
Urfa yoluyla Diyarbekir ve Bitlis’e ulaştı
Ordusundan on bin kişilik bir kuvvet ayırıp Ahlat’a gönderdi
Bizans kuvvetleri ile ilk çarpışma Ahlat’ta oldu
Bizanslılar bozuldu
Buna iyice kızan imparator
Malazgirt Kalesine hücum edip
içerde yaşayan kadın-çocuk
ihtiyar ne varsa hepsini öldürdü
Malazgirt’e doğru devamlı yol alan Alparslan 24 Ağustos günü Malazgirt’in doğusundaki Rahva Ovasına ulaştı
Ahlat’a gönderilen kuvvetlerin gelmesi ile kısa bir zamanda karşısına çıkmasına şaşıran Bizans İmparatoru da
ordusunu Rahva Ovasının öbür tarafında düzene koydu
Anlaşma tekliflerinin reddetilmesi üzerine savaş hazırlıkları başladı
26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan atından inerek secdeye vardı ve; “Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyor; azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda savaşıyorum
Ya Rabbi! Niyetim halistir; bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret!” diye dua etti
Sonra atına binerek askerlerine döndü ve; “Ey askerlerim! Eğer şehid olursam bu beyaz elbise kefenim olsun
O zaman ruhum göklere çıkacaktır
Benden sonra Melikşah’ı tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız
Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir
”Bu sözler orduyu coşturdu
Büyük şevkle ileri atıldılar
Alparslan son derece kurnazca bir harp taktiği planlamıştı
Hilal şeklinde yaydığı ordusuyla akşama kadar Malazgirt meydanında dövüştü
Ş
aşk
ına dönen Bizans ordusu
hilalin içine düştü
200
000 kişilik koca ordu perişan oldu
İmparator esir edildi
Sultan Alparslan savaştan sonra huzuruna getirilen imparatoru
hiç ümid etmediği şekilde affetti
Bizans imparatorunun harp tazminatı ödemesi
her yıl haraç ve ihtiyac halinde Selçuklu ordusuna asker göndermesi karşılığında barış andlaşması yapıldı
Fakat Diyojenes
İstanbul’a geri dönerken
Bizas tahtının el değiştirmesi
andlaşmayı geçersiz kıldı
Alparslan da
Selçuklu şehzadelerini Anadolu’yu fetihle görevlendirdi
Türkler
kısa zamanda Anadolu’ya hakim oldular
Sultan Alparslan
Malazgirt zaferinden sonra 1072 senesinde çok sayıda atlı ile Maveraünnehr’e doğru sefere çıktı
Türkleri bir bayrak altında toplamak istiyordu
Ordunun başında Buhara’ya yaklaştı
Amuderya nehri üzerinde bulunan Hana kalesini muhasara etti
Kale komutanı
batıni sapık fırkasına mensup Yusuf el-Harezmi
kalenin fazla dayanamayacağını anladı ve teslim olacağını bildirdi
Hain Yusuf
Alparslan ’ın huzuruna çıkarıldığı sırada Sultan’a hücum edip
hançer ile yaraladı
Yusuf’u derhal öldürdüler
Fakat Sultan Alparslan da aldığı yaralardan kurtulamadı
Dördüncü günü
25 Ekim 1072 tarihinde; “Her ne zaman düşman üzerine azmetsem
Allahü tealaya sığınır
O’ndan yardım isterdim
Dün bir tepe üzerine çıktığımda
askerimin çokluğundan
ordumun büyüklüğünden bana
ayağımın altındaki dağ sallanıyor gibi geldi
“Ben
dünyanın hükümdarıyım
Bana kim galip gelebilir?” diye bir düşünce kalbime geldi
İşte bunun neticesi olarak
cenab-ı Hak
aciz bir kulu ile beni cezalandırdı
Kalbimden geçen bu düşünceden ve daha önce işlemiş olduğum hata ve kusurlarımdan dolayı Allahü tealadan af diliyor
tövbe ediyorum
La ilahe illallah Muhammedün resulullah!
” diyerek şehid oldu
Tahran yakınlarındaki Rey şehrine defnedildi
Yerine oğlu Melikşah geçti
Sultan Alparslan saltanatı müddetince İslam dinine hizmet etti
İslamiyet’i içten yıkmaya çalışan gizli düşmanlara ve batıni
şii hareketlerine karşı çok hassastı
Hatta bir defasında; “Kaç defa söyledim
Biz
bu ülkeleri Allahü tealanın izniyle silah kuvveti ile aldık
Temiz müslümanlarız
bid’at nedir bilmeyiz
Bu sebepledir ki
Allahü teala
halis Türkleri aziz kıldı
” demişti
Alparslan
büyük tarihi zaferlerinin yanısıra
medreseler kurmak
ilim adamlarına ve talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek
imar ve sulama te’sisleri vücuda getirmek suretiyle de hizmetler yaptı
İmam-ı a’zam’ın türbesini
Harezm Camii’ni ve Şadyah kalesi gibi pek çok eser inşa ettirdi
vaktinde; İmam-ı Gazali
İmam-ül-Haremeyn Cüveyni
Ebu İshak eş-Şirazi
Abdülkerim Kuşeyri
İmam-ı Serahsi gibi büyük alimler yetişmişti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul