|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Milleti Çuval Olayını Unutmayacak! (4 Temmuz 2003)
TÜRK MİLLETİ
ÇUVAL OLAYI’NI (4 Temmuz 2003)UNUTMAYACAK!

İşgalci güçlerle Kürt işbirlikçilerinin hazırladığı hain bir plan Süleymaniye’ de uygulamaya konuluyordu 2003 yılının 4 Temmuz Cuma günü ABD’nin 173 Hava indirme tümenine bağlı askerlerle onlara destek veren Kürtlerin, Süleymaniye’ deki Türk Özel Kuvvetleri Bürosuna yaptıkları baskın sırasında 11 Türk askeri (3’ü subay 8’i astsubay olmak üzere) esir alıyordu
Türk askerlerine silah doğrulttular Yüzü koyun yatırılarak, bilekleri kelepçelenen Türk grubu bahçeye indirildiğinde, baskıncıların bir bölümü bina çevresinde de emniyeti almış ve içerdekilerin büyük bir kısmı da evin her noktasında arama yapıyordu Amerikalıların yaptıkları her işlem için yardımcıları, daha doğrusu öncü kuvvetleri peşmergelerdi
Türk Askerlerine reva görülen muamele en iyimser ifade ile “fena” kavramını aşıyordu Fakat artık yapılacak hiç bir şey yoktu, çünkü eller kelepçelenmişti Amerikalılar esir aldıkları Subay, Astsubay ve görevliler ile baskın sırasında büroda bulunanların başına “Çuval” geçirdiler! Başa çuval geçirilmesi, esir alınanların, Iraklıların etrafı görmemeleri için yapılan bir uygulama idi Fakat bu kez özellikle amaç sindirme, güç gösterisi ve psikolojik baskı oluuturmaktı
8 araçlık (3 kamyon, 5 Hummer) baskın konvoyunun yanlarında peşmerge lerde olduğu halde ABD’nin karargahı olarak kullanılan, Kerkük Hava alanına götürdüler
2 kamyonun içinde 24 esir bulunuyordu Esirler ; 11 Türk özel Timi mensubu, 2 Sivil Türk, 4 Kürt muhafız, 2 Türkmen erkek, 2 Türkmen kadın, 1 Kürt, 1 Türkmen çocuk ve İngiliz vatandaşı Michael Todd’du Kamyonların birinde 6, diğerinde 5 Türk askeri vardı
5 Temmuz günü Kerkük Havaalanında sorgulama yapıldıktan sonra, Amerikalılar helikopterlerle Türk askerlerini Bağdat’a götürdüler Irak’ın kuzeyinde Türk Özel Kuvvetleri mensubu 11 Türk askerinin ABD’liler tarafından esir alınmasıyla başlayan kriz yoğun diplomatik çabalar sonucu ancak 60 saat sonra çözülebildi Serbest bırakılan Türk askerleri “Amerikalılar bize El-Kaide muamelesi yaptı En yakın müttefikine nasıl terörist gibi davranırlar?
Türk Özel Kuvvetleri Komutanı Binbaşı Aydın Eser “4 Temmuz Cuma günkü baskını önce Amerikalıların Iraklılarla bir çatışması sandığını söyledi “Amerikalılar havaya ateş açıyorlardı Önce sokakta çatışma çıktı sandım Kapıyı açıp onlara yardım etmek istedim Bir baktım bize doğru ateş ediyorlar
Amerikalılar bize doğru gaz bombası attılar Olayın değişik boyutlara girmemesi için teslim olduk” Binbaşı Aydın, dayaktan incinmiş kaburga kemiğini gösterirken: “Biz burada yasal olarak bulunuyoruz Benim rütbemi hiçe sayıp Kerkük ve Bağdat’ta kötü muamele ettiler Kafalarımıza çuval geçirildiği gibi ellerimizi de kelepçelediler ” Türk Özel Kuvvetleri Timinin Komutanı Binbaşı Aydın Eser’nin son sözü ise “Bizi Kürtler gammazladı ” oldu
Saat 14:30’da Türk Özel Kuvvetleri Bürosu terk edilirken 100 metre ilerde beyaz jip içindekiler, Amerikalı yarbay tarafından birkez daha tebessümle selamlandılar Jip’in içinde bekleyen rehber, görevini ifa etmenin huzuru ile(!) KYB Dışilişkiler Bürosunun yolunu tutarken, konvoy Süleymaniye sokaklarında yeniden bir geziye çıktı İçerde çuvallanmış Türk Askeri vardı Başlarında ise Coni’ler ve peşmergeler…
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ısrarla “haberimiz yok” dediği Türk Özel Kuvvetleri Timine karşı yapılan baskında, Celal Talabani’nin oğlu zaten başından sonuna kadar bu çuval baskınının içinde yer alıyordu Bölgede babadan oğula geçen siyaset geleneği içinde küçük Talabani önemli bir figür olma özelliğini doğuştan taşıyordu İşte bu Bafel Talabani, operasyon boyunca elindeki telefonla hem babasını bilgilendirmiş hemde Amerikalı konvoya yol gösterirken, aynı anda da baskını saniye saniye görüntülemişti Hatta Bafel işi iyice abartmış, Amerikalıların Türk Özel Kuvvetleri Timi’ni götürmelerinin ardından “baskın sonrasını da” görüntülemişti
ALİ KERKÜKLÜ
Habertürk Televizyonunda Basın Kulübü programına katılarak konuşan dönemin Genelkurmay başkanlığı eski harekat başkanı emekli korgeneral Köksal Karabay, 4 Temmuz 2003 günü Irak’ın Kuzeyinde Süleymaniye şehrinde (Kürtlerin yoğun yaşadığı şehir) yaşanan çuval olayını şöyle anlattı:
“Kerkük Valisi’ne suikast yapılacağı ihbarı üzerine Kerkük’ten gelen ABD askerlerinin Talabani’nin Sarayı’nın çevresinde ilerlerken Türk timinin bulunduğu sokağa da girdiler ABD askerlerinin arasında Türkiye’nin ekmeğini yiyen Talabani’nin oğlu (Bafel Talabani) da bulunuyordu Tim komutanı(Aydın Eser) kapıya çıkıyor ’Hoşgeldiniz’ diyor Üzerine çullanıyorlar Bu esnada herkes ateş etmeye hazır Tim komutanı Binbaşı Aydın Eser elini kaldırıp ateş etmeyin diyor Hiç böyle birşey olacağını tahmin etmemişler Çünkü daha önce birlikte çay içmişler ve oturmuşlar ”
KAYNAK: İnternetajans

Çuval skandalının başka bir Türk tanığı konuştu:

Süleymaniye’de 11 Türk askerinin başına çuval geçirilerek sorgulanması sırasında ABD adına tercümanlık yapan Metin Öngel, olayın tüm ayrıntılarını verdi
Öngel, askerlerimize su, yemek ve sigara götürdüğünü söyleyerek, “Binbaşı Aydın E yapılan muameleye çok kızmıştı Bu yüzden ABD’liler onun üzerine gidiyordu” dedi
Kuzey Irak’ta, 11 Türk askerinin ABD askerleri tarafından gözaltına alınıp başlarına çuval geçirilerek alıkonulması olayının bilinmeyen bir tanığı ortaya çıktı O dönemde Amerika Birleşik Devletleri adına tercümanlık yapan 32 yaşındaki Metin Öngel, 4 Temmuz 2003 günü yaşananları tüm ayrıntılarıyla ilk kez Hürriyet’e anlattı
Öngel, gözaltına alınan askeri personelden bildiği isimleri de sıraladı Türkiye’de vatan hainliğiyle suçlanma korkusu nedeniyle ABD’ye iltica eden kendisi gibi tercüman Tuncay Çelik ve Savaş Dalkılıç’ı eleştiren Öngel, “Koca Türkiye, bu iki tercümanla mı uğraşacak?” dedi Halen Kocaeli Derince’de ticaret yapan Öngel, 4 Temmuz günüyle ilgili şu bilgileri verdi:
KAAN YÜZBAŞI’NIN BARBEKÜ PARTİSİ
4 Temmuz günü, biz ABD ordusu hesabına tercümanlık yapıyorduk O gün ABD’nin resmi bayramı olduğu için, Kerkük’teki ABD üssü içinde bulunan Türk Özel Kuvvetleri’ne ait ofiste Kaan Yüzbaşı da bir barbekü partisi veriyordu Kaan Yüzbaşı, partiye bizi de davet etti Yemekleri yedik, sonra bir Amerikalı asker geldi ’3-4 Türkçe tercüman lazım’ dedi Süleymaniye’den bazı insanları gözaltına almışlar Biz hemen o askerle Kerkük’teki gözaltı merkezine gittik Yanımda, Amerika’ya sığınan Tuncay Çelik ve Savaş Dalkılıç ile Gülay Kıramer adlı kızıl saçlı bir Türk kızı daha vardı Gülay Kıramer, bir emekli astsubayın kızıydı ve Amerika’dan gelmişti Emin değilim, sanıyorum daha önce bir Amerikalı ile evlilik geçirmişti
ELLERİ ARKADAN PLASTİK KELEPÇELİ
Gözaltı merkezinde, buraya getirilen 33 kişi vardı Bunların sorgusunu yaptılar Ben gözaltına alınanları Kuzey Iraklı Türkmen sanıyordum, sonra 11 Türk askerinin de gözaltına alındığını gördüm Türk askerleri, Süleymaniye’de Dışişleri İrtibat Bürosu’nda görevliydiler Sivildiler ve hepsinin ellerini arkadan plastik kelepçeyle kelepçelemişlerdi Kafalarına çuval geçirilmişti Gözaltı merkezinde değişik odalar vardı Bunları, 3-4 ayrı odaya dağıttılar Gözaltına alınanlar arasında, bir temizlikçi kadın ile 14 yaşındaki oğlu bile vardı Kimi buldularsa getirmişlerdi 2 Kürt koruma ve oradaki dönerci dükkánında oturanlar bile vardı
ASKERLERİMİZE YİYECEK VE SİGARA GÖTÜRDÜM
İlk sorgu sırasında ben, bizimkilere su, yemek ve sigara götürdüm Amerikalılar, getirilenler arasında Türk askeri olduğunu biliyorlardı; ama bilmezlikten geliyorlardı
TÜRK BİABD Profesyonel Futbol Disiplin KuruluŞI ÇOK KIZMIŞTI
Binbaşı Aydın E , çok sinirliydi, agresif davranıyordu Yapılan muameleye kızmıştı Bu yüzden Amerikalılar da onun üzerine gidiyordu Kerkük’te 1 ya da 2 gün kaldılar Sonra uçakla tüm ekibi Bağdat’a uçurdular Havaalanına götürürken, turuncu kıyafet giydirmişlerdi Kamyonun arkasında taşındılar 2’nci sorguya, tercümanlardan sadece Tuncay Çelik ve Savaş Dalkılıç gitti Biz gitmedik, daha doğrusu gitmek istemedik
’ÇUVAL’DAN SONRA İSTİFA ETTİK, DÖNÜYORDUK
Çuval olayı üzerine Türk tercümanlar olarak hepimiz istifa ettik, geri dönüyorduk Ancak Türk Özel Kuvvetleri Komutanlığı, ’Colin Powell özür diledi, olay diplomatik olarak çözüldü’ deyince istifadan vazgeçtik Bir ay sonra Türkiye’ye döndük
TÜRKİYE’NİN İTİBARI İLE OYNAMASINLAR
Tuncay Çelik ve Savaş Dalkılıç, ABD’de kalabilmek için Türkiye’de vatan hainliğiyle suçlanma iddiasını gündeme getirdiler ABD’ye kapağı atmak için bunu bahane ettiler Ülkenin itibarıyla oynamasınlar Kimse onları tehdit etmedi Koca Türkiye Cumhuriyeti zaten böyle iki tercümana mı kaldı Tercümanların lideri konumunda, Helinka Pepison adlı bir ABD’li kadın vardı Helinka, Tuncay ve Savaş’ı ABD için ikna etti Onlara akıl verdi Zaten Tuncay, Helinka’nın asistanıydı Bizi kimse tehdit filan da edilmedi Ortalığı bulandırmasınlar
GÖZALTINA ALINAN TÜRK ASKERLERİ
Tim Komutanı Binbaşı Aydın E
2 üsteğmen Birinin adı veya soyadı Bozkurt
5 astsubay başçavuş
3 kıdemli üstçavuş
AMERİKA’DA 10 YIL KALDIM
Metin Öngel, ABD’de 10 yıl kaldığı için İngilizce’yi çok iyi bildiğini söyledi Kuzey Irak’ta ABD için çalışan 4 ayrı kategoride tercüman olduğunu anlatan Öngel, “Her kategorideki tercüman, belli gizlilik seviyesine göre yetkiliydi Biz en düşük yetkide tercümanlardık” diye ekledi Öngel, nasıl tercüman olduğunu ise şöyle anlattı: “Askerden dönmüştüm Bir arkadaşım, bu işten haberdar olmuş, CV gönderdik Gaziantep ve İskenderun’da çalıştırmak için tercüman arıyorlardı Ankara Hilton’da toplantı yaptılar, evrak verdik, kabul ettiler Mardin’de 15-20 gün kaldık Sonra geri döndük Bir daha arayıp Irak teklifi yaptılar Ticari bağlantı kurarım diye kabul ettim Tuncay Çelik benden bir hafta önce gitmişti, Savaş Dalkılıç’la aynı dönemde gittik ”
KEBAP PARTİSİ
Türk tercüman Metin Öngel, kendilerine iş veren ABD’li şirketin yöneticisi Helinka Pepison ile bir Irak dönüşü Mardin’de kebap partisinde

BİRLİKTE GÖREV
Tercüman Metin Öngel, ABD’ye iltica eden diğer tercüman Savaş Dalkılıç ile Kuzey Irak’ta birlikte görev yaptığını anlattı
Öngel ve Dalkılıç’ın birlikte pek çok fotoğrafı var Öngel, ABD’ye iltica eden Savaş Dalkılıç ile Tuncay Çelik’in davranışlarını doğru bulmadığını söylüyor
KAYNAK: HÜRRİYET USA
MUAVENET OLAYINI DA UNUTMADIK!

1 Ekim 1992’de Ege’de NATO ortak tatbikatı yapılıyordu Amerikan uçak gemisi Saratoga’dan bir gece iki füze fırlatıldı ve Türk savaş gemisi Muavenet’in kaptan köşkü vuruldu Biri gemi komutanı üç şehit verdik, 27 askerimiz de yaralandı…
HAZIRLAYAN YILMAZ KARAHAN
biraz geçte olsa konuyu açmalıyım diye düşündüm okurken bile insanın içi ürperiyor Bazı şeyleri o kadar kolay unutup sindiriyoruz ki(ya da unutturuyorlar ) olmamış,yaşanmamış gibi davranıyoruz Tüm bunları unutmamak dileğiyle  Boramir!!
|