Konu
:
İ. Alaeddin Keykubad -Türk Tarihindeki Yeri
Yalnız Mesajı Göster
İ. Alaeddin Keykubad -Türk Tarihindeki Yeri
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
İ. Alaeddin Keykubad -Türk Tarihindeki Yeri
I
Alaeddin Keykubad - Alaeddin Keykubad Kimdir - Alaettin Keykubad Kimdir
I
Alaeddin Keykubad (1237) Anadolu Selçuklu sultanıdır (1221-1237)
Sultan I
Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğludur
Saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar erişen eserler idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Anadolu Selçuklu sultanıdır
Konya Alaeddin Camii ve Beyşehir Kubadabad Sarayları yaptırdığı en önemli eserlerdir
Saltanat öncesi
Çok iyi bir tahsil ve terbiye ile yetiştirildi
Türk-İslam geleneğine göre Emir Seyfeddin Ay-Aba ve Emir Bedreddin Gevhertaş kendisine atabeg tayin edildi
Ana dili olan TürkçeninFarsça Rumca ve Arapça öğrendi
Ayrıca yüksek İslami ilimleri ve astronomiyi yanında öğrendi
1205’te Tokat meliki (valisi) tayin edilerek devlet yönetimini öğrendi ve tecrübe sahibi oldu
Babasının ölmesi üzerine Sultanlığa önce ağabeyi I
İzzeddin Keykavus seçildi
Bunu kabul etmeyip tahta geçmek isteyen Keykubad Erzurum meliki Tuğrul Şah ile anlaşarak Kayseri’deki ağabeyinin üzerine yürüdü
Fakat taraftarları ağabeyi ile birleşince AnkaraAnkara Kalesini kuşatarak Keykubad’ı ele geçirdi ve Malatya’daki Minşar Kalesine hapsetti
Saltanatı
Keykavus’un 1220 yılında ölümü üzerine tahta çıktı
Onun genişleme ve büyük devlet haline gelme siyasetine devam etti
Anadolu Selçuklu Devleti'nin en parlak dönemini yaşattı
Önce Ermenilerle Doğu Latinler arasındaki çatışmadan faydalanarak Ermenilerin elindeki Kalonoros Kalesini aldı
Yeniden inşa edilen ve sağlam surlarla çevrilen şehre Sultan’ın ismine izafeten Alâiye (günümüzde Alanya) ismi verildi
Alaeddin Keykubad bu kentte bir tersane ve tophane kurdurdu ve kentin kalesini yeniden yaptırdı
Tüccarların karada Ermenilerin denizde Avrupalı korsanların saldırılarına uğraması üzerine İçel'den
Antalya'ya kadar bütün kıyı şeridini topraklarına kattı
Bu sırada Artuklulardan Diyarbekir hükümdarı olan Mes’ud’un Keykubad adına okunan hutbeyi kaldırması üzerine buraya Mubarezeddin Çavlı kumandasında bir ordu gönderdi
Bu ordu Mesud’un ordusunu yendi ve Çemişgezek gibi bazı kaleleri ele geçirdi
Ayrıca Eyyubi hükümdarı Melik Eşref’in yardımcı olarak gönderdiği kuvvetleri de bozguna uğrattı
Bundan sonra Eyyubîlerle iyi geçinmek isteyen Alaeddin Keykubad esir aldığı Eyyubî kumandanlarını serbest bıraktı
Aynı şekilde Melik Mesud’u da bazı hediyeler karşılığında yerinde bıraktı
Sultan Alaeddin Trabzon Rum İmparatorluğunun gücünü kırmak için Sinop’ta bir donanma inşa ettirdi
Bu arada Selçuklu tüccarlarının şikayetleri üzerine Kastamonu emiri Hüsameddin Çoban’ı Karadeniz donanmasıyla Kırım Seferine memur etti
Emir Çoban önemli bir ticaret şehri olan Sudak’ı fethetti
Şehirde bir cami inşa ettirdi ve askerlerini yerleştirdiği bir garnizon kurdu
Ruslar Sudak’ın Selçuklu hakimiyeti altına girmesini tanımak zorunda kaldılar
Güneyden gelen ticaret yollarını tehdit eden küçük Ermenistan krallığını cezalandırmak üzere Mübarezeddin Çavlı ve Mübarezeddin Ertokuş kumandasında bir ordu göndererek İçel’i devletin toprakları arasına kattı
Böylece İçel'den Antalya'ya kadar bütün kıyı şeridini Anadolu Selçuklu ülkesine katıldı
Moğolların Anadolu’ya girmesi tehlikesi karşısında 1226'da Eyyubilerle ilişkilerini geliştirdi
1226-28 tarihleri arasında Mengüçlü BeyliğininErzincan Kemah ve Şebinkarahisar’ı devletine kattı
Bu esnada son Harzemşah Sultanı Celaleddin Mengüberti Ahlat’a saldırdı
Trabzon İmparatorluğu’yla ittifak kuran Celaleddin’i 1230’daki Yassı Çemen Savaşı’nda ağır yenilgiye uğrattı ve Erzurum’u kolayca ele geçirdi
Alaattin Keykubat saltanatının en büyük hatasını Celalettin Harzemşah'la savaşarak yaptı
Türk ve Müslüman devletler arasında vuku bulan bu savaşlar Anadolu'ya doğru harekete geçen Moğolların işini kolaylaştırmaktan öte bir işe yaramadı
Bilhassa Hazremşahlar'ın gücünün kırılması Moğollar önünde durabilecek önemli bir kuvvetin ortadan kalkmasına sebep oldu
Nitekim Gergoman Noyan komutasındaki Moğollar Sivas’a kadar gelerek buraları yakıp yıktılar
Selçuklu kuvvetleri Moğolları Erzurum’a kadar takip ettiyse de yetişemedi
Bu Moğol akınının Gürcü kraliçesi Rosudan’ın tahrikiyle meydana geldiğinin anlaşılması üzerine Gürcistan’a sefer düzenlendi
Gürcülerle yapılan savaşlarda Gürcü kuvvetleri bozguna uğratıldı ve yapılan anlaşmayla Gürcistan’da bazı kaleler Anadolu Selçuklu Devleti'ne bırakıldı
Moğol tehlikesini gören Alaeddin Keykubad doğu sınırlarını sağlamlaştırdı
Bu sağlamlaştırma esnasında Ahlat fethedildi
Ancak bu fetih Eyyubîlerle arasının bozulmasına yol açtı
Eyyubîlerin gönderdikleri orduyu Torosların güneyinde yenerek Harput ve Urfa’yı da ele geçirdi
Vefatından önce gelen Moğol elçilerini ustaca idare ederek Anadolu’yu Moğol istilasından kurtardı
1237’de Kayseri’de verdiği bir ziyafette zehirlenmek suretiyle öldürüldü
Vasıfları
Alaeddin Keykubad büyük bir siyasetçi ve asker olduğu kadar da ilim adamıydı
Âlimleri sarayında toplar onları korurdu
Necmeddîn Dâye Ahmed bin Mahmudi Tûsî el-Kâniî Ahi Evren gibi dönemin pek çok önemli siması onun saltanatının ve kişiliğinin özellikleri nedeniyle yaşamak için Anadolu’yu tercih etmişlerdi
Yine Bahaeddin Veled ve sultanın döneminde ve çevresinde yetişen oğlu Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ve yine onun döneminde yetişen Sadreddin Konevî Anadolu kültür hayatında büyük öneme kavuşmuşlardır
Gayet olumlu şartlarda devraldığı ülkeyi on yedi yıllık saltanatı boyunca her yönü ile daha da geliştirerek zirveye taşımayı başarmıştır
Başarısındaki en büyük etkenlerden birisi hiç şüphesiz ticarete verdiği büyük önemdir
Babasının Selçuklu hakimiyeti altına aldığı iki önemli liman şehri olan Antalya (1207) ve Sinop'tan (1214) hareketle ülkesinin sahil şeridini genişletmiş donanma inşaatına ve ticarete kuzey-güney ekseninin de dahil edilmesine büyük önem vermiştir
Özellikle Alâiye'nin (Alanya) mamur bir Selçuklu limanı haline getirilmesi (1221-1222) ve Kıbrıs Krallığı ve Venedik Cumhuriyeti ile yapılan anlaşmalarla Selçukluların ve onlara tabi tüccarların bölge ticaretindeki konumu son derece güçlenmiştir
Alâeddîn Keykubad’ın Müslüman tebasının yanısıra gayrimüslim tebası ile ilişkileri de her zaman iyi olmuştu
Genceli Giragos’un naklettiğine göre Sultan Yassıçimen Savaşı'ndan dönerken Kayseri’ye yaklaşınca Müslümanlar imamlarıyla Hristiyanlar da papazlarıyla ve ellerinde haçları ve çalgıları ile Sultanı karşılamaya çıkmışlar Müslümanlar Hristiyanları geriye iterek tebrik ve dostluk dileklerinde ön sırada olmalarına meydan vermek istememişler Hristiyanlar da bunun üzerine bir tepeye çıkarak bir şekilde kendilerini göstermişlerdir
Hristiyan tebasının ayrı durduğunu farkeden Alâeddîn Keykubad ordugahından kalkıp yanlarına gelmiş ve aralarına karışıp çalgılarını çalmalarını ve yüksek sesle
şarkı
larını söylemelerini buyurmuştur
İbret için şehre onların ortasında girmiş ve onlara hediyeler ve ihsanlarda bulunmuştur
Eserleri
Saltanatı müddetince Anadolu’da geniş çapta imar hareketlerinde bulundu
Yaptırdığı kervansaray kale ve sarayların kalıntıları Anadolu’nun çeşitli yerlerinde hala bulunmaktadır
Sultan Alâeddîn Keykubad devri eserleri arasında inşa tarihi tam olarak bilinmeyen iki saraydan biri Kayseri yolu üzerinde bulunan Keykubadiye Sarayı ile Konya-Beyşehir yolu üzerindeki Kubadabad Sarayı’dır
Bunların haricinde bugün izi kalmamış olsa da vakfiyesi kayıtlarda yer alan Konya Darüşşifası (Darüşşifâ-i Alâiye) da yer almaktadır
Yine bilindiği kadarıyla Konya’daki sağlık tesisleri arasında Sultan Alâeddîn Keykubad tarafından 1236 yılında yaptırılmış bir ılıca da vardır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul