Konu
:
Sultan Gelini Teodora
Yalnız Mesajı Göster
Sultan Gelini Teodora
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sultan Gelini Teodora
Nikaia prensi III
İoannes Vatatzes (1222 – 1254) Lâtinlerden eski Bizans topraklarını parça parça geri alırken
Hadrianopolis ahâlisinin kendisini çağırmaları üzerine Lâtin imparatoru Robert de Courtenay (1221 – 1228)’in zayıflığından istifâde ederek
hiç bir mukâvemet ile karşılaşmaksızın Hadrianopolis’e girmiştir
Ancak eski Bizans devletinin b
aşk
a bir mirasçısı olan Epiros despotluğunun başındaki Theodoros Angelos Hadrianopolis kapılarına dayandığında 1224’te burasını İzniklilerin elinden kolaylıkla almıştır
Bu defa şehir
Epiros despotu ile İkinci Bulgar Çarlığı’nı en yüksek noktasına ulaştıran I
Asen’in oğlu olan II
İvan Asen (1218 – 1241)’in ortak hedeflerinden biri olmuştur
Theodoros’un ordusu 1230’un ilkbaharında
Meriç kenarındaki Klokotnitsa’da Bulgarlar tarafından imha olunurcasına bozguna uğratılmış
kendisi ise esir düşerek gözlerine mil çekilmiştir
Dolayısıyla arazinin büyük bir kısmı Bizans mirasçısı olmak gayesindeki II
Asen’in eline geçmiştir
Bulgar Çarı başşehir Tırnovo’da Sveti Çetirideset Mıçenitsi (Kırk şehitler) kilisesinde bulunan bir kitâbesinde haklı bir gururla
Hadrianopolis’ten Dyrrhakhion (Draç)’a kadar bütün bölgeleri zaptetmiş olmakla övünür
Nikaia sarayını bir ilimler merkezi haline getiren prens II
Theodoros Laskaris (1254 – 1258) 1255’in Ocak ayında Bulgarları Hadrianopolis önünde yenmiş ise de kış yüzünden geri dönünce
Çar Mikhael Asen Hadrianopolis ve Didymoteikhon’a hücum etmiş hatta Theodoros’un amcası Michael Laskaris bir defasında güçlükle Hadrianopolis’e sığınmak suretiyle canını kurtarabilmiştir
Kısa hükümdârlığı sırasında bir kaç defa Hadrianopolis’e gelen Theodoros Bulgarlar ile anlaşmaya gitmiştir
25 Temmuz 1261’de Constantinopolis Lâtinlerden geri alınmış Bizans İmparatorluğu yeniden kurulmuştur
Palaiologoslar hânedanının (1261 – 1453) ilk temsilcisi olan İmparator VIII
Michail (1261 – 1282) Hadrianopolis’i (1278’in sonbaharında) bizzat ziyaret ederek şehrin kabarık teşrif listesine ismini yazdırmış
stratejik önemini Balkanlar’a yönelik siyasetinde her zaman göz önünde bulundurmuştur
Bir sonraki XIV
yüzyılın başında Bizans tarafından Anadolu’daki Türkmen beyliklerine karşı savaşmak üzere getirilen Katalan ücretli askerleri küçük bir devlete dönüşen imparatorluk için kısa zamanda dert olmuş II
Andronikos (1282 – 1328)’u tehdit etmeye başlamışlardır
1304/5 kışını başlarında Roger de Flor olmak üzere Gelibolu’da geçiren Katalan birliği Anadolu’ya geçeceğini ileri sürerek vedalaşmak bahânesiyle (Bulgar tehlikesine karşı ordusu başında) Hadrianopolis’te oturan müşterek İmparator IX
Mikhail’in yanına gitmiştir
Mikhail konuklarını törenle karşılamış fakat Roger de Flor şerefine verilen bir ziyafet esnasında saray kapılarını Georgios idaresindeki Alan savaşçılarına açmış Katalanları öldürtmüştür
Bu hadiseyi korkunç ve kanlı Katalan – Bizans çatışmaları takip etmiştir
1308’e kadar devam eden mücâdelelerin faturasını yine Trakya ahâlisi ödemek zorunda kalmıştır
D
M
Nicol’un da ifade ettiği gibi: Meriç ırmağının aşağı bölümünün suladığı yerlerle Constantinopolis arasındaki bütün bereketli topraklar artık çöle dönmüştü
Ancak vâdinin daha yukarı bölümlerdeki Trakya kentleri
özellikle Didymoteikhos ile Adrianopolis
savunma mevzileri Katalanlarca aşılamayacak kadar güçlü biçimde savunuluyordu
” Katalanlar Hadrianopolis’i kuşatma altına almaya teşebbüs etmişler
kent onların saldırılarına boyun eğmeyince de surların çevresindeki bağları ve çiftlikleri yakıp yıkmışlardır
II
Andronikos (1282 – 1328) ile torunu III
Andronikos arasında uzun yıllar süren taht kavgasının hareket noktası yine Hadrianopolis
taşıyıcı gücü de genç Andronikos’un büyük vaadlerine kapılan Trakya halkı olmuştur
Bulgar çarları bu dönemde de Hadrianopolis’i sık sık ziyaret etmekten vaz geçmemişlerdir
Bu ısrarlarının neticesinde 1325’te Çirmen’de II
Mikhail Şişman (1324 – 1330) ile III
Andronikos arasında anlaşma imzalanmıştır
ek olarak da 1336’da barışan iki hükümdar Hadrianopolis’te evlatlarını (Bulgar prensi Mikhail veya İvan Asen ile prenses Maria veya Eirene’yi) evlendirmişlerdir
III
Andronikos’un ölümünden sonra (15 Haziran 1341)
tahta çıkan dokuz yaşındaki oğlu V
Ioannes (1341 – 1391) ve ona nâib olup bilâhıre Didymoteikhos’ta (26 Ekim 1341’de) imparatorluğunu ilân eden Ioannes Kantakuzenos arasındaki taht kavgası Hadrianopolis halkını da etkilemiş
şehirde kimin destekleneceği hususunda çıkan tartışmalar
bir sınıf mücadelesi halini alıp ayaklanmaya yol açmış ve bu karışıklıklar Trakya’daki diğer şehirlere de sıçramıştır
Bir zamanlar III
Andronikos’un büyükbabasına karşı mücadelesinde yapmış olduğu gibi Kantakuzenos da Constantinopolis niyâbet meclisine karşı açtığı savaşta her şeyden önce Trakya asâlet sınıfının desteğine dayanmamıştır ve o zaman olduğu gibi şimdi de eyalet b
aşk
ente gâlip gelmiştir
Fakat Kantakuzenos
asil partisine yanısıra 1342 yılı sonlarında Türkler’den
Aydınoğlu Umur Bey’den yardım istemiştir
Türk kuvvetleri Trakya’ya geçerek Hadrianopolis’i V
Ioannes adına şehri savunan Bizans kumandanı Sphrantzes’e karşı yapılan savaşlara katılmışlardır
Feridun Emecen’e göre bu hâdiseyi nakleden ve Umur Bey’in gazâlarını anlatan “Düsturnâme-i Enverî” adlı eserde
şehrin adı Edrine
Edriyana şeklinde geçmektedir
Dolayısıyla Türkler’in lisanında bugünkü adına benzer ilk isim Enverî’nin ifâdesinde kendisini göstermiştir
Semavi Eyice ise destanda geçen yerin ismini Aderyana olarak transkribe etmiş Hadrianopolis hakkında söylenip söylenmeyişi hususunda şüphe olduğunu ileri sürmüştür
Türkler’den yardım alarak Hadrianopolis’e giren ve zaferinden emin olan Kantakuzenos 21 Mayıs 1346’da burada imparatorluk tacını giymiştir
Bu arada Kantakuzenos Osmanlı sultanı Orhan’ın şahsında b
aşk
a ve daha da kudretli bir müttefik bulmuştur ve bir zamanlar en büyük hıristiyan hükümdarlar Bizans prensesleriyle evlenmek hususunda küfüv sayılmaz iken şimdi İmparator
Sultana kızı Theodora’y zevce olarak vermekten çekinmemiştir
Türk dâmadının sağladığı yardımın sayesinde Kantakuzenos 3 Şubat 1347’de Constantinopolis’e girerek VI
Ioannes (1347 – 1355) olarak bir defa daha imparator ilân olunmuştur ve V
Ioannes’in yanında on yıl devleti idâre etmesi kabul edilmiştir
Bundan sonra Hadrianopolis bir iç mücadeleye daha sahne olmuştur
Kantakuzenos
V
Ioannes Palaiologos’un olası taarruzunu önlemek üzere
oğlu Matthaeos’un Rodoplara hâkim olduğu bölgeyi Palaiologos’a devrederek
ona 1347’de merkezi Hadrianopolis olmak üzere daha önemli bir dirlik tevcih etmiştir
Fakat Venedikliler’den para yardımı alarak cesaretlenen V
Ioannes
1352’nin sonbaharında Matthaeos’un topraklarına girmiş
Hadrianopolis halkı da kapılarını meşru imparatora açmıştır
Ancak Kantakuzenos süratle Hadrianoolis’e yetişmiş ve burada Trakya’ya (Bulgar ve Sırp müşterek kuvvetini mağlup etmek üzere) geçen Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa’yla buluşmuştur
Böylece Hadrianopolis ile müstakbel Osmanlı fâtihleri ilk defa doğrudan doğruya karşılaşmışlardır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul