Yalnız Mesajı Göster

Türk Ülküsü(Kavramlarıyla Birlikte)

Eski 11-25-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Ülküsü(Kavramlarıyla Birlikte)



TÜRK BİRLİĞİ

Dünya Türklüğü yalnız Türkiye'de kilerden ibaret değildir Rusya, Îran, Çin, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Yunanistan, Rodos, Kıbrıs, Suriye, Irak ve Afganistan'daki Türklerin sayısı Türkiye'dekilerden daha çoktur Mısır'da, Libya'da, Avrupa'da, Kuzey ve Güney Amerika'da, Uzakdoğu'da yaşayan ve herhalde birkaç on bin tutarında olan Türkleri de, kadroyu tamamlamak için, bu listeye sokabiliriz

Genel istatistikler olmadığı için dünyadaki Türklerin sayısını doğru olarak bilmiyoruz Düşmanlar, kasti olarak bu sayıyı azaltmaya çalıştıkları gibi, dostlar da körü körüne çoğalmaktadırlar

Türkleri, eskiden beri kalabalık bir millet oldukları hakkındaki düşünceler, tarihi incelemelerin ilerlemesinden sonra, çürümüştür Türkleri pek kalabalık gösteren şey, onların büyük siyâsî rol oynamaları ve hareketli oluşlarıdır Gerçekte ise Türkler, bütün kırgınlara rağmen, hiçbir zaman XX Yüzyılda oldukları kadar çok olmamışlardır

Bugün, Türklerin sayısı hakkında en müspet bilgiye, yalnız Türkiye ve Rusya Türkleri hakkında sahibiz 1926 ve daha sonra Rusya'da, 1927'den beri de Türkiye'de yapılan genel nüfus sayımlarından sonra yayınlanan istatistiklere göre, bugün1, toparlak hesapla Türkiye'de, 30, Rusya'da ise 35 milyon Türk vardır Başka ülkelerde yaşayan Türkler hakkında ise birbirinden çok uzak, türlü rakamlar ileri sürülüyor Meselâ, Çin Türkistan’ında yaşayan Türkleri, bazıları 3 milyon olarak gösterdiği halde, bu rakamı 13, 15 hattâ 18 milyona çıkaranlar bile vardır Türklerin sayısını çok göstermek eğiliminde olanlar, mesela Rusya'da 40 – 50 milyon Türk yaşadığını, Rusların siyâsî düşüncelerle Türkleri az gösterdiklerini ileri sürüyorlar

Rusların, siyâsî endişelerle Türkleri az göstermek istemeleri hakkındaki iddia doğrudur Ancak bunda da mübalağaya kaçmak yersiz bir düşünce olur Ruslar ne kadar çalışsalar, oradaki Türkleri yarı yarıya indirip gösteremezler Biz de kendi millî ve ırki gücümüzü hesaplarken, aşırdığa kaçmamak zorundayız Bazılarının iddia ettikleri gibi, gerçekten 120 milyonluk bir milletsek ve buna rağmen büyük bir kısmımız tutsaksa, bu, geleceğimiz için ümit verici değil, ümit kırıcı bir durumdur Bunu düşünerek, gerçekleri olduğu gibi göstermekten çekinmemeliyiz Hele çocukça düşünceler uğruna, lehimizdeki gerçekleri değiştirmemeliyiz Bu gerçek şudur:

Biz, azlık bir millet olduğumuz ve bazı sebeplerle teknikçe geri kaldığımız için, kalabalık milletlerin tutsaklığına düştük Fakat bu azlığımıza rağmen, kendi aramızda toplanabilirsek, dünyada yenemeyeceğimiz kuvvet yoktur

Acaba, dünyadaki Türklerin sayısı hakkında, aşağı yukarı bir rakam söyleyemez miyiz? Bunun için, her ülkedeki Türklerin sayısı hakkında en az ve en çok olarak söylenen rakamları toplamak ve bunun üzerinde biraz durup düşünmekten başka çıkar yol yoktur

Rusya'da 80, Çin'de 18 milyon Türk olduğu hakkındaki hayâli sayıları bir yana bırakırsak, bu rakamlar şunlardır:

En az

En çok

Türkiye'de

30000000

32000000

Rusya'da

35000000

40000000

İran'da

10000000

13000000

Çin'de

5000000

8000000

Afganistan'da

1000000

3000000

Balkanlarda

1000000

2000000

Irak-Suriye'de

700000

1000000

Kıbrıs'ta

90000

100000

Başka ülkelerde

50000

100000

Bütün Türkler

82840000

99200000

Demek ki, Türkler en aşağı bir hesapla 82840000 kişi tutuyorlar Şu halde yabancı milletlerin, Türkleri az göstermek gayretlerini de hesaba katarsak, milletimizin 100 milyonluk bir topluluk olduğunu söyleyebiliriz

Dünya bir devler memleketi olmaya doğru gidiyor Yüz milyonluk milletlerin kurulduğunu görüyoruz İkinci, üçüncü derecedeki milletlerden bazıları da yaman bir hızla çoğalıyorlar Böyle bir yüzyılda 85–100 milyonun önemi bir kat daha artar

Yeryüzünde, ne kalabalık topluluklar bulunduğunu kavramak için, şu ülkelere bir göz atalım:

Çin 800 milyon

Hindistan 540 "

Rusya 250 "
İngiltere (imparatorluk olarak) 200 "

Amerika 220 "

İndonezya 130 "

Pakistan 120 "

Japonya 110 "

Brezilya 95 "

Almanya 70 "

İtalya 53 "

Fransa 52 "

Bu kalabalık milletlerden Rusya sınırdaşımız, İngiltere, İtalya ve Fransa komşumuzdur Acaba, dünyada dev devletler kurulurken, siyâseten dağınık olan 85 -100 milyonluk Türk milletinin geleceği ne olacaktır?

Bize göre, millî programın hareket noktası bu soru olmalıdır Bu sorunun cevabı, millî ülkümüzün adı demektir Bu ad, "Türk birliği" sözleriyle özetlenebilir

Her milletin, yaşamak için, bir ülküye ihtiyacı vardır Bu ülkü, milletlere göre ayrıntılarında değişse bile, ana çizgilerinde hemen hemen bir gibidir Çünkü şu tarihi gerçeği kimse inkar edemez ki, her tutsak milletin ilk ülküsü bağımsızlığını kazanmak, her bağımsız milletin ilk ülküsü de, henüz tutsak yaşayan kardeşlerini kurtarmaktır Fetihler, millî ülküde üçüncü dönemdir

Bu, kabataslak bir sınıflandırmadır Hayata, olaylara, milletlerin özel durumlarına göre bu dönemler biraz değişebilir Meselâ, bir milletin fetihlere başlaması için, mutlaka bütün uruktaşlarını kendi sınırları içine almış olması gerekmez İtalya, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce millî birliğini aşağı yukarı elde etmiş ama Avusturya'da, Fransa'da, Malta'da, Tunus'ta epey İtalyan, başka milletlerin tutsağı olarak yaşıyordu Buna rağmen İtalya, millî ülkünün üçüncü dönemi olan fetihlere başlamıştı Habeşistan ve Türkiye ile yaptığı savaşlar bunu gösterir Demek ki, millî ülkünün üç dönemi bağımsızlık, millî birlik ve fetihler olmakla beraber, bunlar, birbirleri içine girmişlerdir Biri tamamlanmadan öteki başlayabilir

Millî ülkülerde dâima bu üç dönemin varlığına, tarihten, istediğimiz kadar örnek bulabiliriz:

İrlanda, yüzyıllarca uğraşıp İngiliz tutsaklığından kurtulduktan sonra, şimdi İngiltere elinde bulunan Kuzey İrlanda’yı almak, yâni millî birliğini kurmak için uğraşıyor

Yine İngiliz tutsaklığından kurtulan Mısır, ilk iş olarak Sudan'ı almak, sonra da bütün Arap ülkelerini kendi çevresinde toplamak dâvası ardındadır

Almanların şimdiki dâvası, Rus tutsaklığındaki Doğu Almanya'yı kurtarmaktır Arkasından sıra yine Avusturya ile birleşmeye gelecektir

Finlerin, Karelya için çalışan bir dernekleri vardır

Macarlar, Transilvanya'dan hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir

Yugoslavlar, çok eski zamanlarda olduğu gibi, yine bütün Makedonya'yı ve Selanik'i almak sevdası peşindedirler

Bulgarlar, Sırp ve Yunan Makedonyaları ile Doğu ve Batı Trakya'da gözleri vardır

Yunanlılar, Kuzey Epir'i ve Doğu Trakya'yı istiyorlar

Yahudilerin ilk hedefi, bütün Ürdün Krallığıdır

Suriye, Hatay'ı ve hattâ Çukurova'yı kendi toprağı sayıyor

Afganistan, Patanlar ülkesini, yâni Pakistan'ın kuzey bölgelerini kendinde koparılmış sayıyor

Tunuslular ile Faslılar ilk döneme ulaştılar Şimdi, Büyük Sahra'nın bir bölümü ile Moritanya'yı istiyorlar

Çok geri olan zenciler bile, artık bağımsız devletler hâline girdiler

Acaba, Türkler, bu safhaların hangisinde bulunuyor?

Bunun cevabını vermek için, haritaya bir bakmak yeter: Türkler, Anadolu'daki Kurtuluş Savaşı ile ülkülerinin ilk döneminde pek parlak bir başarı gösterdikten sonra, tabi ve tarihi bir kayıtla, ülkülerinin ikinci basamağında bulunuyorlar 1923'te gerçekleşen birinci dönemden sonra, ikinci dönem yoluna yalnız Hatay kurtarılmış, daha sonra da Kıbrıs üzerinde millî emellerimiz olduğu, kayıtlı şartlı olmakla beraber, resmen açığa vurulmuştur

Millî birlik ve millî birlikten sonra cihan hâkimiyeti, milletin şuuraltında yaşayan bir ülküdür Şuuraltındaki bu istek, zaman zaman şuura çıkar Zaman iyi seçilmişse muzaffer olur İyi seçilmemişse milletin başını derde sokabilir Fakat bu ülkü, milletin hız ve ahlâk kaynağıdır Bir gaye için ıstırap çeken, fakat buna isteyerek katlanan insan gibi, milletler de millî ülküleri için hesapsız fedâkârlığa katlanırlar, katlanmışlardır Ülkü yolunda yürüyen milletler başka milletleri hem korkutur, hem de hayran bırakır Ülkü yolunda yürüyen millet, kendisinde başka milletlere karşı mevcut aşağılık duygusunu atmıştır Kendisine inandığı ve hiçbir şeyden korkmadığı için, düşmanlarının çokluğundan, tekniğinden ürkmez Ölümü seven milletlere, hayat, kollarını açar Böylelikle millî ülkü bir gün gerçekleşiverir

Türkler vaktiyle birkaç kere birleşmişler ve mutlu olmuşlardı Yeniden birleşeceklerdir Milli ülkümüzün ilk maddesini: ‘‘Bütün Türkler birleşecektir" diye ifâde edebiliriz

(Orhun, 8 sayı, 23 Haziran 1934)

Alıntı Yaparak Cevapla