Konu
:
Osmanlıda İman-Küfür, Mümin-Kâfir Ayırımı
Yalnız Mesajı Göster
Osmanlıda İman-Küfür, Mümin-Kâfir Ayırımı
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Osmanlıda İman-Küfür, Mümin-Kâfir Ayırımı
Temeli İslâm ve İman Esaslarına Dayanan
“Osmanlı Kânunnâmeleri”nde
İman-Küfür
Mümin-Kâfir Ayırımı
Dinimizi ve vatanımızı yıkmayı hedefleyen her türlü “kanun” ve “kriter”i körükörüne tatbik edip
ecdâdımızın yâdigârı olan bu mülkü küffârın deneme tahtasına çeviren ahmaklar; bir taraftan vatanı kendi elleriyle kâfirlerin hüküm ve irâdesine teslim ediyor
diğer taraftan da ümmet-i Muhammed’e küfrü ve kâfirleri “hoş” göstermeye çalışıyorlar
Hâlbuki bir ibret örneği olan Osmanlı
küfürden ve kâfirlerden uzak durduğu müddetçe şahlanmış; onlara yanaştığı ve yaklaştığı an ise yıkılmış ve hüsrâna uğramıştı
II
Bayezid ve Yavuz Sultan Selîm Kânunnâmeleri’nde
Mü’min-Kâfir Ayırımı:
İslâm’ın hükümlerine bağlılıktaki samimiyetleri nedeniyle “sahâbelerden sonra hükümdarların en sâlihi” olarak vasfedilen Osmanlı pâdişahları; “ALLAH size îmânı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi; küfrü
fâsıklığı ve isyânı ise çirkin gösterdi
”(1) Âyet-i kerîme’sine gerçekten îmân edip hakkıyla riâyet ettikleri için
çıkardıkları kânunnâmelerde îmân ile küfrün
mü’min ile kâfirin karışmasını önleyecek çok ince hükümler tertip etmişlerdi
Nitekim Sultan II
Bâyezid ve Yavuz Sultan Selîm Hân dönemi “İhtisab Kânunnameleri”nde yer alan şu ifâdeler
tamamen İslâm’ın özünden kopup gelen; İslâm’ın ve müslümanların pak ve temiz
küfrün ve kâfirlerin pis ve necis olduğu esâsına dayanıyordu:
“Aşcılar bişürdükleri aşı pak bişüreler ve çanakların pâk su ile yuyalar ve tezgâhlarında kâfir olmaya!”(2)
“Hammâmcılar gözlene; hammâmların pâk ve temîz dutalar ve suyu mu‘tedil ve hammâm ıssı ola
Nâzır olan dahî fota (havlu)ları pâk ve temîz duta
kâfire virdükleri fotayı müslimânlara virmeyeler
kâfir fotalarının ayru ‘alâmeti ola
İnad iderler ise muhkem hakkından geleler!”(3)
“Ve dahî berberler gözlene; kâfir bâşın ve uyuzlu bâşın tıraş itdüği ustûra ile müslümân bâşın tıraş itmeyeler ve kâfir yüzin sildüği bez ile müslimân yüzin silmeyeler
bezi ve usturaları ayru ola
”(4)
İşte kuruluştan yükselme devrine kadar gelen Osmanlı pâdişahlarının kâfirlere karşı sergilediği tutum ve tavır bundan ibârettir
Onlar kâfirlerin ne kadar “necîs” ve “murdar” olduklarını(5) bildikleri için
“kânunnâme”lerindeki hükümleri de mü’minle kâfirin
temizle pisin karışmasını önleyecek şekilde düzenlemişler; kendileri kâfirlerin necâset ve pisliğinden büyük bir dikkatle sakındıkları gibi
bu sûrette buyrukları altındaki müslüman tebaanın da sakınmasını te’min etmişlerdi
Onlar “nâhoş” kâfirleri “hoş” görecek kadar ahmak ve basîretsiz değildi
İslâm ahkâmına bağlı oldukları için
onları “hoş” görmek yâhut bir hiç uğruna onların hüküm ve “kriter”lerine boyun eğmek şöyle dursun; onların bulundukları yerde pişirilen aştan ve kullandıkları eşyâdan tiksinecek kadar sağlam ve güçlü bir îmâna sâhiplerdi
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul