Yalnız Mesajı Göster

Kırk Köse İle Bir Köse Masalı

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırk Köse İle Bir Köse Masalı



Köseler kahve içmeye girmişler Köse karısına seslenmiş:

“Hanım bize kırk kahve pişir kırkı da şekersiz olsun” Karısı:

“Pişirmem” demiş Köse:

“Pişireceksin” demiş Karısı:

“Pişirmem” demiş

Köse demiş pişireceksin, karısı demiş pişirmem başlamışlar böylece dövüşmeye Köse en sonunda dayanamamış, çıkardığı bıçağı karısının boğazına saplamış Kadın:

“Of anam” demiş, “kanlar içinde yere yuvarlanmış

Köseler korkup telaşlanmışlar:

“Hay köse neden yaptın canım Kahve içmemiz şart değildi ya…” Köse,
“sakın korkmayın” demiş Şimdi ben onu diriltmesini bilirim Siz bilmezsiniz kedi gibi yedi canlıdır o Günde beş on kere ölür, yine dirilir” Kırk köseler meraklanmışlar Hadi bakalım dirilt de görelim demişler Köse:

“ Nah işte böyle” demiş ve cebinden bir düdük çıkarak öttürmüş

Düdük öter ötmez karısı ayağa fırlamış!

Köseler:

“Bize sat bu düdüğü bize sat demişler

Köse:

“Parayı veren düdüğü çalar” demiş; birer altına birer düdük satmış
Kırk köselerin kırkı da kösenin bu ikinci oyununa kanarak hiç yoktan karılarıyla kavga edip öldürmüşler Ölen insan düdük değil top patlasa yine uyanmaz Köseler de bir düdüğün hatırına karılarından olmuşlar Ötürmüşler, ötürmüşler düdüğü, diriltememişler karılarını,
“Vay” demişler, “köse bunu da bize etti ha öyle mi?”

Kalkmışlar, Köseyi öldürmeye Ama Köse bilmiş başına gelecekleri Ayağında çarık, omzunda heybe çıkıp gitmiş bilinmez ülkelere Gide gide gitmiş, deniz kenarında bir çobana rastgelmiş, bakmış, çoban düşünceli

“Ne var hemşerim demiş ne düşünüp durursun?” Çoban:
“Ah keşki öyle olsaydı” demiş Beni padişahın kızıyla everecekler; ben fakir bir çobanım, Padişah kızıyla evlenemem ki?”

- Bundan kolay ne var hemşerim, demiş Köse Madem evlenmek istemiyorsun evlenme

“Peki, iyi söyledin, hoş söyledin, ama bu sürüyü ne yapayım?”

“Düşündüğün şeye bak? Ben varım ya canım Hem ne olur sanki sen gelinceye kadar ben bakıveririm sürüye

Çoban akıl akıldan; el elden üstündür diyerek koyunlarını Köseye bırakarak gitmiş, gideceği yere!

Köse ağzı kulaklarında güle oynaya şarkı türkü söyleye evin yolunu tutmuş Giderken Kırk köseler çıka gelmişler karşısına Hemen yakasına yapışıp:

“Seni öldüreceğiz,” demişler

“Durun sersemler durun,” demiş Köse Şu sürüye bakın? İsterseniz sizlerin de olabilir böyle sürü?

Köseler yine telaşlanıp;

“Bize de bul; bize de bul demişler Nerden buldun, nasıl buldun? Köse:

“Aha” demiş “şu denizin dibinden

Köse, Kırk Kösenin kırk ayağına kırk büyük taş bağlayıp:

“Haydi, bakalım demiş; kendinizi gösterin? Kim daha çabuk, kim daha önden girerse, en çok onun sürüsü olur

Köseler birbirleriyle yarış mı kavga mı ne dersiniz deyin denize girip ses vermez yerlere gitmişler Onlar da karılarının gittiği öteki dünyada sen ben kavgasına katılmışlar Bir daha da bu yeryüzüne dönmemişler
Metre sakallı, kat kat akıllı Köse kırk köselerin hesabını görüp evine döndüğünde şöyle rahatça bir nefes almış

Alıntı Yaparak Cevapla