Konu
:
31 Mart Olayını Hazırlayan Olaylar
Yalnız Mesajı Göster
31 Mart Olayını Hazırlayan Olaylar
11-25-2012
#
4
Prof. Dr. Sinsi
31 Mart Olayını Hazırlayan Olaylar
Basında Ayaklanmaya Karşı İlk Eleştiriler :
Bu dönüşün en belirgin örneği
İkdam
’dı
“En Büyük Tehlike Nedir?” başlığını taşıyan imzasız başyazısı
Şeriate bağlılığı ve “asker kardeşlerimizin” o yoldaki meşru emellerini “takdir ve tecbil” ettikten sonra
dört gündür memleketin büyük tehlikeler geçirdiğini ve geçirmekte olduğunu “itiraf” ediyordu
Zira Avrupalılar
hatta Anadolu bile
Meşrutiyetin varlığını şüpheli görüyordu
Benzer bir değişiklik askerlere karşı tutumda göze çarpıyordu
İkdam
“asker kardeşlerimize” yazısında subaylar hakkında yazılmış şikayet mektuplarını basmayacağını a
ıklıyor ve bu mektupların temsil ettiği tutumun ele güne ayıp olduğunu anlatıyordu
Öte yandan
Harbiyeli subaylara karşı yakınlık ve sevgi gösteren
askerlerce yazılmış iki mektup yayımlanıyordu
Vahdeti’nin
Volkan
’da yazdığı “Öteberi” yazısında İttihat ve Terakki’den çalışan yirmi beş otuz kişi diye yakınılıyordu
Sonra da 31 Marttan önceki sayılarda işlenmiş bir aaa ileri sürülüyordu: aslında 31 Mart olayı Enverlerin
Niyazilerin inkılabıdır
Bunun çevresinde elbirliği etmek gerekir
Askerlerinde subaylarla uğraşmaması öğütleniyprdu
Mizan
’da ise askerin mektepli subay istemediği iddiasının “bühtan” olduğu gibi garip bir görüş ileri sürülüyordu
Bundan b
aşk
a bir de not göze çarpıyor
Mebusan
Babıali
Matbuat Cemiyeti
ya da
Takvim-i Vekayi
ile ilan olunmayan haberlere kulak asılmaması isteniyordu
The Times
’ıno gün çıkan baş yazısı yine Tevfik ile Nazım Paşa’yı
ve üçüncü gün Cemiyet-i İlmiye’nin çıkardığı bildiriden dolayı
ulemayı övdükten sonra
Hareket Ordusu’nun gerçekliğine inanmamaya çabalıyordu
Gazetenin İstanbul muhabirlerine göre
resmi çevreler Hareket Ordusu’nu “blöf” olarak kabul etmekteydiler
Hareket Ordusu Kumandanı Hüseyin Hüsnü Paşanın Bildirisi
Basın : İkdam
’da o gün hala yatıştırma ve yumuşatma tutumu devam ediyordu
Zira
gazete hazırlanırken İzzet Paşa heyeti Hareket Ordusu ile görüşmelerde bulunmak üzere İstanbul’dan henüz ayrılmamış
ya da yeni ayrılmıştı
Bu heyetin Hareket Ordusunu İstanbul’a girmemeye ikna etmesi beklenebilirdi
Aynı gazetede “Sultanzade Sabahattin Beyefendinin” “Asker Kardeşler!” diye başlayan açık mektubu yer alıyordu
Prens
“Yaşasın Şeriat” diyordu
Volkan’ın 14 Nisan 1909 tarihli sayısında “Halife-i İslam Abdülhamit Han Hazretlerine Açık Mektup” yazısına karşı çıkarılmış olan Cemiyet-i İlmiye bildirisine cevap vardı
Vahdeti
böyle buhranlı bir zamanda yanlışlara türlü anlamlar verenlere cidden teessüf ediyor
açık mektubun o günün yarattığı ş
aşk
ınlığa bağlanmasını istiyordu
Öte yandan
Vahdeti “Volkancılıktan” vazgeçmiş değildi; hatta iki gündür takındığı
yumuşak sayılabilecek tutumun tam tersine bir gelişme vardı
Vahdeti’nin sertliği
umutsuzluğunun sonucu olan bir meydan okuma diye de yorumlanabilir
Oysa
Mizan
’da Murat savunma halindeydi
Kendisinin hiçbir heyet
kimse
makamla hiçbir “münasebet ve muamelesi” yoktu
31 Mart günü saat 8
15’de köprü üzerine çıkmadan önce
olaydan “zerre kadar” bilgisi yoktu
Hüsnü Paşa’nın Bildirisi :
Hareket Ordusu
kumandanı Hüseyin Hüsnü Paşa’nın ağzıyla resmen konuştu
İstanbul halkına yazılan beyannameye göre 31 Mart ayaklanmasının amacı istibdada dönmekti
Yapanlar ise o düzende çıkarı olan bazı alçaklardı
Millet
Şeriat ve mutluluğun sağlayıcısı olan Kanun-u Esasi’nin ayaklar altına alınmak istendiğini görerek
ayaklanmanın asıl sorumlularını cezalandırmak üzere İstanbul’a yürümüştü
: Hareket Ordusu milletin yolladığı ilk yürütme gücüydü
Hareket ordusunun amacı
Meşrutiyeti güçlendirmek ve “vatan ve millet hainlerine son ve kat’i bir ders-i intibah vermek”ti
Mazlum ahalinin
tarafsız askerlerin
saygıdeğer ulemanın mebuslar
elçiler ve yabancıların korkmamaları gerekiyordu
Ama ayaklanmaların failleri
kışkırtıcılar ve yardımcıları hesap vermeye çağrılacaklardı
Bu sonuncular arasında hafiye ve çıkarcılar da vardı
Tabii Paşa’nın vekiller heyetini Meclisçe seçilmiş sanması
henüz Kanun-u Esasi’yi iyi inceleyemediğini gösteriyor
Ayrıca Meclis
henüz kabineye güven oyu da vermiş değildi
Bütün İttihatçı çevreler İstanbul’a
Meşrutiyete aykırı kurulduğunu iddia ettikleri kabineyi tanımadıklarını bildiren telgraflar yağdırırlarken
Paşa’nın bu işten hiç haberli görünmemesi garipti
Ama belki de asıl önemli sayılacak nokta
ayrı ayrı maddeler halinde
suçsuz olanlara teminat verildiği halde
bu arada Padişahın hiç sözünün geçmemesiydi
Padişaha teminat verilmediği gibi
bütün beyannamede kendisi hiç anılmıyordu
Hüseyin Hüsnü Paşa’nın bir de Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetine bir telgrafı vardı
Buna göre istibdatçı ve çıkarcıların “iblisane” telkinlerine kapılan Hassa Ordusu ile
Bahriye ve Tophane askerinin ayaklanması altı yüz senelik lekesiz Osmanlı Ordusuna büyük leke sürmüştü
İşte bu leaaai temizlemek için gelen Hareket Ordusu
Meşrutiyeti pekiştirecek ve hafiyelerle çıkarcıların cezasını verecekti
Böylece İttihatçı olmayan İstanbul çevrelerinin korktukları başlarına geldi
Zaten Hareket Ordusunu yumuşatma
ya da vazgeçirme çabaları yetkisiz temsilciler karşısında herhangi kesin bir sonuca ulaşmamıştı
Şimdi ise Hareket Ordusu en yetkili ağzı ile konuşuyordu ve aldığı tavır sert
kararlı
öç alıcı idi
Padişah konusundaki sessiz tutum ise özellikle tehdit ediciydi
Babıali’nin Hareket Ordusunun Kayıtsız Şartsız İstanbul’a Girmesini Kabulden Kaçınması ve Abdülhamide Karşı Kampanyanın Şiddetlenmesi
Basın : İkdam
gazetesinde ilgi çekici bir yazı gazete sahibi Ahmet Cevdet’in “Ati-i Vatan” adını taşıyan kısa bir yazısıydı
Buna göre
vatanın geleceği birlik ve yürekten anlaşmaya bağlıydı
Yoksa ayrılık ve çatışma yoluna gidilirse vatan mahvolurdu
Genellikle adeti olmadığı halde o gün imzalı yazı yazması
yurtseverce düşüncelere sahip olduğunu göstermek istediğinin sonucu olarak yorumlanabilir
Abdülhamit’e Karşı Kampanya :
Kabinenin aldığı bir kararla
Edirne’deki Ziraat Bankası şubesinde bulunan ve “cihet-i askeriye” tarafınsan istenen 4000 liranın verilmesine müsaade edildi
Bundan b
aşk
a
yeni çıkmaya başlamış olan
Hilal
gazetesinin o günkü sayısının toplattırılmasına
gazetenin kapatılmasına ve sahibi aleyhinde soruşturma açılmasına karar verildi
Söz konusu gazetede “Şurut-u Hilafet” başlıklı
Abdülhamit’in aleyhinde pek şiddetli bir yazı çıkmıştı
Bunda
Abdülhamit’in zalim olduğu
onun için halife olamayacağı
Şer’i bir çok kanıtlara dayanılarak ileri sürülüyordu
Oysa yalnız
Hilal
değil
b
aşk
a gazeteler de ve bu arada başta La Turquie olmak üzere
Abdülhamit’le ilgili birçok olağanüstü haber ve yorumlarla doluydu
C
Yeşilköy’de Kurulan Milli Meclis
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul