Konu
:
Milli Mücadele Yıllarında Nazilli
Yalnız Mesajı Göster
Milli Mücadele Yıllarında Nazilli
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Milli Mücadele Yıllarında Nazilli
Yunan işgal kuvvetlerince 27 Mayıs 1919 günü Aydın işgal edildikten sonra
Aydın’da yerleşimlerini tamamlayıp kendilerini güven içinde hissettikten sonra
bir taburluk kuvvetlerini trenle yola çıkararak UMURLU - KÖŞK- SULTANHİSAR – ATÇA sonunda NAZİLLİ’ yi 4 Haziran 1919 da işgal etmişlerdir
Nazilli’de görevli bulunan Jandarma Bölük Komutanı ( Arap ) Yüzbaşı Nuri ve Teğmen Lütfi Efendi
Yunan askerleri ve yerli Rumların güvenlik işlerinin kendileri tarafından yapılacağını söylemeleri üzerine
yanlarına jandarmaları da alarak Yenipazar’a geçmişler ve görevlerini orada devam etmeye başlamışlardır
16 Haziran 1919 gecesi
Sultanhisar Malgaç Çayı köprübaşı Yörük Ali Efe müfrezesi tarafından basılınca
bir taburluk işgalci Yunan kuvvetleri 19 / 20 Haziran 1919 gecesi
Yerli Rumlara dahi haber vermeksizin gizlice Aydın’a doğru kaçmaya başlamışlardır
Nazilli ilk işgalde 15 gün esarette yaşamıştır
Yunan işgal kuvvetleri
Nazilli’den kaçıp giderlerken Nazilli halkından “
Emekli Binbaşı Kenan
Hafız Mehmet
Hacı Mahmut ve tahsil memuru Ali Rıza Beylerle birlikte 40 kişiyi
ayrıca Atça’dan 15 kişi ve Sultanhisar’dan 5 kişiyi yanlarında götürmüşlerdir
Bunların Yörük Ali Efe’nin Malgaç baskınını sırasında yardımcı olduğu efelerle birlik oldukları gerekçesi ile yanlarına alarak götürmüşler ve Köşk civarında bunları şehit etmişlerdir
Bunların içerisinde bulunan Emekli Binbaşı Kenan
yaralı iken ölmüş gibi yaparak hayatta kalmayı başarabilmiştir
”
Yörük Ali Efe’nin 60 kişilik müfrezesi
İsabeyli’den Sinekçiler Köyüne baskın sonrası gitmiş bulunduklarından Yunan işgal kuvvetinin çekildiğini öğrenince
Nazilli bu kez Yörük Ali Efe’nin baskınına uğramıştır
Bu baskında
Yunan kuvvetlerine yardımcılık yapan
Malgaç baskınında parasal ve silah yardımında bulundular diyerek ihbar edenleri bu kez
Yörük Ali Efe tarafından sekiz yerli Rum öldürüldüler ve asıldılar
Yörük Ali Efe
Nazilli’den ayrılınca
Nazilli’de açlık
sefalet ve soygunlar başladı
57
Tümen Kumandanı Albay Şefik talimatıyla
Sarayköy’de bulunan 175
Alay 3
tabur askerleri ile birlikte Ödemişli DENİZLİ POLİS KOMİSERİ HAMDİ BEY Nazilli’ye girerek önce asayişi temin etmiş
Gasp edilen eşyaları toplamış
sahiplerine iade ederek Denizli’den gıda- ekmek ve yiyeceği trenler dolusu Nazilli’ye getirtmiştir
Nazilli’ye ilk yardıma koşan Denizli halkıdır
22 Haziran 1919 tarihinde yaşananları Nazilli unutmamalıdır
Aydın
Yunan işgalinden 30 Haziran 1919 da kurtarılmıştı
Bu kurtuluş sadece 3 gün sürdü
3 Temmuz 1919 da Yunan kuvvetleri kuzey ve doğu cephesinde büyük kuvvetlerle taarruz ettiklerinde
Ödemiş üzerinden tekrar Nazilli’yi zapt etmek için taarruz ettiler
“ Bıçakçılar –Beşağaç ” sırtlarında Nazilli’yi savunmaya çalışan ve Nazilli’ye sokmayan Demirci Mehmet Efe’nin en güvendiği arkadaşlarından olan Sökeli Ali Efe’nin zeybekleri ve onların yanında bulunan gönüllülerdir
9 Ağustos 1919 da
Kuvvei Milliye kumandanı Binbaşı Hacı Şükrü
Aydın / Dalama’da
Yörük Ali Efe ile Demirci Mehmet Efe’yi barıştırmış olduğunu 57
Tümen kumandanı Albay Şefik’e çektiği telgrafta sevincini bildirmekte Galip Hoca’nın ( Celal Bayar ) selamlarını saygılarını iletmektedir
Ayrıca
Nazilli Kaymakamının Kuvvei Milliye aleyhinde İstanbul’a yazı yazmaması yönünde Nazillili Hoca SÜLEYMAN EFENDİ marifetiyle nasihat ettirdiğini bildirmiştir
Bu aylarda Nazilli ve civarı işgal altında değildir
Milli ve nizami kuvvetler için gerekli bulunan ayakkabı ve elbiseler için Nazilli’de kundura imalathanesi ile terzihane meydana getirilmiştir
Nazilli Heyeti Merkeziye emrinde devamlı olarak çalışmış ve tüm ihtiyaçlar giderilmiştir
Bu davranışlar Nazilli’nin başarı hanesine yazılı olan bir delildir
Ayrıca
Köşk – Eğridir arasında bulunan demiryolu işletmesi de Nazilli’den yönetiliyordu
Nazilli emrinde yedi lokomotif ile muhtelif cinste 260 vagon bulunmakta idi
İşletmenin başında İzmirli Eşref Bey bulunuyordu
Trenlerde çalışanlar Ermeni ve Rum olduğundan Haziran 1920 den sonra tüm işçi ve memurlar değiştirilerek yerlerine Türk’ler yerleştirildi
Ayni dönemde
Nazilli’de bir hastane açıldı
Nazilli Hükümet Tabibi Rifat Bey başhekim olarak görevlendirildi
Hastane binaları gittikçe çoğaltıldığı gibi
Ömer Lütfi
Lebib Bey
operatör Burhanettin Bey gayretli ve çalışkan doktorları idi
Nazilli Heyeti Milliyesi ve yardımdan çekinmediği Kuva-yı Milliyesi İstanbul Hükümetinin dikkatini çekmişti
Bu nedenle Dahiliye Nazırı Ali Kemal mutasarrıfa çektiği şifrelerde Milli mücadele ve Kuva-yi Milliye için çalışanların cezalandırılmasını istiyordu
Bu sıralarda Nazilli’de yaşamakta olan yerli Rum’lar İşgalci kuvvetleri yönlendiren İngiliz- İtalyan- Fransız ve Amerika devlet mümessillerine bir muhtıra sundular
“ Memleketimizde İslam ve Hıristiyanların
gerek insanca ve gerek maddeten uğradıkları büyük zayiat ile şahit olduğumuz facia ve trajedi geri kaçan Yunan Ordularını SORUMLU BULUYORUZ
Bu olayları bir an önce sonlandırmak ricat halinde bulunan Yunan Ordularının bu münasebetsizliklerine mani olmak için gerek mümessilleriniz ve gerek hükümetiniz nezdinde gerekli çalışmalarda bulunulmasını
hem cemaatımız namına hem de İNSANİYET VE MEDENİYET namına rica ve istirham ederiz
”
Nazilli Rum Horası
Nazilli gibi işgalden kurtarılmış bölgelerimizde
İngiliz casusları cirit atmaktadır
Yunan Ordusunu işgal kuvveti olarak önce gönderenler bu kez Yunan’ın yaptığı mezalimler karşısında İngiliz himayesine girip girmeyeceğimiz araştırılmaktadır
Kötülüğü gösterip kötünün iyisini aramamız istenmektedir
Galip hoca ( Celal Bayar ) anılarında
“… Köşk’te Teğmen Şefik ve Aydın’lı Ferit Bey ile oturup konuştuğumuz bir sırada Nazilli’den Demirci Mehmet Efe’nin gönderdiği üç zeybek yanlarına geldiğinde
‘ Ben Nazilli’den geliyorum
Bu gece bir İngiliz subayı kasabaya geldi
Onunla görüşmek lazım geliyormuş
Seni istiyorlar hemen yola çıkacağız
dedi ‘ Atlarımıza atladık
Köşk’ten Nazilli’ye doğru sürâtlica gittik
Nazilli’de ( Tüccar Mustafa Nazlı’nın babası ) Ali Haydar Beyin evine geldik
Beni doğruca bir odaya aldılar
Odada Nazilli’den iki zat ve ev sahibi Ali Haydar Bey ve Akhisar İngiliz askeri kontrol subayı ile tercüman Hamit Bey ( Mahmut Esat Bozkurt’un kayın biraderi ) bulunmaktadır
İngiliz
- Siz kumandan mısınız ?
- Hayır
kumandan cephede görevi başında ( Demirci Mehmet Efe ) Arzunuzu öğrenmek için beni görevlendirdi
Niçin geldiniz
- Cephenizi görmek istiyorum Esas kuvvetleriniz hakkında bilgi edinmek istiyorum
- Bölgemizde
silahlı olan ve silahlandırılan ne kadar Türk varsa bunlar bizim kuvvetimizi teşkil etmektedir
- Yunanlılar memleketinizde istenmiyor
Bunlardan b
aşk
asını
mesela İngilizleri kabul etmez misiniz ?
- Biz esir olmak mı istiyoruz ki bize daha güzel renkli efendiden bahsediyorsunuz ?
- Siz kurmay mısınız ?
- Hayır ! halktan gönüllü
sade bir vatandaş…
Bu konuşmalarımı
Köşk’e dönüşümde
Demirci Mehmet Efe’ye anlattığımda
Efe pek aaaiflendi ve
- Ulan…
O Yunan dostu gavurun cephede işi ne ? İyi etmişsin
Dedi ”
Nazilli’de yaşanan bu olay kısa süre içerisinde pek çok kişinin öğrenmesini sağlamıştır
Medrese tahsili yapmış bulunan Nazillili Hacı Süleyman Efendi ( Meşrutiyetin ilanında mebus seçilmiş ve İttihat Terakki Cemiyetine girmişti
İkinci dönemde seçilmedi
1
BMM İzmir Mebusu olarak seçilmekle
hem İstanbul’da hem de Ankara’da görev yaptı ) Galip Hoca’nın cephede bulunmasından ve Demirci Mehmet Efe’ye yardımlarından dolayı Aydın’lı Ferit Bey ( Esen ) ile bir mintan hediye ederek Köşk’e göndermiştir
Karşılaştıklarında ;
- Ben Hicaz’a giderken
Mısır’da İngiliz idaresini gördüm
Fevkalade idi
İnsanlara
“ müşfik ” muamele ediyorlardı
Hem siz
subay ile doğru ve kaideye uygun Fransızca konuşmuşsunuz
Bu nasıl olurdu ?
Hacı Süleyman Efendi
Galip Hoca’nın yaptığı konuşma nedeniyle İngiliz subayı tarafından gerçek kişinin Celal Bayar olduğu anlaşılmış olmasından endişesini belirtmiştir
Hacı Süleyman Efendi
Demirci Mehmet Efe ile senli- benli konuşanlarındandır
Hatta Efe’ye Mehmet diye hitap ettiği söylenir
Demirci Mehmet Efe’yi dağdan indirmede en büyük rolü oynayanda Nazillili Hacı Süleyman Efendidir
Sadi Borak’ın eserinin 79
sayfasında bu konu ile ilgili olarak Demirci Mehmet Efe ;
“… Vaziyet çok karışıktı
Hem Yunanla çatışmayı göze almak hem de Hükümete güvenmek gerekiyordu
OĞLUNU GÖNDERSİN
YANIMDA REHİN KALSIN BANA BİR KÖTÜLÜK OLURSA ÖLDÜ BİLSİN haberin saldım
Ben cevap beklerken bir de baktım ki iki gün sonra genç oğlu RAGIP ( BİLGEN ) çıktı geldi
Çokta faydalı oldu
Ben de anladım ki memleket öz evlatlarını feda etmenin eşiğinde
İNSANLIĞIMDAN UTANMAMAK İÇİN SİLAHI KAFİRE ÇEVİRDİM
”
Bu günün Nazilli halkı
niçin ayni önemde değerlendirmiyor ve anmıyorsunuz ?
Demirci Mehmet Efe insanlığından utanmamak için dağdan inmiş
Nazilli halkı insanlığından utanmamak için ne yapmalısınız takdir sizlerin
!
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul