Konu
:
Büyük Hun Devleti Ve Türk Mitolojisi Mete:
Yalnız Mesajı Göster
Büyük Hun Devleti Ve Türk Mitolojisi Mete:
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Büyük Hun Devleti Ve Türk Mitolojisi Mete:
Türkler tarihte en zengin mitoloji kaynaklarına sahip olan milletlerden biridir
Peki ama mit ve mitoloji nedir? İnsanlar tarafından kutsal kabul edilen
ilkel insanın dünyayı ve kendisini anlamlandırmak için sorduğu “neden” ve “nasıl” sorularının cevabını içeren metinlere mit veya efsane denir
Almanların büyük ansiklopedilerinden olan Brockhaus’a göre “Tarihte adı geçmeyen
artık unutulmuş büyük kahramanlara ait efsaneler
mitolojinin kadrosuna girer
” Tarihte yaşadıklarını bildiğimiz kişilere ait anlatılar ise destandır
Bu Oğuz Kağan Destanı’nın aslında bir destan değil efsane (mit) olduğunu açıkça göstermektedir
Türk efsaneleri için başlıca iki kaynak gösterilmektedir
a
Tarihte geçen ve özel olarak eskiden yazılmış Türk efsaneleri
b
Halk ağzında derlenmiş efsaneler
BÜYÜK HUN DEVLETİ ve TÜRK MİTOLOJİSİ
METE:
Mete tarih sahnesine çıkana kadar Çin kendinden b
aşk
a hiçbir güç tanımıyordu
Bu durum Mete’nin ortaya çıkışıyla bozulmuş
Çinliler dikkatlerini ortaya çıkan bu ve buna benzer pek çok güce yöneltmiştir
Bu yöneliş bugün bizim kendi tarihimizi öğrenmemizde en önemli amildir
Mete’nin gençliği sırasında Büyük Hun Devleti Çin için büyük bir sorun teşkil etmediğinden onun gençliği hakkındaki bilgiler hikaye ve masal üslubu ile yazılmıştır
Mete’nin Çin akınları başlayınca üslup birdenbire değişir ve meşhur Çin tarihi ortaya çıkar
Hun devleti Tanrı dağlarının doğu ucundan başlayıp batıya uzanan bir devlettir
Güney batısında Yüe-çi’ler; doğusunda da Tung-hu’lar yani Tunguzlar yaşıyordu
İmparatorluk kurulduktan sonra kutsal kabul edilen Ötüken b
aşk
ent yapılmıştır
Mete ve babasının isimleri Türk tarihinin kurucusu Fransız Joseph De Guignes tarafından Mei-dei ve T’ou-man şeklinde okunmuştur; hâlbuki Mete’nin gerçek ismi Bak-tut yani Bahadır’dan; Touman da Tuman yani Duman’dan b
aşk
a bir şey değildir
TÜRKLERİN KURTTAN TÜREYİŞİYLE İLGİLİ EFSANELER
1) KURTTAN TÜREYİŞ EFSANESİNİN ORTA ASYA’DA İLK GÖRÜNÜŞÜ
Yüe-çi’ler Mete tarafından mağlup edilince Batı Türkistan’a gitmişlerdir
Wu-sun’lar da onların boş bıraktığı Tanrı dağları bölgesine yerleşmişlerdir
Hun hükümdarı Wu-sun üzerine yürümüş kralını öldürmüş ancak çok küçük olduğu için oğluna kıyamamıştır
Onun çöle atılmasını istemiş insanların yardımı olamadan yaşayıp yaşayamayacağına bakmıştır
Kısa bir süre sonra gökyüzünde bir karga peyda olmuş ve çocuğa et getirmiştir
Hemen akabinde bir kurt gelmiş ve çocuğu emzirmiştir
Hun imparatoru bunu görünce çocuğun kutsal olduğunu anlayıp yanına almış onu eğitmiştir
Çocuk büyünce bir kahraman olmuş imparator da babasının eski devletini ona vermiştir
Bu efsaneyle ota Asya’daki ilk kurt motifini görmekteyiz
2) KAO-ÇI’LARIN ERKEKE KURTTAN TÜREYİŞİ EFSANESİ
Çin’in doğusunda kurulan Juan-Juan Devleti’yle batıdaki Ak Hunlar arasında muvazeneyi sağlayarak hayatlarını idame ettiren Türk kavimlerine Kao-çı denilmekteydi
Kao-çı’lar Orhun nehrinden başlayıp Güney Rusya’da Volga nehrine kadar uzanan büyük bir kavimler topluluğudur
Sonradan Uygur ve Göktürk devletini kuracak olan Kao-çı’ların kurttan türeyiş efsanesi şu şekildedir
Kao-çı kağanın çok akıllı bir (bazı kaynaklarda üç) kızı varmış
Kağan kızlarının çok akıllı olmasından dolayı onların insanlarla evlenemeyeceğini ancak tanrılarla evlenebileceklerini düşünmüş
Bu sebeple kızlarını yüksek bir tepeye götürüp bırakmış
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen tanrılar gelmemiş
Bir gün ihtiyar bir kurt tepenin etrafında dolaşmaya başlamış küçük kız bunu görünce onun tanrı olduğunu ve onunla evleneceğini söyleyerek yanına gitmiş
Böylece Kao-çı halkı bu evlilikten türemişler
3) GÖKTÜRKLERİN KURTTAN TÜREYİŞ EFSANELERİ
Göktürklerin Birinci Efsaneleri: Göktürkler Lin adında bir memleketin askerleri tarafından mağlup edilirler
Bütün halkı öldüren askerler sadece on yaşındaki bir çocuğa acırlar ve onun ellerini ayaklarını kesip otların içine atarlar
Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda olur onu esleyip büyütür
sonra evlenir
Lin askerleri bu çocuğun yaşadığını öğrendiklerinde onu öldürmek için geri gelirler
Askerler kurtla çocuğu yan yana görünce önce kurdu öldürmek isterler
Kurt bunu görünce hemen kaçar ve bir mağaraya girerek burada on çocuk doğurur
Göktürkler de bu on çocuktan bir olan A-şi-na’nın soyundan gelir
Bu efsanede görülen mağara son derece dikkat çekicidir
Türklerin kutsal mağaraları olduğunu bu mağaraya saygı gösterdiklerini Çin kaynaklarından öğrenmekteyiz
Göktürk kağanı da senenin belli zamanlarında bu mağaraya giderek kurban sunup
saygı duruşunda bulunurmuş
Göktürklerin İkinci Efsaneleri: bu efsaneyle birinci efsane arasındaki tek farklılık bunda yer adlarının bulunmasıdır ki bu da ikinci efsanenin daha orijinal olduğunu göstermektedir
Göktürklerin Üçüncü Efsaneleri: 18 kardeş varmış bulardan en küçükleri bir kurttan doğmuş
Diğer on yedi kardeş çok akıllı olamadıkları için devletleri çok kısa sürede yıkılmış
Adı İ-ci Ni-su-tu olan en küçük kardeş yağmur yağdırmak
rüzgar estirmek gibi olağan üstü güçlere sahipti
O
yaz ve kış tanrılarının kızlarıyla evliydi
Onun dört çocuğu oldu
En büyünün adı Türk’tü
Onun on karısı vardı
Bu on kadından olan çocuklar içlerinden birinin b
aşk
an olmasını istediler
Ağaca doğru en yükseğe zıplayan b
aşk
an olacaktı
Aşina’nı oğlu en küçük olmasına rağmen en yükseğe sıçrayarak b
aşk
an oldu
Göktürkler de onun soyundan gelmektedir
Bu efsane halk masalları karışmış bir efsanedir
Bu efsanede dikkat çeken birinci husus soyların kadından türemesidir ki Türk efsanelerinde soylar erkekten türer
İkicisi de küçük ocuğun b
aşk
an olmasıdır
Türk töresine göre babanın tahtına büyük oğul çıkar; ancak halk töresine göre küçük çocuk büyüğe göre daha önemlidir
Bunlar efsanenin halk destanı niteliğini göstermektedir
TÜRK MİTOLOJİSİNDE TOTEMİZM İZLERİ
Aorta Asya halkları ve dolayısıyla Türkler bazı hayvanları ve kuşları kutsal sayarak onları kendilerine sembol edinmişlerdir
Oğuz Destanlarına göre her boyun bir kuş sembolü vardır
Bu semboller için Moğol tarihçisi Reşideddin Ongon tabirini kullanmıştır
Bu sözün Türkçedeki karşılığı ise “töz”dür
Bu ongon veya töz denen şeyler hayvan ya da insan şeklinde yapılmış putlardır
Taş
ağaç
toprak
demir gibi maddelerden yapılan bu heykellere saçılar saçılıp aileyi
boyu veya soyu koruması istenirdi
Orta Asya ve Sibirya inanışlarına göre bu ongonlar insanlara iyilik verdikleri kadar kötülük de verebilirdi
Bu yüzden şaman karada
denizde ve havada yaşayan hayvanların şekillerini ve kemiklerini bir araya getirerek onlardan yardım ister
Gece yarısı başlayan bu törende şaman kurt derilerini sol yanına
türlü balık cinsleri
yılanlar ve bir ayı postunu da Sağ yanına alırdı
Oğuz boyları da kendi armalarına ongon veya töz demiş olmakla birlikte onların bu hayvanlara yemekler sunup saçılar saçtıklarıyla ilgili elimizde herhangi bir kayıt bulunmamaktadır
Bu bakımdan Türklerde asıl totemizmin izleri Şamanlarda özellikle de onların elbiselerinde görülür
Şamanlar üzerlerine “hayvan ata”yı temsil eden bir elbise giyerlerdi
Bu elbise şamanın kendini insani unsurlardan soyutladığını göstermesi açısından çıplak vücuda giyilir
Şaman elbiselerinde baş süslerinde ayak süslerine kadar her şey hayvan atadan bir iz taşırdı
Bu süsler hayvanın derilerinden veya kemiklerinden yapılırdı
TÜRKLERDE KURTLA İLGİLİ İNANIŞLAR
Kurt Türk mitolojisinin en önemli sembolüdür
Ona bu kadar büyük önem atfedilmesi onun eski çağlarda totem olma ihtimalini akla getirmektedir
Sibirya’da ongon ya da töz olarak kabul edilen hayvanların derisi yüzülüp içi doldurulurdu; Altay dağlarında hun kurganlarına bakıldığında derileri yüzülmüş kurtlar görülmekle birlikte içi doldurulmuş kurda rastlanılmamıştır
Bu da bize daha milattan önce ikinci yüz yılda kurdun totem hüviyetini yitirdiğini göstermektedir
Göktürkler dönemine baktığımızdaysa kurdun totemden ziyade sembol olduğunu görürüz
Bunun en güzel örneği ona tapmak yerine bayraklarının başına kurt heykeli koymalarıdır
Bu kurt başlı sancaklar Göktürk devleti yıkıldıktan sonra da unutulmamış
Çin imparatorları Türklere kağanlık verecekleri zaman bir davulla kurt başlı bayrak vermişlerdir
Bu Çinlilerin Türkleri artık ne kadar iyi tanıdığını da göstermesi bakımından önemlidir
Kurt motifi Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra dahi devam etmiş ve Süryani tarihçisi Mikail Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya köpeğe benzeyen bir hayvanın arkasından girdiğini söylemiştir
Selçuk hükümdarının Osman Gazi’ye tuğ ve davul vermesi de bu eski geleneğin devam ettiğini göstermektedir
Türkler sembolleri olan kurda “kök böri” yani gök kurt demişlerdir
Bu ifadeyi Gök Tanrı inancına dayandırabiliriz
Gök mavinin yani gökyüzünün rengi olmakla beraber tanrının da rengidir yani kutsal bir renktir
Bir adın önüne “gök” ifadesinin getirilmesi onun kutsal olanla tanrıyla arasında bir bağlantı kurulmak istenmesinden ileri gelir
Manas’ın oğluna ad vermek için otaya çıkan Hızır’a “gök sakallı” denmesi
yine Manas’ta saygı ifadesi olarak “gök böri sultanım ifadesinin geçmesi bunun en güzel örneklerindendir
Türklerde ayrıca sürüsünü koruyan
en önde giden kurda gök yeleli kurt; koyun ve keçi sürülerini idare eden tekelere de gök teke; sahibine sadık
onu birçok felaketten kurtaran köpeklere de gök kuyruklu köpek denirdi
Bu örnekler bize gök renginin koruyuculuğu yani tanrısal vasfını göstermesi bakımından son derece önemlidir
Türk mitolojisinde yaygın olan inanış Türklerin kurttan türediğiyle ilgilidir
Başlangıçta bazı efsanelerde kurt-ata bazılarındaysa kurt-ana görülmekteydi
Zaman geçtikçe özellikle büyük devletler kuran Orta Asya kavimleri
kurt-ata motifinin yerine kurt-ana motifini kullanmışlardır
Bununla birlikte Kamçatka’lılar
Moğollar gibi iptidai toplumlarda kut-ata motifi devam ede gelmiştir
Kurt insanların hayatında öylesine önemli bir yere sahip olmuş ki “kurt komşusunu talamaz”
“böri koşnısın yemez” ve cesur kimseleri belirtmek için “kurda varan “ gibi atasözleri ortaya çıkmıştır
Yakut Şamanlarına baktığımızda en kötü hayvanlar kurtla köpektir
En yüksek ruha sahip hayvansa kartaldır
Bu bize içtimai seviye yükseldikçe Türklerin kurt
köpek gibi hayvanları unutup yerine uçabilen ve av avlayan yırtıcı kuşları getirdiklerini göstermektedir
Kurda bütün bunlarla yetinilmeyip bazı astronomik anlamlar da yüklenmiştir
Küçük ayı bir arabayı çeken ki at ve büyük ayı da yedi kurttur
Bu yedi kurt sürekli bu iki atı kovalar; ancak yakalayamazlar çünkü yakaladıklarında kıyamet kopacaktır
Yakut Türklerine göre de ay dolun olup gökte parladığında kurtlar ve ayılar aya hücum ederek onu yerlermiş
Daha sonra tanrı ayı yeniden diriltip olgunlaştırırmış
__________________
alinti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul