Konu
:
Türkler'in Konar-Göçer Bir Hayat Sürmelerinin Nedenleri
Yalnız Mesajı Göster
Türkler'in Konar-Göçer Bir Hayat Sürmelerinin Nedenleri
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Türkler'in Konar-Göçer Bir Hayat Sürmelerinin Nedenleri
Uçsuz bucaksız topraklara sahip Orta Asya’da (Türkistan) en eski devirlerden itibaren birbirine zıt iki kültürün geliştiği anlaşılmaktadır
Kuzeyde her zaman hareket halinde ve harekete hazır topluluklar bulunmaktadır
Güneyde su kenarlarında yerleşmiş bulunan toplulukların kültürleri çok yönlü gelişmektedir
Bozkırda görülen ilk göçebe insan toplulukları hayatlarını vahalarda tarımla uğraşarak devam ettiriyorlardı
Zamanla iklim kuraklaşmış yağışlar yetersiz kalmış ve ırmaklardan sulamada faydalanmak mümkün olmamıştır
Vahalardaki insan toplulukları iklimin kuraklaşması sebebiyle tarımı bir yana bırakmışlardır
Hayvanlarına elverişli otlaklar bulmak amacı ile b
aşk
a yerlere göç etmek mecburiyetinde kalmışlardır
Hayvancılık dar ve geniş vadilerde gelişmiştir
Artan nüfusun yiyecek giyecek ve barınak ihtiyacını karşılamak amacı ile yeni otlaklar arayıp bulmak zaruri olmuştur
Yapılan araştırmalar ve arkeolojik kazılar neticesinde göçebe hayat tarzının uzun zaman devam eden karışık bir ekonomik durumdan doğduğu ve geliştiği anlaşılmıştır
Yağışların yetersizliğinden bozkırlardaki otlar tamamen kururdu
Tabiatın bu kısırlığından büyük ölçüde etkilenen göçebe Türkler koyun ve atlarının beslenmesi için devamlı otlak arama ihtiyacını duyarlardı
Hayvanlarını besleyebilmek için yaz mevsiminde otu ve suyu bol yaylalara dağ eteklerine giderlerdi
Bu durum aylarca süren bir göç hayatını doğururdu
Güz ortalarından itibaren soğuk kış mevsiminde kendilerini muhafaza edecek uygun vadiler ararlardı
Kış mevsimi ırmak boylan çukur ve alçak vadilerde geçirilirdi
Yazın gidilen yerlere yaylak (yayla) kışın oturulan yerlere de kışlak denirdi
“Bazı milletler bazı devirlerde oturdukları saha münhasıran ziraatle geçinmeyi mümkün kılmadığı için büyük miktarda hayvan beslemeye mecbur oluyorlar hayvan beslemeye mecbur oldukları için göçebelik hayatı sürüyorlar
”
“Ziraatle uğraşan Türklerin başlıca serveti küçük ziraat sahalarından ibaret tarlalar olduğu gibi göçebe Türklerin esas serveti hayvan sürülerinden ibaret olurdu
Onun için göçebe Türkler hayvanlara “tavar” derlerdi
Eski Türkçede tavar sadece “servet” manasını ifade eder
Göçebe Türklerin esas serveti hayvanlardan ibaret olduğundan hayvanlara “tavar” demişlerdi
Bu tavar kelimesi Anadolu Türkçesinde davar telaffuz olunmaktadır
Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in
şiirler
inde tavar servet manasında kullanmıştır
Bu kelimeyi Mahmut Kaşgari de bu manada kullanmıştır
Tavar kelimesi Türkçeden Rus diline de geçmiştir
Ruslar bugün ticaret mallarına “Marchandise e towar” derler
”
Türk boylarının kışlak ve yaylak arasındaki yıllık göçleri töre ekonomik şartlar ve mülkiyet esasına göre yürütülürdü
Her boyun yaylak ve kışlağı belli idi
“Kışlak sahalar komşulardan genellikle tabii sınırlarla ayrılacak şekilde bölünmüştür
Bunlar dere göl tepe yamaç vb
nesnelerle sınırlanır
Tabii sınırlar bulunmadığı taktirde direk ve taş gibi suni işaretler dikilir
Bir sahanın sının bütün akraba ve komşularca bilinir dokunulmaz ve bunlar soylann himayesinde bulunur
Kışlaklar bir şahsın mülkü sayıldığı halde yaylaklar soyun ortak malıdır
”
Göçebe Türkler yiyecek giyecek barınak ve göçle ilgili araçlannı kendileri temin ederlerdi
Buna karşılık yerleşik komşulanndan (şehirlilerden) tahıl baharat çay pirinç vb
şeyler alırlar ve ellerindeki mallar ile değiştirirlerdi
Her göçebe Türk ailesi bu değiştirme sayesinde kendi kendine yeterli bir seviyeye gelmiştir
Bu durumdan da büyük bir istiklal ve hürriyet fikri doğmuştur
Göçebelik birçok yönüyle yerleşik topluluklardan (çiftçilerden) daha üstün özelliklere sahip bir hayat tarzı idi
Hayvan ehlileştirmek yetiştirmek bitkilerin yetiştirilmesinden ve haşatından daha zor bir işti
Hayvan yetiştirmek emek enerji ve tecrübe isteyen bir sanattı
Hayvanı ehlileştirmekle iş bitmezdi
Hayvanlan besleyip doyurmak için otlak peşinde dolaşılır yeşillik aranır ve yedirilirdi
Bu emeğe karşılık süt et deri ve yapağı elde edilirdi
Bu zahmetli ve güç şartlar altındaki yaşayışla çobanlık mahareti yanında askerlik yeteneği kazanılırdı
Aynca sorumluluk ileri görüşlülük fiziki ve ahlaki gelişmeler kuvveüenirdi
M
Ö
I
binde Orta Asya’da binicilik ileri ve yaygın bir durumda idi
Bu sebeple Türkler at sayesinde önemli ve süratli bir yer değiştirme aracına sahip bulunuyorlardı
Atlı Türkler büyük mevsim göçlerini çabucak yapıyor istedikleri yerde aniden konaklayabiliyorlardı
Göçebelik yeşil vadilerde ve ırmak kenarlannda mevsimlere bağlı olarak yapılan ekincilik ve ormanlık bölgelerdeki avcılıktan daha faydalı bir yaşama tarzı idi
Göçebe At en eski Türk topluluklarından zamanımıza kadar insanla birlikte savaşlara katılmıştır
Kaderini sahibinin kaderine bağlamış bir mahlûk (yaratık) olarak tanınmıştır
Birçok Türk boylan bu derin sevgi ve bağlılıktan dolayı atın adını almış ve kullanmışlardır (Suru Külbey Kara Bey Boyla Çoban Alayundluğ Toraygır San-Tay Boz-Tay Celalüddin Karatay)
Türkler'in yerleşik olduktan bölgelerde yapılan kazılar neticesinde ehlileştirilen (evcil) hayvanlar arasında ilk sırayı atın aldığı açıklık kazanmıştır
Şibe Katanda Başadar Berel Tüekta Pazınk ve Noin-Ula kurganlannda at cesetleri çıkmıştır
Atlann gömüldüğü bölümlerden koşum takımlan eyerler eyer altı örtüleri ve atla ilgili zengin malzeme ele geçmiştir
Binicilik dışında at beslemenin sebebi eti sütü ve derisinden faydalanmaktı
Türkler atın etini yer sütünden kımız yaparak içerlerdi
Derisini de giyecek malzemesi olarak kullanırlardı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul