Yalnız Mesajı Göster

Tarihe Şâhit Bir Şehitlik

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihe Şâhit Bir Şehitlik







Berlin'deki Şehitlik Camiî'ni ilk defa 1985'te ziyaret etmiştim O zaman, mezarlığın kurucusu olan ve bakımını yapan Hafız Şükrü Bey'in evi, camiye yeni dönüştürülmüştü Berlin Duvarı yıkılmadan kısa süre önce camiye tekrar gitmek nasip olmuştu O zaman, Almancaya tercüme ettiğim Veda Hutbesi'nin Zaman gazetesinde yayımlanan kupürünü mihrabın yanıbaşında asılı görünce mutlu olmuştum

Daha sonra eskisinin yerine yapılan Şehitlik Camiî'ni birçok defa ziyaret etme fırsatı buldum Bu güzel mekânın Müslümanları ve Hristiyanları nasıl kaynaştırdığına, mânevî atmosferinin insanları nasıl yumuşattığına şahit oldum Sanat ile tarihin iç içe geçtiği bu cami ve mezarlığın en güzel yanı, farklı kültürlerden insanlara tefekkür kapılarını aralaması olsa gerek Mezar taşlarının ve bir caminin hazîresinin tefekküre, ibrete ve hizmete ne ölçüde vesile olabileceğini en çarpıcı şekliyle burada gördüm Bu camiyi özellikli kılan husus, yanındaki mezarlıktır

Tarihi

Şehitlerin, Kur'ân'ın ifadesiyle 'aslında ölmediklerini', Cenab-ı Hakk'ın kendilerine mahsus kıldığı bir hayat mertebesinde yaşamaya devam ettiklerini ve tarihe şâhitlik yapan birer âbidevî şahsiyet hüviyeti kazandıklarını burada görebiliriz Osmanlı Sultanı 3 Selim'in, Prusya Kralı 3 Friedrich Wilhelm nezdindeki ilk daimî (sürekli ikamet eden) sefiri Ali Aziz Efendi, 3 Haziran 1797 günü geldiği Berlin'de 29 Ekim 1798 günü vefat eder O devirde İstanbul'a nakil imkânı olmadığı için cenazenin Berlin'de defni gerekir Kral 3 Friedrich Wilhelm, Tempelhof civarındaki 'Kasaplar Çayırı' denen bugünkü Urbanstrasse (Urban Caddesi) üzerinde kalan mevkiden, parasını kendi ödeyerek bir parça toprak satın alır ve burayı Ali Aziz Efendi'nin defnine tahsis eder

Şair ve mutasavvıf olan Ali Aziz Efendi, Prusya'nın (Almanya) eski İstanbul elçilerinden Şarkiyatçı Friedrich von Diez ile felsefî ve ilmî bahislerde yazışmıştır Bu mektuplaşma Türk düşünce tarihi açısından önem taşır Von Diez, şarkiyatla ilgili bazı meselelerde Ali Aziz Efendi'ye sorular sorar Bu sorular önceleri dil ve gramer hususlarındadır Sonra fesahat ve belagat arasındaki farka geçilir Akabinde yazışmalar bazı konularda gittikçe derinleşir Aziz Efendi, Farsça lâfızları açıkladığı gibi, harf sırasına göre tertiplenmiş bir şekilde terimlerin mânâlarını karşılarına yazarak von Diez'e cevaplar verir Aziz Efendi, "stoa" ve "revakiyyun"a karşılık olarak "ehl-i üstüvâne" ifadesini kullanır Alman şarkiyatçının daha sonra Güneş'in mahiyeti, aklın nasıl bir şey olduğu, elektrikle yıldırım münasebeti gibi konularda sorular ihtiva eden bir metin gönderdiği biliniyor1

Osmanlı'nın daha sonraki sefirlerinden Mehmed Esad Efendi'nin de defnedildiği (1804) mezarlık, Prusya'nın Fransız işgali altında olduğu yıllarda unutulup kaybolur Öyle ki, 1834 tarihli şehir plânında dahi gösterilmez 1836 yılının ilkbaharında bir köylü, tarlasını sürerken kabirleri bulur Kralın emri üzerine mezarlık yeniden düzenlenir 1839'da Berlin Sefareti Sır Kâtibi Rahmi Efendi de buraya defnedilir 2 Mayıs 1865 tarihinde çevredeki bir kışlanın büyütülmesi sebebiyle mezarlığın bugünkü yerine nakledilmesine karar verilir 29 Aralık 1866 günü eski Türk Mezarlığı'nda bulunan mevtalar, dinî bir merasimden sonra yeni kabirlerine defnedilir Buraya defnedilenlerin hatırasına Sultan Abdülaziz'in emriyle bir anıt yaptırılır

Alıntı Yaparak Cevapla