Yalnız Mesajı Göster

Nizamî Gencevî'de İdeal Toplum Ve Devlet

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nizamî Gencevî'de İdeal Toplum Ve Devlet







12 yüzyılda Azerbaycan'ın Gence şehrinde doğan Nizamî (1141?1209), gerek Azerbaycan gerekse dünya düşünce ve edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir Gencevî'nin yaşadığı dönemde Azerbaycan'da tezatlarla dolu bir süreç yaşanmaktadır 12 yüzyıl Azerbaycan toplumu üzerinde bir taraftan kanlı baskınlar, yağmalamalar, iç karışıklıklar, siyasî entrikalar diğer taraftan dış baskılar büyük bir bozucu tesir oluşturduğundan insanlar kendi menfaatleri için yaşar hâle gelmiştir1 Dönemin toplum yapısını şair;

"İnsanda insanlık öldüğünden beri,

Yitirilmiş insanlığın parlak gövheri

İnsanlık nakışını okusan bir bir,

Bilirsin insanlık nedir bugün

Gözbebeğin kapağı niçin karadır?

İnsanlık ölmüş, matem tutmaktadır"2

mısralarıyla ifade eder

Gence 12 yy'da Azerbaycan atabeylerinin başşehri olduğundan, devlet idarecilerinin çoğu bu şehirde yaşamaktadır3 Dönemindeki şairlerinden farklı olarak Gencevî, saraydan ve yöneticilerden uzak durmuştur Onun bu uzaklığı, yönetim ve yöneticiye tarafsız bakabilmesini sağlamıştır

Gencevî'nin Hamse'si (Beşlik); Sırlar Hazinesi, Hüsrev ve Şirin, İskendernâme, Leylâ ile Mecnun, Yedi Güzel isimli beş bölümden oluşur Gencevî'nin bu eseri, daha sonra Fuzulî ve Nevaî gibi birçok ünlü şair tarafından taklit edilmiştir

Gencevî yazdığı birçok eserini Azerbaycan atabeylerine ve komşu Müslüman hükümdarlara ulaştırmış ve onlara eserleriyle ışık tutmuştur Eserlerinin başında 'eserin yazılma sebebi' veya 'padişaha hitap' bölümü bulunmaktadır Bu bölümde Gencevî, eseri ithaf ettiği şahsın iyi ve kötü yönlerini edebî bir şekilde anlatarak o şahsı iyilik ve doğruluğa davet etmektedir:

"Sana bu şahlığı bahşeden kimse

Vermiştir yüreğin ne istemişse

Şahlık et, verilmiş sana ülkeler,

Yardımcı ol, halklara adalet et"4 mısraları bu hususa ışık tutacak niteliktedir

Nizamî'nin her biri birer selâmlama hüviyeti taşıyan eserleri, aslında adına gönderilen hükümdara aynı anda birer hiciv hususiyeti de taşımaktadır5 Nizamî çok iyi bildiği Asr-ı Saadet dönemini, eserlerindeki kahramanlar üzerinden yaşadığı çağın anlayışına aktarmakta ve hayatı yaşanmaz hâle getiren idarecilere usulünce bir çıkış yolu göstermektedir

İçinde yaşadığı toplumun hatalarından yola çıkarak 'ideal yönetici, ideal toplum' arayışında olan Nizamî, çağdaşı olan birçok aydına tesir etmiştir Aynı dönemde yaşayan Behmenyar, Hakan-i Şirvanî, Katran Tebrizî, Ebu'l-Âla Gencevî, Feleki Şirvanî, Baylaganî gibi birçok âlim, Nizamî'yle birlikte, yakın ve Orta Doğu'da tıp, hukuk, felsefe, edebiyat, müzik gibi sahalarda tesirli olmuştur6

Toplumunun yaşadığı sıkıntıları çözüme kavuşturmak için çalışan Gencevî, "Hamse" adlı eserinde, kâmil şahsiyet ve toplum inşa etmenin nasıl mümkün olacağı üzerinde durur O, eserinde Allah'ın her iki dünyada mutlu bir hayat sürebilme imkânı sağladığı kullarının, hemcinsleri tarafından zulümlere maruz bırakılmasını kabul edememiş ve sanatının bütün gücüyle bunlarla mücadele etmiştir Gencevî eserlerinde kahramanlarına çoban, bahçıvan vb çeşitli karakter elbiseleri giydirerek insanları eğitmeyi gâye edinmiştir Şâir, 'Hamse' isimli eserinde adaletli yönetici karakterini ele alır

Gencevî, içtimaî kargaşa ve huzursuzlukların arkasında zalim, gaddar ve başarısız yöneticilerin olduğunu göstermek için, Makedonyalı İskender'i, eserinde kahraman olarak kullanmıştır Eserindeki temsilî kahramanlar üzerinden dönemin idarecilerinin kusur ve hatalarını ortaya koyan Gencevî bununla devrin yöneticilerine bazı mesajlar verir Hamse'nin üçüncü bölümünü oluşturan 'İskendernâme'de Makedonyalı Büyük İskender'i, insanlığa hak ve adaleti, nizam ve ahlâkı getirecek, ahlâk düzenini sağlayacak bir mânevî lider olarak tasvir etmiş ve onu ülke ülke dolaştırmıştır İskender'in her bir seferinde insanlığın maddî-mânevî problemlerine nasıl çözümler bulduğunu resmetmiştir

Nizamî 'İskendernâme'de İskender'in beşer olduğunu unutmaz, onun yanlış ve haksız hareketler de yapabileceğini ortaya koyarak gerçekçi davranır Harplerin sulh için yapıldığını kabul etmekle beraber, bazen onları zulmet ve şer güçlerin ortaya çıkışının kaynağı olarak da kabul eder Eserlerindeki savaş sahneleri birer temsilî hikâye olup, hakikatte nefisle verilen mücadeleyi yansıtır

İdeal insan yönetici ve toplum

İskendernâme'deki karakterler üzerinden yöneticilerin, nasıl kâmil ve adil yönetici olabilecekleri ele alınmaktadır Birçok savaş, çatışma, baskın ve istilâ ve oldukça zor geçen bir süreç sonunda (küçük cihad) İskender kemâle ermiş ve hak ile batılı ayırmak için ikinci bir sefere (büyük cihad) hazırlanmıştır İskender bu seferle halkları, akıl ve idrak yoluyla mânevî inkişafa ulaştırmayı hedeflemektedir Hedef, ülkeleri istilâ etmek değil, ülkelere hakkı getirmek, hakkın bâtıla galip gelmesini temin etmektir Bunun için eserde bazen hikmetli sosyal hâdiselere, bazen tecrübeli âlimlere müracaat edilmekte ve kemâlat için ilim kadar tecrübenin de ehemmiyetine vurgu yapılmaktadır7 İbretlik hikâyeler üzerinden (İskender'le Çoban, Yoksul Çörekçi, Sokrat Hikâyesi, Hürmüz'ün Hikâyesi vb) İskender'in mânevî olgunlaşması teşvik edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla