Konu
:
Kızıl Elma..
Yalnız Mesajı Göster
Kızıl Elma..
11-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Kızıl Elma..
Kızıl Elma
tarihte Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden bir semboldür
Bu idealin esasını i’lâ-yı kelimetullah da denilen gazâ ruhu teşkil eder
Bu da İslâm dininin her yerde işitilmesini temin etmek demektir
Kızıl Elma
Eski Türklerden beri hükümet erkânının da
askerin de
halkın da haberdar olduğu bir ideal idi
“Hakkın beni gönderdiği yer”
Kimine Vaktiyle “Kızıl Elma’ya!” sözü
askeri cesaretlendirir
zaferin şifresini çözerdi
İyi de
Kızıl Elma ne idi
nerede idi?
Kızıl Elma müşahhas (somut) bir semboldür
Bizans tahtının üzerinde veya Ayasofya kubbesinden sarkan ve Hazreti İsa’ya ait olduğu söylenen altın top yahud Ayasofya önünde İmparator Iustinianus heykelinin elindeki altın küre sebebiyle İstanbul Kızıl Elma olarak anılmıştır
Fetihten az evvel bu küre düşmüş ve bir daha yerine konamamış; bu da Bizans’ın düşüşüne işaret sayılmıştı
Üstelik imparatorun eli yeni fâtihlerin memleketi olan doğuyu gösteriyordu
İstanbul’un fethinden sonra
Papalığa ait San Pietro Kilisesi’nin bakır renkli kubbesi veya mihrabındaki altın toptan dolayı Roma Kızıl Elma sayıldı
Roma’nın fethedileceğine dair hadîs-i şerif sebebiyle Müslümanlar Roma’nın fethini hedef edinmişti
Bundan dolayı Kızıl Elma tabiri en çok Roma için kullanılmıştır
Yıldırım Sultan Bayezid
cülûs tebriki için gelen ecnebilere
“Roma’ya kadar gidip
atımı San Pietro mihrabında yemleyeceğim” demişti
Zaman ilerleyip fetihler arttıkça Kızıl Elma mefhumu da değişmiştir
Evliyâ Çelebi Kızıl Elma’nın cihan hâkimiyeti idealinin hedefini teşkil eden ve Hıristiyanlığın merkezi pozisyonundaki altı meşhur “Frenk Şehri” olduğunu söyler
Bunlar Kızıl Elma Sarayı’nın bulunduğu Budin
Kızıl Elma Kilisesi’nin bulunduğu Estergon
İstolni Belgrad
çan kulesinde altın top asılı Sen Stefani Kilisesi sebebiyle Beç (Viyana) ve Köln gibi fetih planı içindeki şehirlerdir
İlk üçü Macar
diğer ikisi Avusturya Kralı’nın pâyitahtı idi
Budin’in fethi üzerine şairler padişahı Kızıl Elmayı aldığı için tebrik eden
şiirler
yazmıştır
Sâbit’in mısraı şöyle: Kızıl Elmayı tığiyle kim aldı şah dedim tarih
Hayretî de der ki: Çıktı bir sahibi kemal dedi ana tarih/Şahım Kızıl Elma’yı ayva ile doldurdun
Üç kıtanın birleştiği yerde devlet kurmadan evvel
Osmanlılar bunu millî vicdanlarında kurmuşlar ve bütün hamlelerinde o büyük ülkünün gittikçe uzaklaşan hudutlarına doğru atılmışlardır
Ana vatana her taraftan genişleyen bir harita çizilmiş gibidir
Gönüllerdeki bu haritanın türlü istikametlerindeki büyük merkezlerine hep Kızıl Elma denmiştir
Ömer Seyfeddin’in 1917’de yazdığı Kızıl Elma adlı hikâyesinde Kanuni Sultan Süleyman Kızıl Elma’yı “Hakkın beni gönderdiği yer” olarak tarif eder
Nitekim bu padişah arada bir askerlerin kışlalarını ziyaret edip şerbetlerini içer
sonra bardakları para ile doldurur
ayrılırken “Kızıl Elma’da görüşürüz” derdi
Asker de “Destiye kurşun atar
keçeye kılıç çalarız
padişahım seninle biz
Kızıl Elmaya dek gideriz” derdi
Yahya Kemal de bu ülküyle coşup şöyle söylemiştir:
Çıkdı Otranto’ya pür velvele Ahmed Paşa
Tuğlar varsa gerekdir Kızıl Elma’ya kadar
Roma’da San Pietro kilisesinin kızıl elma görünümündeki mihrabı
Kızıl renk murad rengi
Kızıl renk ve elma eski Türk töresinde derin mânâlara sahiptir
Elma muradı ifade eder
Masallar “Gökten üç elma düştü” diye biter
Kızıl renk de murad rengidir
Bayrak kırmızıdır
Gelinlik kırmızıdır
Lohusa yatağı kırmızıdır
Kırmızı
her gün doğuşuyla dünyaya hayat ve ümit veren güneşin rengidir
Doğarken ve batarken altın top şeklindedir
Sadece Çingeneler değil
bütün Şark bu renge tutkundur
Eski düğünler oğlan evinden kalkan bayrakla başlardı
Tepesine kızıl bir elma yerleştirilen bayrak düğün müddetince kız evine dikilir; sonra tekrar oğlan evine getirilirdi
Kızıl Elma aynı zamanda altın top demektir
Çünki kızıl
altın için de kullanılır
Böylece harbin ganimet faslına da işaret ederek heyecanı kabartır
cesareti arttırır
Yunan mitolojisinde de Atlas’ın dört kızı (hesperides) altın elma ağacını korur
Altın Elma (küre) her yerde olduğu gibi Türk mitolojisinde de cihan hâkimiyetini ifade eder
Halk kültüründe de bilinir ve dile getirilir
Destan şöyle: Atam olur öğrendim ata binmeyi/pirimden öğrendim kılıç çalmayı/Dilerim Mevlâdan Kızıl Elmayı/Yan anam yan
bana derler Genç Osman
Saltuknâme’de Avrupa içlerine yapılan bir sefer anlatılır: “Bir ulu şehre çıktılar
Bir ulu kilise kapısı üstünde bir altın top dururdu
Pes anda Sarı Saltuk eğitti
‘Bu nedir?’ Eğittiler
‘Buna kızıl elma derler’
Kasdetti ki o ulu altın topu indire
Hızır aleyhisselam geldi
‘Hazreti Muhammed halifesi gele
o indire’ dedi
” Bir de Alman efsanesi var: Kıyamete yakın Türkler Köln’ün altın elmasına (golden apfel) kadar gelip atlarını katedralin sütunlarına bağlayacak; ama sonra hepsi yok olacaktır
Buna Liechtenstein Kehâneti derler
Hatta Anadolu Felâketi’nden önce fazla coşkulu bazı Yunanlılar “Türkleri Anadolu’dan sürelim
ta Kızıl Elma’ya kadar” demişlerdi
Hayalden hayal kırıklığına
Kızıl Elma
Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasıyla hayal kırıklığına dönüştü
Şair bunu şöyle terennüm eder:
Kızıl Elma kapusunu feth ederken nacağı
Ne revâdır bozula Hazreti Bektaş ocağı
Son devirde Ziya Gökalp’in öncülük ettiği “Yeni Milliyetçilik” telâkkisinde Kızıl Elma artık “Türk kavminin” cihan hâkimiyetinin sembolüdür
1913’te yazdığı şiirinde şöyle der: Buymuş meğer Türk’ün Kızıl Elma’sı/Böyle demiş Oğuz Hanın yasası
Tarih boyunca hep batıya doğru olan Türk fetihlerinin yönü artık Orta Asya’dır
Yani “Kızıl Elma Turan’dır” demek istenmiştir
Nehirlerin doğuya akanı makbuldür
ama şehirler hep batı yönünde büyür
"Prof
Dr
Ekrem Buğra EKİNCİ"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul